‘Filistin halkının yanında olacağız’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistinli Bakan Ebu Ayn’ın hayatını kaybetmesiyle ilgili İsrail’i kınayarak, “Türkiye olarak geçmişte olduğu gibi gelecekte de Filistin halkının yanında olacağız” dedi.

‘Filistin halkının yanında olacağız’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen Uluslararası Petrol ve Doğalgaz Stratejileri Sempozyumu Galası ve Türkiye Petrolleri 60. Yıl Resepsiyonu’na katıldı.

Erdoğan, yaptığı konuşmada, Türkiye Petrollerinin 60. yıl dönümünü kutlayarak, tüm kademedeki çalışanlara başarılar diledi.

Petrol ve doğalgaz zengini ülkelerin birçoğunda huzur, refah olmadığını dile getiren Erdoğan, “Yaşanan istikrarsızlıkların ve savaşların temelinde sahip olunan petrol ve doğalgaz rezervlerinin yattığını görüyoruz. Aslında zenginliğin kaynağı olması gereken petrol ve doğalgaz acının ve yıkımın sebebi haline dönüştürülüyor” diye konuştu.

Enerji sektörünün ülkenin dış politikasında da önemli yere sahip olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

“Türkiye artık sadece kendi topraklarında değil. Azerbaycan’dan tutun Irak’a, Afganistan’dan Kazakistan’a, Rusya’dan Kırgızistan’a, Libya’ya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne Kolombiya’ya varıncaya kadar dünyanın her yerinde petrol arıyor.  Özellikle Kıbrıs’ın güneyinde son dönemdeki gelişmeler bilesiniz ki hiçbir zaman dışında kalacağımız bir gelişme değildir. Şu anda Barbaros Hayrettin Paşa orada da dolaşıyor ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Yunanistan eğer burada kendilerine yaptığımız uyarıyı kale almadıkları sürece biz de oradaki çalışmalarımızı aynı şekilde devam ettireceğiz. Zira münhasır ekonomik bölgedeki tüm çalışmalarda Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin hakkı vardır, eşit miktarda hakkı vardır ve bu hak hukuka dayalıdır. Sonuna kadar bu hakkın da her zaman savunucusu olacağımızı bu akşam bu vesileyle de ifade etmek istiyorum.”

Türkiye’nin artık petrol aramalarını kendi gemileriyle yaptığını vurgulayan Erdoğan, bir müddet sonra sondaj çalışmalarını da yine kendi platformlarında yapacak hale geleceğini bildirdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “2 yıl önce faaliyete alınan Barbaros Hayrettin Paşa sismik arama gemimizle Karadeniz’de sismik aramalar gerçekleştirdik. Şimdi de bu gemimiz Akdeniz’de Kıbrıs’ın güneydoğusunda arama çalışmalarına devam edecek. Bu vesileyle Kıbrıs Adası’nın enerji kaynaklarında adadaki iki tarafın da hakkı olduğunu bir kez daha kendilerine hatırlatmak istiyorum. Biz başından beri uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde bu işin çözülmesi gerektiğini söylüyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Diğer yandan uzun bir müzakere sürecinin ardından Irak’ın kuzeyindeki kaynakların Ceyhan üzerinden uluslararası piyasaya sevk edilmesi konusunda önemli bir aşamaya gelindiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bağdat ve Erbil’in de anlaştığı bu mekanizmada öncü rolü biz oynadık. Enerji Bakanımız başta olmak üzere bütün kurumlarımızla bu konuda çok titiz bir diplomasi yürüttük. Sonuçta nihayet tüm tarafların memnun olduğu bir noktaya geldik. Biz aynı anlayışı Kıbrıs Adası için de taşıyoruz. Ülkemiz enerji diplomasisinin Irak’ta sergilediği başarıyı Kıbrıs’ta da tekrarlayacağına inanıyorum. Halen Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Barbaros Hayrettin Paşa sismik arama gemimiz yurtdışından satın alınmıştı. Şimdi Tuzla’da MTA tarafından yerli bir sismik arama gemisi inşa ettiriliyor. Bu gemi inşallah önümüzdeki ay denize indirilecek ve akabinde de faaliyetlerine başlayacaktır.”

Akdeniz ve Karadeniz’deki sondaj faaliyetleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Petrollerinin, uluslararası şirketlerle ortaklık kurarak Akdeniz ve Karadeniz’deki sondaj faaliyetlerine hız verdiğini belirterek, şunları söyledi:

“Ocak ayı içerisinde inşallah Batı Karadeniz’de yeni bir sondaja başlayacağız. Bu noktada yerli bir petrol sondaj platformunun yapılması ihtiyacı da ortaya çıkabilir. Bu platformu da hamdolsun tersanelerimizde yapabilecek güce sahibiz. Bunun da müjdesini vermek istiyorum. İhtiyaç durumuna göre yaklaşık 1 milyar dolar maliyeti olan bir petrol sondaj platformunu ilerleyen dönemde yüzde 100 yerli olarak inşa edebiliriz. Nereden nereye. 13 sene önce bunları konuşabilir miydik? Hangi platformu konuşacaktır? Hangi sondaj gemisini konuşacaktık? Bunları konuşmak mümkün müydü? Ama şimdi bunları konuşuyoruz. Niye? Bu gücü yakaladık da onun için.”

Türkiye’nin bölgesinde bir enerji üssü olma yolunda hızla ilerlediğini vurgulayan Erdoğan, Irak-Türkiye ham petrol boru hattı sistemi ve Bakü-Tiflis-Ceyhan ana ihraç petrol boru hattının, Irak ve Azerbaycan petrollerini Türkiye üzerinden dünya pazarlarına ulaştırdığını anlattı.

Bunun yanı sıra üretime bağlı olarak Türkmen ve Kazak petrollerinin de Bakü-Tiflis-Ceyhan ana ihraç ham petrol boru hattı üzerinden taşındığını ifade eden Erdoğan, Kerkük-Yumurtalık petrol boru hattı anlaşmasının süresinin 20 yıl uzatıldığını, bu hattan gelen petrol miktarının de gelecek dönemde peyderpey artacağını bildirdi.

Erdoğan, doğalgaz alanında ise 2007 yılında Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı ve Türkiye-Yunanistan doğalgaz enterkonneksiyonunun faaliyete geçirildiğini hatırlattı.

Azerbaycan ile 2018 yılından başlayarak yıllık 6 milyar metreküp doğalgazın Türkiye’ye arzını öngören bir anlaşma imzalandığını aktaran Erdoğan, ayrıca yıllık 10 milyar metreküp Azerbaycan gazının inşa edilecek yeni bir boru hattı ile Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması için TANAP projesine ilişkin anlaşmaların yapıldığını bildirdi.

TANAP’ın ana hat boruları alım sözleşmelerinin de geçen ekim ayında imzalandığını belirten Erdoğan, buna göre yaklaşık bin 800 kilometrelik ana hat borusunun tedarikinin yüzde 80’inin yerli çelik boru üreticisi Türk firmalarınca yapılacağını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Şahdeniz doğalgaz boru hattı ile sadece Türkiye’nin ihtiyacı olan doğalgazın tedarik edilmekle kalmadığını, aynı zamanda Avrupa Birliği ülkelerinin de ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlandığını, Irak ve Doğu Akdeniz gazının Türkiye’ye taşınması konusunun da hem iç piyasa hem de uluslararası projeler açısından önemini koruduğunu ifade etti.

“Karşılıklı fayda temeli”

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmelerde enerjideki işbirliği konularının önemli bir yer tuttuğunu belirten Erdoğan, diğer ülkelerle olduğu gibi Rusya ile de bu alandaki işbirliğini karşılıklı fayda temelinde, “kazan kazan” esasına dayalı olmak suretiyle devam ettirmek istediklerini aktardı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

“Şunu bir defa görmemiz lazım, son görüşmelerimizde şunu karar altına aldık, neydi o? Hukuki bağlayıcılığı olmadan müzakerelere başlayıp bir ön mutabakat sağladık ve anlaşmamız halinde Güney Akım bitiyor ki Sayın Putin, ‘bunun adını Türk akımı koyabiliriz, Türk doğalgaz akımı’ koyabiliriz diye bir ifadede kullandılar. Ve Karadeniz’den geçecek Türkiye sınırlarından, Yunanistan sınırında Türk topraklarında orada bir hat kurulacak. ‘Bunun adımını atabiliriz’ dendi. Mutabık kalmamız halinde bir de bu hattı kuracağız ki yıllık bunun da 63 milyar metreküp kapasitesi olacak. Biz de oradan alabildiğimizi alacağız, Avrupa da talep etmesi halinde oradan istediği kadar doğalgazı alma şansına sahip olacak.”

Bir yandan gelişen ve büyüyen Türkiye’nin her geçen gün artan enerji ihtiyacını güvenilik şekilde karşılamak, öte yandan da ülkeyi bir enerji üssü haline dönüştürmek için tüm imkanları kullandıklarını, kullanmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, Türkiye Petrolleri başta olmak üzere bu konuda faaliyet gösteren milli kuruluşlara çok büyük görevler, çok önemli sorumluluklar düştüğünü söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Önümüzdeki dönemde inşallah daha çok çalışacak, daha çok üretecek ve hep birlikte Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a konuşmasının sonunda Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Genel Müdür Vekili Besim Şişman tarafından ham petrol yağından yapılmış bir tablo hediye edildi.

Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Şişman daha sonra resepsiyon alanına geçerek burada petrol varillerinden oluşturulmuş dev bir ekranda müzik eşliğindeki ışık gösterisini izledi.

“Molotofkokteylleriyle bu ülkede siyaset yapamayız”

Erdoğan, gazetecilerin soruları üzerine, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın İç Güvenlik Reformu’na ilişkin açıklamalarını da değerlendirdi. 

İç Güvenlik Reformu ile yapılacak düzenlemelerin tamamen toplumun düzenini korumaya, huzurunu sağlamaya yönelik olduğunu belirten Erdoğan, “Bu düzenlemeyi bozmaya gayret edenler, bunun yegane sorumlusu olur. Halkı sokağa dökmek isteyenler yargıdan kurtulamayacaktır” ifadesini kullandı. 

Hükümetin İç Güvenlik Reformu ile atmış olacağı adımın çok isabetli bir adım olduğunu ve milletçe bu adımınyanında durmak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Molotofkokteylleriyle bu ülkede siyaset yapamayız. Böyle bir siyaset yapılamaz. Bunu kabul etmek mümkün değil. Vatandaşın camını, çerçevesini indirenlere sıcak bakamayız. Halkımızı, insanımızı, et dağıtmaya giden vatandaşımızı, bu gençleri öldürmeye yönelenlerle beraber hareket edenleri savunamayız. Devlet bunlara karşı belli yaptırımlar hazırlamak durumundadır. Şu anda hazırlanan paket ben böyle bir paket. Hayırlı olsun diyorum” değerlendirmesinde bulundu. 

“İsrail’in saldırganlığı insanlık adına utanç verici”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Filistin’in yasa dışı yerleşimlerden ve Ayrım Duvarı’ndan Sorumlu Bakanı Ziad Ebu Ayn’ın, Batı Şeria’da Filistinliler ile İsrail işgal güçleri arasında yaşanan çatışma sırasında hayatını kaybetmesi nedeniyle, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’a da taziye mesajı gönderdi.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre; Erdoğan mesajına, “Sayın başkan, aziz kardeşim” diyerek başladı ve Filistinli Bakan Ziyad Ebu Ayn’ın, “Batı Şeria’da öz vatanına sahip çıkan barışçı bir faaliyet esnasında, İsrail işgal güçlerinin saldırganlığı neticesinde yaşanan arbedede hayatını kaybettiğini derin bir teessürle öğrendiğini” belirtti.

Filistinli bakana Allah’tan rahmet niyaz eden, ailesi ve yakınlarına da başsağlığı dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şunları kaydetti:

“İsrail işgal güçlerinin bu alçakça eylemini esefle kınıyorum. Merhum Ziyad Ebu Ayn’ın hayatına mal olan bu elim hadise, İsrail’in Filistin halkına yönelik zulüm, işgal ve yıkıma dayalı pervasız tutumunun en son örneğidir. İsrail’in Filistin halkının can ve malına kasteden acımasız saldırganlığı insanlık adına utanç vericidir. 

Türk halkı, bu matem gününde Filistinli kardeşlerinin acısını yüreğinde hissetmektedir. Türkiye, İsrail’in gayri insani ve zorba eylemlerine karşı İslam dünyasının ve uluslararası camianın diğer üyeleriyle birlikte mücadele etmeye kararlıdır. 

İsrail işgalinin bir an evvel sonlandırılarak, Filistinli kardeşlerimizin bağımsız ve egemen bir devlet çatısı altında, hürriyet içinde yaşaması için Türkiye olarak, geçmişte olduğu gibi gelecekte de Filistin halkının yanında olacağız.

Zatı alinizin şahsında merhumun ailesine ve Filistin halkına taziyelerimi sunuyor, metanet ve sabır diliyorum.”

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X