Engin Özpınar
Engin Özpınar

Bayrak krizi Barzani’nin yenilgisine dönüşebilir

Kerkük’teki bayrak krizinde anlaşıldı ki, Bağdat yönetimi beklenenin de ötesinde tepki gösteriyor Kürdistan projesine.

Bu tepki aynı zamanda şuna da işaret ediyor: Saddam’ın devrilmesinden bu yana Irak ilk kez Irak gibi olmaya başlıyor.

Ve kendine geliyor, 14 yıllık işgal döneminden sonra…

Bağdat düşünüyor: Egemenlik, ulusal birlik, toprak bütünlüğü savunulmadan bağımsız bir devlet olmak imkânsız.

*

İbadi hükümeti, Kerkük Meclisi’nde Irak bayrağının yanına asılan Kürdistan bayrağının kaldırılmasını istiyor.

Irak Parlamentosu da, Kerkük’te IKBY bayrağı asılmasına yönelik kararın anayasaya aykırılığını belirterek, “Orada asılacak bayrak Irak bayrağıdır” diyor.

Kentteki Arap ve Türkmenler de rahatsızlıklarını dile getirerek Barzani’ye tepki veriyor.

Ne var ki Mesut Barzani, Bağdat’tan ve Kerkük’ten yükselen tepkileri duymazdan gelerek yakın bir zamanda bağımsızlık referandumu düzenleyeceklerini açıklıyor.

Hemen arkasından da Kerkük’te kentin Kürdistan Bölgesel yönetimine katılması için İl Meclisi’nde oylamaya gidileceği haberleri devreye sokuluyor.

Tabii bunun da Irak Anayasası’na aykırı olacağı kesin.

Ancak Erbil bu kez kararlı görünüyor.

“Ne zamana kadar Bağdat’ı bekleyeceğiz. Artık adım atmanın zamanı geldi” şeklindeki tepkiler eskisinden daha fazla duyuluyor.

Barzani, bu konuda bir deneme yapmıştı 2008 yılında; Kerkük İl Meclisi’nden 3’te 2 çoğunlukla kentin Kürt Bölgesel Yönetimi’ne bağlanması kararı çıkartmıştı. Ancak daha sonra söz konusu karar Irak Anayasası’na aykırılığı nedeniyle iptal edilmişti.

Oysa şimdi “anayasaya aykırılık” diye bir engeli tanımıyorlar. “Gerekiyorsa anayasayı değiştirin. Bizden buraya kadar” diyorlar.

*

Tabii bu dayatma Bağdat’ı öfkelendiriyor.

Ve Irak, onca ezilmişlikten sonra ilk kez gerçek Irak gibi tavır almaya başlıyor.

Başbakan Haydar İbadi’nin, “IŞİD’in yok olmasının ardından, başta Amerikan askerleri olmak üzere yabancı askerlerin sayısının azaltılması gerektiği” şeklindeki uyarısı tartışılırken… Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi de “Ülkemizde Amerikan askeri üslerini istemiyoruz” diyerek asıl bombayı patlatıyor.

Onun arkasından da Gönüllü Halk Güçleri Haşdi Şabi’nin sözcüsü Ali el-Huseyni, ABD liderliğindeki uluslararası koalisyonun sivilleri öldürmekten başka bir şey yapmadığını savunarak Washington’ın askeri üslerini kapatmasını ve Irak’ın toprak bütünlüğüne saygı göstermesini istiyor.

*

Haşdi Şabi’nin toprak bütünlüğü vurgusu, tabii ki Irak’ın kuzeyini işaret ediyor.

Tehlikeli bir durum… Haşdi Şabi’nin eli beli kırılmalı!

Ancak o da yalnız değil. Arkasında Irak Başbakanı İbadi ve hükümet var.

Haydar İbadi, bakınız ne diyor:

“Irak bugünlerde [IŞİD’e karşı] zaferlerle yeniden doğuyor. Ama bazıları bu sevinci çalmaya çalışıyor. Kimler Haşd Şabi’yi ortadan kaldırmaya çalışırsa onların ellerini keseriz. Çünkü onlar Irak’ı ve halkını savunmak için ‘dini merceiyetin’ fetvasıyla gönüllü oldular.”

*

Şöyle bir düşünelim 14 yıllık süreci, ABD ve İngiltere’nin işgalinin yanı sıra bir de iç savaş… Ülkenin, müzeleri dahil tüm zenginliklerine Batılılar el koymuş, direnen ya öldürülüyor ya da cezaevlerinde işkence altında ölüme terk ediliyor.

*

Ne ki, Başbakan İbadi’nin dediği gibi şu anda Irak yeniden doğuyor.

Güneyi, kuzeyi, doğusu ve batısıyla yeni bir Irak geliyor aramıza.

Barzani’nin hayalleri, arkasındaki ABD gücüne karşın gerçekleşemezse yenilginin bedeli çok ağır olabilir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X