Engin Özpınar
Engin Özpınar

Avrupa’da bir AB var, bir de Fransa…

Almanya’da Münih Güvenlik Konferansı toplanırken AB’nin Suriye krizindeki başarısızlığı gündeme getirildi.

500 milyon nüfusu temsil eden ve birçok ülkenin ticari ortağı olan AB’nin, dış politikada hiçbir varlık gösteremediği belirtildi.

Konuyu gündeme taşıyan konferansın Alman Başkanı Wolfgang Ischinger oldu.

Ischinger, AB üyesi ülkelerin liderlerinin eşgüdüm içinde ve tek sesle konuşmak yerine kriz alanlarını kendi gündemleriyle ziyaret etmelerinden yakındı.

*

Örnek vermedi. Vermek isteseydi Fransa’yı işaret eder miydi, bilemeyiz.

Ama hemen her krizde kendi gündemini dayatmaya çalışan ülkelerin başında Fransa geliyor.

Anımsayanlar vardır: Libya’ya müdahalede, dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy kraldan çok kralcıydı.

Bugün de Suriye krizinde Macron, Sarkozy’ye özeniyor. O da kraldan çok kralcılık yapıyor.

Neymiş, Suriye’de sivillere karşı kimyasal silah kullanıldığı kanıtlanırsa Şam’ı vururmuş.

Bir AB var, bir de Fransa var.

Olasıdır ki Ischinger’ın yakındığı, ortak ses yerine kendi çirkin sesleriyle gerilim yaratanlar olmalı.

*

Konferansın Alman Başkanı, “Çağımızın sağ popülizmine verilebilecek en iyi yanıtın ortak dış politikayla güvenlik politikaları uygulamak olduğunu” savunurken, Avrupa’da artık “ulusal rüyalar içindeki küçük devlet” anlayışına yer olmadığını ileri sürdü.

 

Türkiye’ye Almanya’nın reel politik bakışı

 

Wolfgang ischinger, Almanya’nın birden fazla şapkası olan bir diplomatı. Daha önce önemli başkentlerde büyükelçi olarak görev yaptı. Sonra BM’de ülkesinin daimi temsilcisi olarak hizmet verdi. Şimdi de Münih Güvenlik Konferansı’nın başkanlığını yürütüyor.

Peki, Almanya’nın böylesine deneyimli diplomatı Türkiye’ye nasıl bakıyor, gelişmeleri nasıl değerlendiriyor?

DW Türkçe soruyor, ischinger yanıtlıyor.

Soru şu:

“Türkiye’nin Rusya’yla stratejik işbirliği güçlenirken Batılı müttefikleriyle de ilişkileri gerilimli bir süreçten geçiyor. Hatta ABD ile Türk askerleri arasında Suriye’de çatışma olasılığı konuşuluyor. Sizin değerlendirmeniz nedir?”

Yanıtsa şöyle:

“Türkiye, sadece jeostratejik bakımdan bile  Almanya ve Avrupa politikaları için vazgeçilemez yakın bir ortak. Yakındoğu ve Ortadoğu’ya ilişkin stratejik politikalarımızı Türkiye olmaksızın ya da Türkiye yokmuş gibi davranarak mı tanımlayacağız? Stratejik bakımdan bu kadar derin görüş ayrılıklarına sürüklenilmesi son derece üzüntü verici… Doğru olan ve reel politik açıdan da gerekli olan, ortaklarla mümkün olduğu ölçüde karşılıklı yararlı ilişkiler inşa etmektir.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X