Engin Özpınar
Engin Özpınar

Asya Pasifik’te dengeler Çin ve Rusya’dan yana

Japonya ve Rusya liderleri Şinzo Abe ve Vladimir Putin kısa süre önce ortak bir basın toplantısıyla Kuzey Kore’nin bölge güvenliğini tehdit eden füze denemelerini “kararlılıkla” kınadılar.

Hemen ardından da bir barış anlaşması imzalamaya karar verdiler. Bu konuda da “kararlı olduklarını” deklare ettiler. Şinzo Abe, “Ben ve Putin barış anlaşmasını bizzat imzalayacağız” ifadesini kullandı.

***

Biliniyor ki Japonya, ABD’nin en önemli müttefiklerinden biri.

Ayrıca, Kuril Adaları’nın kendilerine ait olduğunu savunarak Rusya’yla didişip duruyor. Hatta bu yüzden barış anlaşması imzalanmasında adaların geri verilmesini şart koşuyor.

Ne ki, şimdi, Rusya’nın söz konusu adalarda ortak enerji ve ekonomik faaliyet önerisini kabul ederek barış anlaşmasına evet diyor.

Tokyo’nun Moskova’yla bu şekilde yakınlaşması bölgedeki stratejik dengeler açısından sürpriz bir gelişme oldu.

Demek ki, Japonya, başında Trump gibi bir liderin bulunduğu ABD’yle ittifakın güç kaybını da hesaplamaya başlamış bulunuyor.

***

Öte yandan stratejik denge oyununda kazanan sadece Rusya olmadı; Batılılar Çin’in ağırlığını da teslim etmek zorunda kaldılar.

Örneğin ABD Başkanı Trump sık aralıklarla Pekin’in telefonlarını çaldırarak Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping’le görüştü.

Almanya Başbakanı Angela Merkel de, aynı şekilde Çin liderini arayıp destek mesajını iletti. Merkel, “Sorunu bir an önce çözüme kavuşturmak için Pekin’le temasları güçlendirmeye hazır olduğunu” bildirdi.

***

Gidişat, Çin ve Rusya’nın öne çıktığı yeni bir dünya düzenine doğru…

Genelde Batı gerileme döneminde.

Ancak Almanya’yı Batı’dan ayırmak gerekecek.

Merkel, çok önceden bugünleri öngörmüştü.

Bakınız, Çin Cumhurbaşkanı Şi Cinping ne diyor:

“Almanya’yla işbirliğimizin önemi ikili çerçeveyi aşıp dünya barışının ve istikrarının korunması ve ortak kalkınmanın hızlandırılmasında giderek daha da önemli rol oynuyor.”

***

Bundan böyle dünya egemeni ABD’nin işi zor… Hele Trump’lı ABD’nin işi daha da zor!

 

BM’nin kimyasal saldırı iddiası havada kaldı

 

BM’nin 4 Nisan’daki Han Şeyhun kimyasal saldırısından Şam’ı sorumlu tutması Batı’da pek ses getirmemiş.

Ünlü İngiliz gazeteci Robert Fisk, The Guardian’daki yazısında böyle diyor. Aynen aktaralım:

“Rejimin bu yaz 80’den fazla sivili bir gaz saldırısıyla öldürdüğü yönündeki BM raporu, Suriye’deki savaş suçlarını eskiden mübalağa eden ve Donald Trump’ın bir Suriye hava üssüne amaçsız saldırısını destekleyen Avrupalı siyasetçiler üzerinde pek ses getirmedi.”

Anımsayalım:

Pulitzer ödüllü Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, haziran ayında Alman Die Welt’te yayınlanan yazısında bir Amerikalı istihbaratçıya dayanarak kimyasal saldırının Trump’ın bir yalanı olduğunu anlatıyordu.

Şu var: ABD ya da başka bir büyük güç BM’yi kullanmak isteyebilir. Ne var ki BM kimsenin malı değil.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin bu yöndeki talepleri elinin tersiyle itmesi ve bunu da dünyaya duyurması gerekir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X