Cumhurbaşkanı Erdoğan: ’18 tutuklu İstanbul’da yargılansın’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Grup Toplantısı’nda gazeteci Cemal Kaçıkçı’nın öldürülmesiyle ilgili detayları açıklıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: ’18 tutuklu İstanbul’da yargılansın’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip

Erdoğan, grup konuşmasına geçen hafta gerçekleştirdiği Moldova ziyaretine değinerek başladı. “Çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik” diyen Erdoğan, “Bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümzü Gökoğuz’da çeşitli programlara katıldık. 15 bin kişinin katıldığı meydan mitingini yerine getirdik” ifadesini kullandı.

“Kısa bir süre önce gittiğimiz Macaristan’dan da çok güzel anılarla döndük. Balkan ve Doğu Avrupa coğrafyasında aynı hüsnü kabulle karşılaşıyoruz” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

— Bizim fiziki sınırlarımız başkadır, gönül sınırlarımız bambaşkadır. Biz bir adım attığımızda muhataplarımızın 3-5 adımla karşılık vermesi, orada aynı sevgi, özlemin yaşadığının işaretidir. Dostlarımızla birlikte müreffeh bir gelecek inşasını sürdüreceğiz.

Daha sonra Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın ölümüne dair detayları paylaşmaya başlayan Erdoğan, kamuoyuna yansıyan bilgileri hatırlattı. Erdoğan, keşif çalışmalarının Yalova’da sürdüğünü belirtti.

“Cinayetin olduğu günün arefesinden başlayarak 15 Temmuz Suudi güvenlikçi, istihbaratçı ve adli tıpçının ülkemize geldiği görülüyor” diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

— Kıyafeti, gözlüğü ve sakalıyla Cemal Kaşıkçı’ya benzetilmeye çalışılan kişi ve yanındaki kişinin Riyad’a hareket ettiği belirtildi. Ertesi gün personel bir odada toplanıyor ve ikamette bulunan personele izin veriliyor. Suudi Arabistan ise Kaşıkçı’nın öldürüldüğüne dair iddiayı başta reddediyor. Hatta konsolosluk, Reuters muhabirini davet ederek, lakayt bir havayla kendini savunmaya çalışıyor. Gerekli emniyet birimlerimiz, gerek savcılarımız araştırmalarını derinleştirerek sürekli ortaya yeni bilgiler çıkarmaya çalışıyor.

— Suudi Arabistan’dan ülkemize 11 Ekim’de gelen heyet, çeşitli temaslar gerçekleştirdi. Konunun sürekli gündemde tutulması karşısında şaşkına uğradılar. Zira bu olay, İstanbul’da cereyan ediyor. Sorumluluk makamındayız, dolayısıyla bunu sorgulamak hakkımızdır. Meselenin üzerindeki sis bulutu ortadan kalkmaya başladıkça diğer ülkeler harekete geçmeye başladı.

— Kralın talimatı üzerine başkonsolosluk binasına giren ekipler, burada çeşitli incelemeler yaptı. Daha önce başkonsolos böyle bir şeye müsaade etmedi. Ben bu başkonsolosun yetersizliği ve kifayetsizliği ile ilgili bazı şeyler söyledim. Bunları krala da söyledim. Benim bu açıklamalarımdan sonraki gün başkonsolos görevinden alındı. Böylece başkonsolos ülkesine döndü.

— Yönetim adına yapılan açıklamada Kaşıkçı’nın konsoloslukta çıkan bir arbede sırasında öldüğü söylendi. Daha sonra kralla bir telefon görüşmesi daha gerçekleştirdim. Cinayetin kabulünün ardından olaya karıştığı ifade edilen 18 kişinin tutuklandığını söyledi. Emniyet birimlerimizdeki listeyle bunların aynı olduğu görüldü. Bu gelişmeler cinayetin resmen kabul edilmesi bakımından önemlidir.

— 21 Ekim’de de ABD Başkanı Donald Trump ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdik ve olayın aydınlatılması yönünde mutabık kaldık. Olayı tüm şeffaflığıyla araştırmaya çalıştık. Buna rağmen ülkemizi karalamak için çeşitli medya mecralarında pis kampanyalar yürütüldü. Bunların amacını biliyoruz. Ülkemize yönelik suikast girişimleri bizi gerçekleri aramaktan alıkoyamadı, alıkoyamaz.

— Her şeyden önce bu cinayet Suudi Arabistan toprağı sayılan konsolosluk binasında işlenmiş olabilir. Ama unutulmasın ki burası Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisindedir. Viyana Sözleşmesi ve diğer hukuk kuralları da, bu cinayetin soruşturulmasının diplomatik zırh altına gizlenmesine izin vermez. Biz tüm boyutları araştırıp gereğini yerine getireceğiz.

— Cemal Kaşıkçı’nın dünya çapında tanınan bir gazeteci olması, bize uluslararası bir sorumluluk da yüklüyor. 

— Şu ana kadar ortaya çıkan bilgiler ve deliller Kaşıkçı’nın vahşi bir cinayete kurban gittiğini gösteriyor. Bunun örtbas edilmesi vicdanları yaralayacaktır. Aynı hassasiyeti Suudi Arabistan’dan da bekliyoruz. Değerli arkadaşlar, Suudi Arabistan hükümeti cinayeti kabul ederek önemli bir adım atmıştır. Bundan sonra kendilerinden tüm sorumluları açık bir şekilde ortaya çıkarmalarını ve hukuk çerçevesinde gerekli cezaya çarptırılmalarını bekliyorum.

— Bu 15 kişi, cinayet günü niçin İstanbul’da toplandı? Bu soruya cevap arıyoruz. Bu kişiler kimden emir alarak oraya gelmişlerdir? Cevap arıyoruz. Başkonsolosluk binası niçin hemen değil de günler sonra incelemeye açılmıştır? Cinayet ortadayken onca tutarsız açıklama niçin yapılmıştır? Ceset niçin hala ortada yok? Cesedin yerli işbirlikçiye verildiği ifadesi doğruysa, bunu yetkili biri söylüyor. Bu yerli işbirlikçi kimdir? Çünkü sıradan biri bu yerli işbirlikçiden bahsetmiyor. Suudi Arabistan’ın yetkili ağzı söylüyor. Bunu açıklamaya mecbursun. Bunu açıklayacaksın. Kimse meselenin kapatılacağını düşünmesin.

— Güvenlik ve istihbarat birimlerinin elinde henüz değerlendirme safhasında olan deliller var. Bunlara göre cinayet kesinlikle planlı bir şekilde tasarlanmıştır. Böyle bir meselesi birkaç güvenlik mensubuna yıkmak ne bize ne uluslararası topluma yakışır. 

— Bu siyasi bir cinayet olduğuna göre varsa, diğer ülkelerdeki suç ortaklarının da soruşturmaya dahil edilmesi gerekiyor. Uluslararası hukukun da, İslam hukukunun da gereği budur. Türkiye olarak bu meselenin sonuna kadar takipçisi olacağız. Kendi hukukumuz ve uluslararası hukukun gereği neyse yerine getirilmesini sağlayacağız. Buradan bir çağrı yapıyorum. Bu çağrı Suudi Arabistan Kralı başta olmak üzere üst yönetimedir. Olayın cereyan ettiği yer İstanbul’dur. Bu 15 artı 3 kişinin yargılanmasının İstanbul’da yapılması teklifimdir. Takdir kendilerinindir. 

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X