Geleneksel hizmet yıldönümü değerlendirme toplantısında, dün sıra Osmangazi Belediyesi’ndeydi…

Başkan Mustafa Dündar 9 yıllık hizmet dönemini değerlendirdi.

O da, Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey gibi otobüsle gezdirdi eserlerini…

“Anlatmaya gerek yok! Görüyorsunuz! Mikemmel!” dedi.

*

Gezinin son durağı, Türkiye’nin hatta dünyanın en büyük panoramik müzesi dediği, 1326 Bursa Fetih Müzesi oldu.

Gerek ekolojik mimarisi, gerek özellikleriyle kentimize gerçekten de prestij katacak örnek bir proje olmuş…

İçini gezince bir müzeden ibaret olmadığını göreceksiniz…

İnşaatı hemen hemen yüzde 99’u bitmiş, iç tefrişatına geçilmiş bile…

Bu proje, bölgenin de değerini artıracak, hareket getirecek, çünkü gelen yerli-yabancı turistlerin öğrencilerin, görmeden geçemeyeceği bir müze olacak gibi…

Aldığım duyuma göre;

Başkan, bu projenin asla gerçekleşmeyeceğini yazan köşe yazarlarının, o yazılarına da müzede yer verecekmiş!

*

Başkan Dündar’ın, gururla söz ettiği yalnızca Fetih Müzesi değildi elbette…

Soğanlı’daki Bursa’nın en büyük Kentsel Dönüşüm projesi, Hamitler ve Yunuseli’ni canlandıran Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı, Demirtaş Kaliteli Yaşam Merkezi, Atletizm Salonu herbiri önemli projeler…

Özellikle Belediye Hizmet Binası önündeki soydaş pazarı olarak biline metruk alanı kamulaştırıp yıkması, bana göre Bursa’ya en büyük hizmeti oldu…

O alana dediği gibi meydan yaparsa, her zaman diyorum, heykeli dikilir.

Heykel demişken…

Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı’nın giriş ve çıkışına da birer heykel dikiyormuş Dündar…

Heykellerin adı bile var, biri Göç, diğeri Yurt!

*

Aynı zamanda eski bir milletvekili olan Başkan Dündar, hizmetlerini anlatırken siyaset yapmayı da ihmal etmedi.

Dayanamayıp arada erken seçim gündemindeki konulara da daldı.

Dünkü, icraat turunda bir şey daha dikkatimi çekti…

Diğer belediye başkanlarının aksine Mustafa Başkan’a, Mart 2019’daki yerel seçimlere ilişkin adaylık düşüncelerini soran olmadı.

Neden acaba?

   

Bakansız vekillik!

 

24 Haziran erken seçimiyle birlikte yürürlüğe girecek olan cumhurbaşkanlı hükümet sistemine göre, bakanlar, milletvekillerinden seçilmeyecekler.

Bu durum, milletvekilliğinin cazibesini de ister istemez olumsuz etkileyecek.

Çoğu siyasetçi bakan olma umuduyla milletvekilliğine aday oluyordu.

“Bakan olamayacaksam ne işim var Meclis’te?” diyenler olabilir.

Bakanların Meclis dışından seçilmesinin güzel yanları da yok değil…

Örneğin;

Milletvekili aday listesine giremeyenler, soranlara “Bilerek girmedim listeye. Ben bakanlık bekliyorum da!” diyerek, kendisini teselli edebilirler.

Parti Genel Merkezi de, vekil yapılmamasına tepki gösteren aday adaylarını şöyle avutabilir:

“Sen bakan olacak adamsın. Cumhurbaşkanımız da seni bakan olarak görmek istiyor. O yüzden milletvekili yapmadık, sevildiğini bil, partine küsüp hemen kaçma!”

 

 

Tek umudum, ramazan!

 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla, TBMM’de gerçekleşen özel oturumda siyasiler arasındaki gerginliği görünce gözüm korktu.

Bayramda bile bunu yapıyorlarsa, seçim sürecinde vay halimize!

Tek umudum;

Seçim propoganda döneminin son bir ayının ramazan olması!

Mübarek ayın manevi iklimi sayesinde bakarsınız siyasilerin de yürekleri, söylemleri yumuşayabilir!

Gerginliğin yerini, sevgi, saygı, hoşgörü, kardeşlik duyguları alır diye temenni ediyorum.

Dediğimin tam tersi olursa, ne tutulan oruçlardan ne de yapılan seçimden bir hayır gelir!

Sevaptan çok günaha gireriz.

Benden söylemesi!

 

Gül

 

– Siyasettin Hocam! Ne dersiniz, Abdullah Gül, SP’nin cumhurbaşkanı adayı olur mu?

– Olmaz!

– Niyeki ne?

– Gül’ün siyasi ömrü sandıkta tez olur!

– Neden?

– Artık bülbül ötmüyor gül dolu penceremde, şarkısını dinlersen anlarsın nedenini!

– Peki son bir soru… CHP’nin cumhurbaşkanı adayı kim olur?

– Daha kendileri bilmiyor kimin olacağını, ben nereden bileyim evladım? Hocayım ben evliya değil!