Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine dair

İki haftadır muhalefetin çıkaracağı cumhurbaşkanı adayları konuşulup tartışılıyordu. Abdullah Gül ismi üzerinde yürütülen senaryolar uzun süre gündemi oyaladı. Geldiğimiz noktada ise her parti kendi adayıyla yarışa girmeyi tercih etti.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun 8 seçim üst üste kaybetmesi ve dişe dokunur bir başarı sağlayamamış olması CHP’yi eski AK Partilileri aday göstererek AK Parti’yi devirme politikasına götürmüştü. Abdullah Gül, Ali Babacan, Abdullatif Şener isimleri CHP’nin adayı olarak kamuoyunda sürekli dolaştı, durdu.

Meral Akşener’in kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak ilan etmesi, Abdullah Gül hesapları yapan CHP’nin canını sıkmıştı. 15 milletvekilini İYİ Parti’ye gönderip bunun karşılığında Meral Akşener’den adaylığını geri çekmesini isteyen Kılıçdaroğlu istediği cevabı alamadığı için 15 milletvekilinin tekrardan CHP’ye geçeceğini açıklamıştı.

Mevcut gelişmeler üzerine Kılıçdaroğlu’nu iktidar alternatifi olarak göremeyen CHP tabanı yavaş yavaş Meral Akşener’e yönelmeye başladı. Kılıçdaroğlu hem Abdullah Gül hesaplarını bozan hem de iktidar yerine kendi tabanından oy devşirmeye başlayan Meral Akşener’e set çekmek için Muharrem İnce’yi aday göstermeye karar verdi.

Muharrem İnce CHP kökeninden gelen bir siyasetçi olduğu için tabanda memnuniyet oluşturdu. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun çok kısa bir süre önce cumhurbaşkanı adayı olan kişinin taşıması gereken 3 temel özelliği olması gerektiğini söylemişti. Bunlar kavgacı olmaması, ekonomiyi iyi bilmesi ve geçmişinde başarı hikâyesinin olmasıydı… Kılıçdaroğlu belli ki son ana kadar Muharrem İnce’yi aday olarak göstermek istemiyordu. Kafasındaki isim bambaşkaydı. Zira söylediği 3 özellikten bir tanesi bile Muharrem İnce’de yoktu. Üstüne üstlük Muharrem İnce’nin adaylığı açıklanırken Kılıçdaroğlu’nun ‘Gel bakalım buraya Muharrem’ diyerek küçük düşürücü biçimde kendi adaylarını kürsüye çıkarması, CHP içerisinde bir iç hesaplaşma mı var sorusunu gündeme getirdi.

Ancak bütün bunlara rağmen Muharrem İnce’nin adaylığını duyan CHP tabanı oldukça heyecanlandı. Zira Muharrem İnce hitabet konusunda birçok CHP’li isimden en iyisiydi. Kemal Kılıçdaroğlu’nu kurultaylarda yaptığı konuşmalarda sarsmayı başarmıştı. Ancak şimdiki rakibi Kılıçdaroğlu olmayacaktı.

Siyasette aylık konuşmalar yapmak kolaydır. Çünkü istediğin konuya değinir, istemediğin konuya değinmezsin. Seni sıkıştıran gazeteci ve basın ordusu ile mücadele etmek zorunda kalmazsın. Yapacağın konuşmayı defalarca düzenleme imkânın olur. 

Ancak her gün gündemde olmak, güçlü bir siyasi rakiple münakaşaya girmek, ağzından çıkan her sözün çok önem taşıması ise oldukça zor bir olaydır. Bu yüzden normal zamanda genel başkan olma potansiyeli olan birçok siyasi isim işler biraz ciddileştikçe halk tarafından değer kaybetmeye başlar. 

Günde birkaç kez, birçok konuda uzun konuşmalar yapmak ve bu konuşmalarda halkın gönlüne girebilmek ciddi birikim ister. Muharrem İnce bu zamana kadar yaptığı aylık konuşmalarda başarı sağladı ve etkileyici oldu.

Ancak Erdoğan gibi ülkenin son 15 yılına damgasını vurmuş güçlü bir siyasi lider ile yarışmak ve her gün gündemin bir numarası olmak herkesin üstesinden gelebileceği bir durum değil.

Muharrem İnce Kılıçdaroğlu’na karşı yaptığı konuşmalar ve gündeme gelen bazı çıkışlarıyla popüler olmayı ve tabanda karşılık bulmayı başardı. Ancak esas mücadele şimdi başlıyor. Bakalım önümüzdeki seçim sürecinde Erdoğan’a karşı da bu başarısını devam ettirebilecek mi?

ADAYLARIN EN BÜYÜK HANDİKAPLARI

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en büyük handikabı uzun süre iktidarda kalması ve gençleri eski Türkiye ile yeni Türkiye kıyaslamasında tam olarak ikna edememesi.

Muharrem İnce’nin zaman zaman meclisteki küfürlü konuşmaları, kontrolü kaybetmesi ve çabuk sinirlenmesi kişisel olarak en büyük handikapı iken CHP’yi yönetme izni verilmezken Türkiye’yi yönetme izni verilmesi partisel olarak en büyük handikapı.

Meral Akşener’in ise 15 Temmuz darbe girişiminden 15 saat sonra açıklama yapması ve partisini FETÖ’cülerin desteklediği parti imajını giderememesi en büyük handikapı.

Temel Karamolluoğlu ise son seçimde 397 bin oy almasına rağmen 500 bin imza ile cumhurbaşkanı adayı olacağım diyerek bilge lider imajına yalanı bulaştıran görüntüsü en büyük handikapı.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X