Engin Özpınar
Engin Özpınar

Elinde Suriyeli kanı varken BM’de rol yapmak

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın, “Sizin elinizde Suriyeli kanı var” dediği Fransa, Afrin operasyonunu acilen BM Güvenlik Konseyine taşımış.

Elize Sarayı, Suriye’de sivil ölümleri iddiasıyla insan haklarına saygı ilkesinden söz ediyor ve bu değerlere uyulmasının zorunluluk haline getirilmesi gerektiğini savunuyor.

Bunu da genelleştirerek sunuyor, Afrin diyor ama arkasından İdlib, Guta ve Homa isimlerini de sıralıyor.

Yani Türkiye’nin yanına Suriye’yi de katıyor.

Bunu açıkça ifade edemiyor da, dolandırıyor, uzatıyor, “Türk yetkilileri, Şam rejimi ve onun müttefikleri tarafından yürütülen askeri operasyonlar nedeniyle sivil ölümlerinin arttığı Suriye’de dikkatli hareket etmeye çağırıyoruz” diyerek laf kalabalığına getiriyor.

Şam rejiminin müttefikleri kimler? Rusya ve İran… Ama onların adı yok.

Söz konusu sivil ölümlerinden gerçekten kim sorumlu? O da tam olarak bilinmiyor.

*

Londra merkezli, adında “insan hakları” olan bir örgüt var.

7 yıldır, yani iç savaş boyunca, hep sivil ölümlerinden söz ediyordu, suçu da her seferinde Şam’a yüklüyordu.

Sivil ölümleri gerçekse, kim yaparsa yapsın cezalandırılmalı. Buna itiraz olamaz.

Ne var ki, Fransa’nın Esad’ı devirmek için oluşturulan koalisyon içinde yaptıklarını da masaya getirmek gerek.

Suriye kentlerini bombalayan onlardı, Fransız savaş uçaklarıydı.

O uçakların saldırılarında ölenlerin kaçı askerdi acaba? Ya da hiç asker yok muydu?

Görüntüleri anımsayalım: Okullar, hastaneler vuruluyordu.

*

BM Güvenlik Konseyi’ni, gerçekte, Suriye’de son durumu görüşmek üzere değil, 7 yıllık durumu konuşmak üzere toplantıya acilen çağırmak, üyelerin görevi olmalı.

Üstelik bu çağrı Suriye’yle de sınırlı kalmamalı, Libya’yı da içine almalı.

Neden öyle olmalı?

Çünkü Libya’yı, Kaddafi’yi öldürerek böylesine perişan eden Batılıların başında Fransa geliyordu o zaman.

En azılısı Fransa’ydı. İngiltere, ABD, İtalya onun arkasından geliyordu.

Bu açıdan bakıldığında Suriye şanslı… Acıları çok büyük olsa da ülkeyi ayağa kaldıracaklardır.

Ancak Libya öyle değil. Bir kere Libya’da devlet yok. Nerede, kim, ne yapıyor, anlaşılmaz bir durum…

*

Batılı petrol şirketleri de bu boşlukta Libya’nın zengin doğal kaynaklarına el koymakta hiç tereddüt etmediler.

Yani çalıyorlar…  Denetleyen yok, soran yok. Resmen soygun var Libya’da.

Fransız, İngiliz, Amerikan petrol şirketleri tankerleri yanaştırıyor, dolduruyor ve götürüyor.

Bu, emperyalist olmanın da ötesinden bir şey.

Ahlaksızlığın, acımasızlığın, insanlıktan çıkmanın doruk noktası.

*

BMGK’da Fransa, İngiltere ve ABD’den Libya’nın hesabının sorulması, daha güzel bir dünyada yaşamak isteyen herkesin beklentisi olmalı.

Libya’da yaşananlar söz konusu ülkelerin yanına kar kalmamalı.

O açıdan, Rusya ve Çin’e büyük görev düşüyor. 

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X