Dört büyük şairi kendine aşık eden kadın: Tomris Uyar

Türk edebiyatının en güzel aşk şiirlerini yazan Turgut Uyar, Edip Cansever, Ülkü Tamer ve Cemal Süreya’nın büyük aşkı Tomris Uyar, önemli yapıtları kadar şairleri kendine aşık eden kadın olarak da edebiyat dünyasının önemli isimleri arasında yer alıyor.

Dört büyük şairi kendine aşık eden kadın: Tomris Uyar

Derleyen: Dilek Atlı

Türk edebiyatının en parlak dönemlerinden biridir, ‘İkinci Yeni Kuşağı’. Elimizden düşürmediğimiz şiirlerin şairlerinin adı bu dönemde kulaktan kulağa dolaşır olur. Bu dönemde filizlenen aşklar, en az şairlerin şiirleri kadar ses getirir. 
Mısraların ilhamını aşktan alan şairler, Türk edebiyatına damgalarını vururlar. İkinci Yeni Kuşağı, şiirin en önemli damarlarından birini oluşturur. Turgut Uyar, Edip Cansever, Cemal Süreya ve nice şairler…

Onların şiirden başka bir ortak noktaları daha vardır: Tomris Uyar. Tomris Uyar, Türk edebiyatının kadın neferlerinden biri olarak önemli yapıtların yazarı ve şairidir. Çeviriler yapar, denemeler de yazar. Bunun yanında, Turgut Uyar, Edip Cansever, Ülkü Tamer, Cemal Süreya’nın büyük aşkıdır.

İstanbul’da 1941 yılında dünyaya gelen Tomris Uyar, Arnavutköy Amerikan Kız Koleji’nden sonra İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nü bitirir. Edebiyat sever bir ailenin kızıydır. Hem birey, hem kadın olmayı başarabildi ve hayatı boyunca kendi ayakları üzerinde durarak ataerkil bir toplumda saygı gördü. Papirüs Dergisi’nin kurucusuydu, iki öykü kitabıyla ‘Sait Faik Hikâye Armağanı’nın da sahibi oldu. 11 esere imza atan, 60’ı aşkın kitap çevirisi bulunan Tomris Uyar, özgür bir hayat süren kadınlardandı. İlk evliliğini şair Ülkü Tamer’le yaptı. Boşandıktan sonra hayatının üç yılını Cemal Süreya ile geçirdi ve Turgut Uyar’la ikinci evliliğini yaptı. Edip Cansever’in karşılıksız aşkıydı.

TURGUT UYAR’LI YILLAR…

‘Göğe Bakma Durağı’ şiiriyle tanınan, birçok önemli şiiri kaleme alan Turgut Uyar’ın şiir yazma konusunda sıkıntı yaşadığı bir dönemde karşısına çıktı Tomris Uyar. Karşısına çıktıktan sonra da onu tekrar hayata bağladı; önce ilham perisi ve destekçisi, sonra da hayat arkadaşı ve çocuğunun annesi oldu. Öyle ki Turgut Uyar onsuz yarım kalacağı hissiyle hep Tomris’e ihtiyaç duyuyor; hayatının ikinci baharında ona sıkı sıkı sarılıyordu. Tomris Uyar, yer yer tüm özgürlükçü tarafıyla bundan bir anlamda rahatsız olsa da, onların hayatında birbirini yüceltmek ve destek olmak her zaman ‘altın kural’ olarak tüm duyguların önüne geçiyordu. Tomris de Turgut Uyar’ın desteğiyle edebiyat dünyasının sıkı bir hikâyecisi oldu. Birbirini tamamlayan bu iki kalem, aşkı ve yoldaşlığı şiire, öykülere döktüler…

“SAHİP OLUNAMAYAN KADIN…”

Tomris Uyar, duruşuyla güçlü bir kadın imajı  sergilerken, ilişkileri ve cesur konuşmalarıyla ‘sahip olunamayan kadın’ olarak etrafında nam saldı. Bu şöhretine rağmen, kendini çok önemsemeyen, yüceltmelerle kibire kapılmayan, bireyselliğe önem veren bir tutum içersinde olması sürdürüyordu. 

Turgut Uyar, “Senin için alışılmış şeyler söyleyemem sana yaraşmaz / Kış gecesi amcamızdır bahar yakından kardeşimiz / Alır başımı Erzincan’a giderim seni düşünmek için / Dörtlükleri bozarım çünkü dağlar ne güne duruyor / Kıyılar ve eskimeyen her şey seni anlatmak için / Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur / Ne var ki ıslanır gider coşkunluğum durmadan / Durmadan / Dağ biraz daha benden deniz her zaman senden / Hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan / Kimselere benzemesin isterim seni övdüğüm / Seni övdüğüm zaman / Güzel bir çingene yalnız başına dolaşmalı kırlarda / Seni övdüğüm zaman” diye yazacaktı sevgili karısına.

CANSEVER’İN KARŞILIKSIZ AŞKI…

İkinci Yeni Kuşağı’nın bir diğer ismi Edip Cansever ise, karşılıksız bir aşkla bağlıydı Tomris Uyar’a. Şiirlerini bu hüzünle kaleme alıyor, şairlik hayatının en üretken dönemini yaşıyordu: ‘Yaş Değiştirme Törenine Yetişen Öyle Bir Şiir’de Tomris Uyar’ın 15 Mart yaş gününde şu mısraları sıralayacaktı: “Seni görünce dünyayı dolaşıyor insan sanki / Hani Etiler’den Hisar’a insek bile / Bir küçük yaşındasın, boyanmış taranmışsın / Çok yaşında her zamanki çocuksun gene / Ben seni uzun bir yolda yürürken görmedim ki hiç…/ Mart ayında patlıcan, ağustosta karnabahar / Mutfağın mutfak olalı böyle / Bir adın vardı senin, Tomris Uyar’dı / Adını yenile bu yıl, ama bak Tomris Uyar olsun gene / Ben bu kış öyle üşüdüm ki sorma / Oysa güneş pek batmadı senin evinde / Söyle / Ben seni uzun bir yolda yürürken gördüm müydü hiç?”

CEMAL SÜREYA’NIN ŞİİRLERİYİZ…

Dizeleri bugünün aşklarına bile dil olan Cemal Süreya da tutkundu saatlerce sohbet ettiği Tomris Uyar’a. Ne yazık ki arkadaşının aşkıydı, evliydi ve asla sahip olunamayacak güçte bir kadındı Tomris Uyar. İlham perisi oldu ona. Aşkının üçüncü yılında ‘Sayım’ şiirini kaleme aldı: “Ayışığında oturduk / Bileğinden öptüm seni / Sonra ayakta öptüm / Dudağından öptüm seni / Kapı aralığında öptüm / Soluğundan öptüm seni / Bahçede çocuklar vardı / Çocuğundan öptüm seni / Evime götürdüm yatağımda / Kasığından öptüm seni / Başka evlerde karşılaştık / İliğinden öptüm seni / En sonunda caddelere çıkardım / Kaynağından öptüm seni”

Tomris Uyar, şaie Ülkü Tamer’den sonra Turgut Uyar ile evlenmiş. Edebiyat ve aşk dolu bir ömür sürmüştü. Arkadaşları Edip Cansever ve Cemal Süreya’nın beklentisiz aşklarından haberdar olsa da dostlukları şiir, üretim ve edebiyattan öteye geçmedi. 

Bu büyük kuşaktan bizlere ise miras kalan şiirler, bugün ve yarın en özel duygularımızın tercümanı oldular.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X