Birgün sabah yedide kalksanız yataktan. Ertesi gün öğlene kadar uyusanız. Bir sonraki gün, sabahın 6`sında uyandırılsanız.

En basit tabirle, bünyeniz allak bullak olur değil mi?

İnsanlar, alışık oldukları işleri alışık oldukları zamanda yapmaya teşnedirler.

Aynı işleri farklı zamanlarda yaparlarsa verimleri düşer, dahası fizyolojik sorunlar bile çıkar ortaya…

***

Bu sene Futbol Federasyonu bir `güzellik` yaptı ve önceden hafta hafta açıklanan maç programını Lig`in ilk devresinin tamamını kapsayacak şekilde önceden belirledi.

Tipik örnek olması sebebiyle Bursaspor`un maç yapacağı saatlere şöyle bir baktık.

İlk 10 haftanın saatleri şöyle:

19.00, 17.00, 21.30, 13.30, 20.00, 13.30, 19.00, 16.00, 13.30 ve 20.00.

Lafla ifadesi de şöyle bu saatlerin:

Akşam, ikindi, gece, öğle, akşam, öğle, akşam, ikindi, öğle, akşam…

Dikkat buyurun iki tane akşam yok peşpeşe.

Veya iki tane öğle de yok.

Programı yapan -elbette kötü niyetli olduğunu düşünmüyoruz ama- şu Bursaspor`a öyle bir program yapayım ki, biyoritm diye bişey kalmasın adamlarda. Dünyaları tersine dönsün diye düşünse, ancak böyle bir maç çizelgesi yapılır…

Grafik işinden anlayan biri, şu saatlerden geçen bir endeks yapmaya kalksa, çizginin `zig-zag`dan ibaret olacağı kesin.

Bursaspor`un 10. maçı saat 20.00`de Fenerbahçe`yle.

Öyleyse bir diğer tipik örnek olarak bir de Fenerbahçe`nin maçlarına bakalım:

21.00, 20.00, 20.00, 19.00, 21.00, 19.00, 19.00, 19.00, 20.30 ve 20.00.

Nasıl, var mı bir  zigzag durumu!

Neredeyse düz bir çizgi, öyle değil mi?

***

Tamam birader, bu işlerin TV yayıncı kuruluşu tarafından yapıldığını, programı düzenleyenin üç `güzide`kulübün taraftar sayılarını, TV izlenme oranlarını falan dikkate alarak oluşturduğunu biliyorum.

Bildiğim bişey daha var.

Hakem kararından gelir dağılımına, devlet desteğinden, medya ilgisine hangi alanına el atsanız devasa bir adaletsizlik bulacağınız 3 kulübe dayalı Türk futbol sistemi, sadece maç saatleri dikkate alınarak incelendiğinde bile, büyük bir eşitsizliğin fotoğrafı…

***

Bursaspor`un maç saatlerine bir daha bakın.

İki tane 13.30 yok peşpeşe. Veya iki tane 19.00.

Böylesi bir maç programına, böylesi bir istikrarsız maç takvimine, ne antrenman programı uydurulur, ne biyoritm, ne fizyoloji, ne de aklıma gelen- gelmeyen diğer bilimsel muhabbetler.

Maç yapacağı sahadaki çim uzunluğunu bile dikkate alarak hazırlık yaptığını bildiğimiz Şenol Güneş ne diyor acaba bu `zig-zaglı` maç programına?