Ahmet Emin Yılmaz
Ahmet Emin Yılmaz

Amerika ilişkilerine asker bakışı: Bölgesel güç olmamızı istemiyor! 

Şu günlerde… Fırat’ın doğusuna yapmaya karar verdiğimiz operasyonla ilgili önemli gelişmeler yaşanıyor. Amerika ile birlikte kuracağımı Ortak Harekat Merkezi için bir grup Amerikalı askerin Şanlıurfa’ya geldiği haberleri gazete ve televizyonlarda yer aldı.

Bir yanda bunlar olurken…

1. Ordu Komutanlığı ve Genelkurmay 2. Başkanlığı yapan Emekli Orgeneral Ergin Saygun geçtiğimiz günlerde Türk-Amerikan işadamları tarafından kurulan ve Türk Mirası Vakfı anlamına gelen Turkish Heritage Organization’un Washington’da düzenlediği konferansta konuştu.

Amerika’da barındırılan Fethullah Gülen için “Hangi amaçla kullanmak istiyorsunuz?” diye soran Saygun sonrasında Ortadoğu’da yaşananların arka planını irdeledi:

1-262.jpg“Batı için, ama özellikle ABD için, orta doğu iki şey ifade eder. İsrail’in güvenliği ve enerji kaynaklarının güvenliği. Ortadoğu’da ne olursa olsun bu iki pencereden görülmelidir.”

Şöyle devam etti:

“Ayrıca enerji kaynaklarını güvence altına alacak, İsrail ile geleneksel bağları olan ABD’yle uyumlu bir dost ihtiyacı karşılayacaktır. Kürtlerden daha uygun başka kim var. Batı’nın, özellikle de ABD’nin yıllardır bağımsız bir Kürt devleti için çaba göstermesinin nedeni budur.”

Bu doğrultuda…

Asıl amacın F-35 ve S-400 değil “İsrail’in güvenliği” olduğunu vurgulayıp şuna dikkat çekti:

“Amaç o bölgedeki enerji kaynaklarından Türkleri uzak tutmak. Şimdi de Doğu Akdeniz’de enerji kaynaklarından uzak durmasını söylüyor.”

Şu sözleri önemli:​ 

“Hiçbir şey tesadüfen olmuyor. Ortadoğu’daki her hareket çok daha önceden planlanmıştır. Ortadoğu’da hiçbir ülke geleceği hakkında kendi karar alamaz. Kararlar hep başkaları tarafından alınır, Devletler kurulur, başındaki adamlar belirlenir. Her zaman böyle olmuştur ve bundan sonar da böyle olacaktır.”

Şunun altını çizdi:

“Her şeyden önce ABD Türk dış politikasının bağımsızlığından memnun değildir ve Türkiye’yi bölgedeki uzun vadeli ABD hedeflerine karşı kısa vadeli diş politika çıkarlarını geliştirmeye çalışmakla suçlamaktadır.”

Düşüncesi de şu:

“ABD Türkiye’yi bölgesel bir güç olarak görmek istemiyor.”

 

Saygun Paşa: Sıranın sonu Türkiye

 

2-230.jpgOrtadoğu’da olanları ve Türkiye-Amerika ilişkilerini Washington’daki Turkish Heritage Organization konferansında asker gözüyle değerlendiren Emekli Orgeneral Ergin Saygun yaşananları anımsattı:

“Önce İran. Ambargolar, ILSA, kotalar, ticaret yasağı bu ülkeyi hapsetmek için. İkincisi Irak’tı. Sonra Mısır. Müslüman kardeşler seçilirlerse İsrail’e cihad ilan etme sözü verdiler, seçildiler ancak askeri darbe ile devrildiler.”

Ardından…

“Bunları Suriye ve Lübnan takip edecek” dedi ve kaygını paylaştı:

“Ve en son Türkiye.”

 

 “NATO ve ABD Türkiye’nin güvenlik kaygılarını dikkate almıyor”

 

3-165.jpgAslında… Türk-Amerikan işadamları tarafından Washington’da kurulan ve Türkçe karşılığı Türk Mirası Vakfı olan Turkish Heritage Organization konferansında konuşan Emekli Orgeneral Ergin Saygun iki ülke arasındaki ilişkilere gerçekçi şekilde ayna tuttu.

Örneğin…

Amerika’nın başkentinde söylediği şu cümle önemli:

“NATO ve ABD’nin Türkiye’nin güvenlik kaygılarını tam olarak dikkate almadığına inanıyorum. Avrupa-Atlantik bloğundan zorla uzaklaştırılma çabalarını izlemekteyiz. Kendi başımıza olduğumuzu ve yalnız bırakıldığımızı hissediyorum.”

Yine…

Dile getirdiği şu ifadeler de çok çarpıcı:

“Türkiye’ye karşı bir ABD saldırısı olasılığı hakkında konuşuluyor. ABD Türkiye’yi muhasım ilan etmiştir. Bu bize kendimizi savunma hakkı verir.”

Devamında da şu değerlendirme var:

“ABD’ye karşı savunmamızı, kullanılmasına teknik olarak müdahale edebileceği ABD silahları ile mi yapalım yani? Olacak iş değil. Onun için, başka kaynaklara yönelmemizden daha normal ne olabilir ki?”

 

Stratejik ortak mı, müttefik mi, dost mu?

 

4-084.jpgEmekli Orgeneral Ergin Saygun konuşmasında Türkiye-ABD ilişkilerini değerlendirirken önemli bir noktaya dikkat çekti:

“Siyasetçiler Türkiye-ABD arasında stratejik ortaklık olduğunu söylüyor. Ne yazık ki bu doğru değil. Biz müttefikiz, ama aynı zamanda dost olmalıyız.”

Şöyle devam etti:

“Tehdit ve ültimatomlar devam ettikçe iki ülke arasında dostluk mümkün olmaz.”

Şu cümlesi de mesaj gibi:

“Silahları her zaman başka yerlerden de temin edebilirsiniz, ancak kaybedilen güveni geri getirmek çok zor.”

 

Vali Canbolat’tan konutta ‘mülki amirler ailesi’ bayramlaşması

 

5-048.jpgBursa’da görev yapan en genç valiler arasında yer alan Bursa Valisi Yakup Canbolat’ın farklı bir yönetim anlayışı var. Özellikle birlikte yönetim sergilediği vali yardımcıları ve kaymakamlarla mülki amirler ailesi anlayışını önemsiyor.

Bunu da…

Kentin yönetiminde devlet adına söz sahibi olan vali yardımcıları ve kaymakamların ailece bir araya gelmelerini sağlayarak yapıyor.

Nitekim…

İlk adımı, bahar aylarında gerçekleşen kaymakam eşlerinin Mudanya gezisi ile atmıştı. Yıllardır ara verilen uygulamayla hem vali yardımcıları ve kaymakamların eşlerinin kaynaşmasını, hem de yönettikleri kentin değerlerini tanımalarını sağlamıştı.

Bu kez…

Vali yardımcıları ve kaymakamların eşleriyle birlikte katıldıkları Valilik Konutu’nda bayramlaşma düzenledi. Ortaya da mülki amirler ailesi tablosu çıktı.

 

Siyasetin vefası işte bu!

 

6-036.jpgHamza Geldi yıllarca Milli Görüş siyasetinin neferi olarak çalıştı.

Yakalandığı kas erimesi hastalığı nedeniyle artık evinden çıkamıyor, ama çok sevdiği Bursaspor formasıyla konuklarını yatağında olsa da ağırlıyor.

Her fırsatta sevgi, saygı, vefa görüyor.

Nitekim…

Saadet Partisi yöneticileri partinin bayramlaşması sonrası Abdullah Karakaş önderliğinde Hamza Geldi’nin evine gidip bayramlaştılar siyasi vefayı bir kez daha gösterdiler.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X