İsmail Öztat
İsmail Öztat

Bir yayın hikâyesi

İlk bakışta insanlara kolay gibi gö-

zükür…

Alırsınız 3 kamera, koyarsınız karşı-

sına ağzı laf yapan iki kişi, oturtursu-

nuz bir masaya, ver gitsin yayına…

*

Oysa TV sektörü, çok ilginç bir ya-

yıncılık şekli…

Beğenmediğiniz veya sizi ilgilendir-

mediğini düşündüğünüz bir TV prog-

ramı, sadece bir tek tuşa dokunarak

değiştirip yok edebiliyorsunuz.

*

Televizyonculuk…

Pahalı ve yoğun emek isteyen bir

iş.

Aslında buza yazı yazmak gibi bir

şey…

Yayına hazırladığınız her iş, bir sa-

niye sonra yok olup gidiyor.

*

İşin en rizikolu ve tehlikeli bölü-

mü…

Ana temelinde görsellik olduğu

için,

TV izleyen bir ailede bile beğeni

farkı oluşuyor.

Yani; aynı kanalı izleyen bir baba,

TV’deki programı beğenirken,

anne veya çocukları aynı görüşte ol-

mayabiliyor.

*

Yayıncılık ilkeleri, toplumsal ve eği-

tici mesajlar vermek, ayrı bir tartışma

konusu…

Ancak bir programı evinize kadar

taşımak için, zamanla yarışırken bakın

neler gerekiyor…

*

Öncelikle ve kesinlikle atacağınız

her adım RTÜK kurallarına uygun ola-

cak…

Sonra, insanların ilgisini çekebile-

cek bir konu belirleyeceksiniz.

Bu konuya uygun “ekran yüzü” gü-

zel bir sunucu bulacaksınız.

Sunucunun güzel olması yetmiyor.

Genel kültürü de yerinde olacak.

Ses tonu, diksiyon vs…

Çekimler için ten rengine göre kos-

tümlerini kanal olarak siz alacaksınız.

Saçlarını kuaförde siz yaptıracaksınız.

Maaşı ise dolgun olacak.

*

Dahası…

Sunucularınız, montajcılarınız ve

diğer personeliniz bayan ise ve doğum

yaparlarsa, yaklaşık bir yıl işe gelme-

me hakları var. Bütçeniz var ise herke-

sin alternatifini bulundurmanız gereki-

yor.

*

Her programa aynı sunucuyu çıka-

ramazsınız…

Çünkü, her sunucu her programı

sunma yeteneğine sahip değildir.

Bu iş sunucuyla da bitmiyor…

Sunucunun karşısına bir de konuk

bulacaksınız.

Ancak programa davet ettiğiniz ko-

nuk ile sizin yayın veya çekim saatini-

zin uygun düşmesi gerekiyor.

*

Hangi program, hangi saatte yayın-

lanması gerekir?

Bu da çok önemli bir nokta…

Hangi kitleyi saat kaçta, evde veya

işyerinde yakalayabileceğinizi hesapla-

manız gerekiyor.

*

Daha fazla uzatmayalım…

Stüdyolardaki dekorlar, ışık düzen-

leri, kamera açıları gibi daha birçok

ayrıntıyı hesaplamanız gerekiyor.

Yetmezmiş gibi, bir de televizyon

dünyasında hızlı değişen teknolojiye

de ayak uydurmanız gerekiyor.

*

Ekrana çıkardığınız yüzler çabuk

eskiyor, yeni yüzler  bulmak lazım…

İşte bu yüzler ve kamera arkasında-

ki tüm ekiple birlikte OLAY TV olarak,

hiç durmadan 24 saat yayın yapıyoruz.

*

Sadece bir gün içinde…

Toplam 4 saate yakın haber yayın-

layan, 19 saat için, 16 program üreten

tüm çalışma arkadaşlarımı bu nedenle

kutluyorum.

Yeni yayın döneminde başarılar di-

liyorum…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X