Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Büyükşehir düğümü çözülüyor 3 Başkan Ankara’da!

Malumun ilamı oldu adeta.

Nitekim başından bu yana hep o 3 isim konuşuluyordu.

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali, Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar ve İnegöl Belediye Başkanı Alinur Aktaş Ankara’ya çağrıldı.

Görüşmenin saati bugün saat 11,00…

Peki 3 isimden biri mi oluyor Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olacak?

Kuvvetle muhtemel…

Tabii Cumhurbaşkanı, ‘evet’ demeden kesin bir ifade kullanmak doğru değil.

Özetle Bursa Büyükşehir Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kim olacağı bugün belli oluyor.

Haydi hayırlısı…

 

—————————

 

 

Otizmli ailenin derdine kim derman olacak? 

 

“3 yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan, beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlık olarak tanımlanıyor otizm. Otistik bireylerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Türkiye’de 68 çocuktan biri otistik!

Ancak oranın çok daha yükseleceği öngörülüyor. Otizmlilerin, yaşam boyu eğitim alması ve diğer bireylerle kaynaşması gerekiyor. Eğitim almazlarsa ne olur peki? Otizmin etkisi ilerler, birey hırçınlaşır, takıntıları artar, dışarıya çıkamaz hale gelir. Yani eve hapsolur. Otistik bireyin eve hapsolması, ailelerin gündelik yaşamlarını olumsuz etkiler.

Zaten bir ömür boyu, otistik bireyle ilgilenmek zorunda kalan ailelerin, iktisadi yaşamlarından, sosyal yaşamlarına varıncaya kadar hayatlarının her alanı sekteye uğrar. İşin en can alıcı noktasıysa, otistik çocukların özel eğitim alması zorunluluğu. Peki bir otistik bireyin özel eğitim masrafı ne kadar? Aylık 6-7 bin civarı! Evet yanlış okumadınız, bu kadar yüksek maliyeti var bu eğitimin. Üstelik ömür boyu eğitim almaları da şart otistik bireylerin. Otistik bireyin ailesi, üst gelir grubuna sahip değilse vay haline!”

18 Haziran 2016 tarinde bunları yazmışım, otistik çocukların sorunlarına dair.

Ve aradan geçen zamana rağmen sorunun bitmediğine tanık oldum dün bir kez daha.

İsmet Avcı, otistik bir çocuğun dedesi.

Dün torunu Ergün Kayın’ı da alarak gazeteye geldi.

Diğerleri gibi onların da sorunu aynı:

Eğitim.

Ergün Kayın, okul öncesi eğitimin ardından OÇEM’in kapısını çalıyor geçen sene.

“Geç kaldınız seneye gelin” diyorlar.

“Hay hay” diyor çaresizce ve bir yıl sonra yeniden Otistik Çocukları Eğitim Merkezi’nden soluğu alıyor.

Yine aynı cevap, “Sınıflar dolu, Ergün’ü alamayız.”

Bu kez devlet okullarına kayıt yaptırmak istiyorlar.

Ancak minik Ergün, tek kelime konuşamıyor.

Yani tek çare OÇEM’e kaydolması Ergün’ün.

İsmet Avcı, aracılığımızla Bursa Valisi İzzettin Küçük’ten yardım istiyor:

“Sayın Valim, bir çocuğun geleceği söz konusu. Yardımlarınızı esirgemeyin.”

 

———————–

 

‘Diktatör’ polemiği kime yarar?

 

Hadiseyi yorumlamak için geçmişte yaşanan belki de 100’den fazla hadiseye bakmak yeterli.

CHP’lilerden ne zaman Tayyip Erdoğan’a yönelik bir saldırı gelse AK Parti seçmeni kenetleniyor.

Bu dönemlerin en yaygın sloganı da, “Reis’i yedirtmeyiz” oluyor.

Her defasında ama her defasında sonuç aynı.

Bunu nicedir fark eden Kılıçdaroğlu, daha nazik bir dil kullanıyor ve çoğu kez, “Sayın Cumhurbaşkanı” diye hitap ediyor Erdoğan’a.

Çünkü biliyor ki kemik AK Parti seçmeninin dışında kalan kesimin oyunu almanın yolu Tayyip Erdoğan’a yüklenmekten geçmez.

Peki bunu Bülent Tezcan bilmiyor mu?

Genel başkan yardımclığı koltuğunda oturan biri bilmiyorsa vay CHP’nin haline.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X