Bursa`nın geleceği için vazgeçin

TMMOB`un DOSAB`a kurmayı planladığı termik santral ile ilgili beklenen raporu kamuoyuna açıklandı. Termik Santral ile İlgili detaylı ve teknik bir rapor hazırlayan TMMOB İKK tavrını açık ve net olarak ortaya koydu: “Termik santrale karşı değiliz. Ama Burs

Bursa`nın geleceği için vazgeçin
SEYİT GÜNDOĞAN
 
DOSAB tarafından kentin göbeğine kurulması planlanan ve Bursa kamouyunda yaklaşık 3 aydır ciddi bir şekilde tartışılan Termik Santral ile ilgili, TMMOB’un hazırladığı kapsamlı rapor kamuoyuna açıklandı.
 
Akademik Odalar adına açıklamayı yapan TMMO İKK Sekteri ve EMO Şube Başkanı Remzi Çınar, DOSAB içinde buhar ihtiyaçlarını ağırlıklı olarak doğalgaz ile üreten firmaların, buhar maliyetlerini düşürmek amacıyla, bölge yönetimi tarafından kömür yakıtlı termik santral kurulması planlandığını belirterek, DOSAB yönetiminin santralin kurulması için resmi izinleri almak amacıyla oluşturduğu teknik dosya içerisindeki bilgilerin ve değerlendirmelerin ne şekilde planlandığını kimsenin bilmediğini kaydetti.
 
“ENERJİMİZİ YERLİ KAYNAKLARDAN KARŞILAMALIYIZ”
 
Bu raporu, halkın mühendisleri, mimarları ve şehir plancıları olarak tarafsız, kamunun faydası doğrultusunda, dar bir kesimin çıkarlarını değil toplumun faydasını düşünen, bu alanlarda emek veren meslek odaları olarak hazırladıklarına dikkat çeken Çınar, başta yatırımı gerçekleştirmek isteyen yetkililer olmak üzere ilgili tüm kesimlerin bu raporu dikkate almaları gerektiğini vurguladı.
 
Türkeye’nin ihtiyacı olan enerjisini yerli maden kaynaklarından karşılaması gerektiğini savunan Çınar, “Sanayinin ihtiyacı olan ucuz enerji üretiminin sağlanması ve bu enerjinin sürekli ve güvenilir olması bakımından, yerli maden kaynaklarımız kullanılmalıdır. Elektrik enerjisi arz-talep dengesinin sorunsuz sürdürülebilmesi için, ulusal maden kaynaklarımıza öncelik veren, akılcı bir enerji politikası zaman kaybedilmeden oluşturulmalıdır. Kendi kaynaklarını yok sayan, kaynaklarını kullanmayan bir ülke kalkınamaz” dedi.
 
“ÇEVREYE BÜYÜK ZARAR VERECEK”
 
Termik santrallerde tüm gerekli önlemler alınsa da çevresel etkileri sıfırlanmadığını ve çevre üzerinde ölçülemez ve sonsuz etkiler yarattığını kaydeden Çınar, kömür bazlı termik santrallerin çevresel etkilerini şu şekilde sıraladı:
 
“Çevreye etkileri en aza indirecek sistemlerin maliyet, arıza vb. nedenlerle bir an bile devre dışı kalması durumunda, hava kirliliği, sera gazı emisyonları, siyah karbon oluşumu, küresel ısınma ve iklim değişikliği, solunum hastalıkları, su kirliliği, termik santralin kömür külünden meydana gelen jeokimyasal tehlike, toprak kirliliği ve biyolojik çevreye etkileri açısından olumsuzlukların olabilirliği net olarak bilinmelidir.”
 
Çınar, termik santral tesisinin söz konusu alanda yapılmasının Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu ihlali anlamına geldiğini söyledi.
 
“OVADAKİ TARIMI BİTİRİR”
 
Çınar, Termik santralin Bursa Ovası tarım topraklarına, su kaynaklarına ve tarımsal üretime de yapacağı olumsuz etkileri şöyle sıraladı:
 
“DOSAB kullandığı milyonlarca metreküp suya ek olarak doğanın, tarımın ve tüm canlılara ait olan 3.65 milyon metreküp suyu daha kullanarak yok edeceği öngörülmektedir. Bursa Ovası’nda üretilen başta armut, şeftali, ayva, elma gibi çoğu ihracata giden meyvelerin bacadan çıkacak asidik kimyasallar ve ağır metal içen tozlardan ciddi zarar görecekleri açıktır. Aynı zamanda oluşacak kirlilik nedeniyle ihracat olanakları azalacağı gibi iç piyasada tüketilen ürünlerle halkımızın sağlığı zarar görecektir. Ayrıca, bacalardan çıkacak asidik kimyasalların asit yağmurları biçiminde bitkilere; meyve ağaçlarına ve sebzelere ulaşması bitkilerin zarar görmesine ve ileri aşamalarda da meyve ağaçlarının kurumasına neden olacaktır.”
 
 
“YER SEÇİMİ YANLIŞ”
 
Termik Santral alanının, Bursa merkeze kuş uçuşu 9 kilometre mesafede yer aldığını ve kentin en büyük nüfusuna sahip 3 merkez ilçesine oldukça yakın bir konumda bulunduğunu hatırlatan Çınar, yüz binlerce insanın yaşam alanına bu derece yakın bir alanda bulunan tesiste gerek görüntü, gerekse çevresel etmenler açısından meydana gelebilecek en küçük problem gelecekte telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağından yer seçimi kararı nedeniyle büyük bir risk taşıdığının altını çizdi.
 
Santralin faaliyete geçmesiyle kirletici unsurların kent açısından büyük tehlike oluşturacağının öngörüldüğünü belirten Çınar, “Santral faaliyetleri sonucu oluşacak toz, duman vb. maddeler rüzgarın etkisiyle nüfus yoğun ilçelere taşınacaktır. Yine santralin yakın çevresi düşünüldüğünde, konut alanları, çalışma alanları, donatı alanları ve tarım alanlarının büyük bir risk altındadır. Bu nedenle santral alanında yükselecek yanma odaları ve duman tahliye bacasının yüksekliği de kent silueti açısından endişe vericidir. Yanma odalarının yüksekliği 80, bacanın yüksekliği ise 100 metreyi bulacaktır. Ovada ve yatay düzlemde gelişen bir sanayi bölgesinde böylesi bir yapının kentin merkezinde bu denli yükselmesi doğru değildir. Bunun sonucu olarak bölge halkı üzerinde çevre kirliliği konusunda psikolojik baskı yaratacak ve bölgenin sağlıklı gelişiminin önüne geçecektir. Yani en büyük sorun DOSAB Demirtaş OSB’nin Bursa’nın tam ortasında yer almasıdır. Çevre konutlarda yaşayanlar, çok doğal olarak baca emisyonlarından etkileneceklerdir” diye konuştu.
 
“KENT İÇİ TRAFİĞİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK”
 
Çınar, hazırladıkları raporda yer alan çekincelerini şöyle sıraladı: “Yerli kömür kullanımı ancak doğru yer ve doğru teknoloji seçimi ile desteklenmelidir. Santralda kullanılacak başta kömür olmak üzere tüm malzemelerin stok alanına taşınması, çıkarılmasında karayolu taşımacılığı kullanılacağından, günlük yaklaşık 100 aracın kent içi trafiğine olumsuz etkisi söz konusu. Bununla birlikte santralde kullanılacak kömür, kireç taşı ve atık külün taşıma, boşaltma ve depolanmasında toz dumanının çevreye olumsuz etkisinin önlenememe riski bulunuyor.”
 
“KAR YAĞIŞINI AZALTACAK”
 
“Baca gazı sıcaklığı 170C derece olarak belirtilen tesis, küresel ısınmaya etkisi sebebiyle kentin ve özellikle en önemli su kaynağı olan Uludağ’ın yağış rejimini olumsuz etkileyecek, kar yağışı miktarını azaltacaktır. Tüm dünyada bu tür tesisler üniversite, uzmanlar, kent yönetimi ve dinamikleri tarafından uzun süreli değerlendirme ve planlama çalışmaları sonrasında gerçekleştirilir.
Ancak bu projede kimseye danışılmadı.”
 
“BURSA’NIN GELECEĞİ ADINA VAZGEÇİLMELİ”
 
“Tesisin faaliyete geçmesiyle öncelikle DOSAB’ta çalışan 45 bin kişi daha sonra da yakın civardaki köyler ve kent otobüs terminalindeki binlerce vatandaşımız; partikül madde, azot oksit, kükürt oksit, karbondioksit ve diğer gazların kirliliğine maruz kalacak. Bu proje ile DOSAB’ta faaliyet gösteren özellikle tekstil boyama firmaları ve diğer OSB’lerde faaliyet gösteren firmalar arasında haksız rekabet koşulları oluşmaktadır. Projenin, gerek yerleşim alanlarına yakınlığı, gerekse çalışma saatleri içerisindeki çalışan yoğunluğu nedeniyle İlgili yönetmelik maddesi gereği, bakanlıkça halkın katılımı toplantısının organize edilmesi gerekmektedir. Söz konusu yatırımdan, gelecek kuşakların yeterli, güvenli ve kaliteli gıdalara erişmelerinin sağlanması, tarımsal üretimin en önemli unsurları olan toprağın, suyun ve havanın kirletilmemesi ile ovada yaşanan ancak denetlenemeyen, önlenemeyen çevre sorunlarına, kirlilik kaynaklarına bir yenisini daha eklememek adına vazgeçilmelidir.”
 
“DOSAB YÖNETİMİ HEPİMİZİ ALDATTI”
 
Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Hakan Karademir, plan aşamasında kurnazlık yapılarak toplumun kandırıldığını söyledi.
 
Karademir, “Yapılması düşünülen Termik Santral; Demirtaş Organize Sanayi Alanı içerisinde yer almaktadır. DOSAB’ın doğusundaki yaklaşık 6 ha’lık alana ilişkin geçen yıl 1/25000 ölçekli Merkez Planlama Bölgesi Nazım İmar Planı’nda Büyükşehir Belediye Meclisi tarafından geçen yılın 12. ayında değişiklik yapılarak, DOSAB’ın doğusunda ‘Teknik Alt Yapı Alanı’ olarak onaylandı. Bu değişiklikte; ‘Kesinlik üretim tesisi yapılmayacaktır’ ibaresi altı çizili olarak yer alıyor. Ancak, böyle bir tabloda, elektrik ve buhar üretim tesislerinin DOSAB içinde yer alacağı, Teknik Altyapı Alanında ise santralde yakılacak kömürün depolanması ve santralin ihtiyacı olan diğer altyapı tesislerinin yer alacağı öngörülmektedir. Aslında yapılacağı alan ikisini de kapsıyor. Ama bu yakma işlemini içeride yapacaklar. Diğer tesisleri dışarı kuracaklar. Altyapı alanı diye alıp bizi kandırdılar. Ancak gördük ki, 1/25000 ölçekli Merkez Bölgesi Nazım İmar Planı incelendiğinde, termik santral ve teknik altyapı alanı, kuzey ve güney yönünde konut alanları ile doğu ve batı yönünde ise tarım alanları ile çevrili olduğu görülmektedir. Resmen aldatıldık burada. Ancak, 25 binlik planı yaptılar diye inşaata başlayamazlar. 1/5000 ve 1/1000 ölçekli planların da yapılması lazım. O planlar için bize dava yolu açılacak. 5000 ve 1000’lik planlar yapılmadan orada ruhsat kesilemez. 5 binlik ve binliği de onaylarlarsa müdahale edeceğiz” dedi.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X