Nail Keçili
Nail Keçili

Hepimize geçmiş olsun

Burada yapmak isteyenlerin kafalarına geçmiş darbe teşebbüsüyle ilgili yorum yazmayacağım. Öncelikle erken, sonra da televizyonlarda önüne gelen programlara çıkıp saçma sapan teoriler yaratıyorlar. Darbenin başarısız olması kadar normal bir şey yok. Türkiye, Cumhuriyetten sonra gerçekleşmiş iki darbe yaşamıştır. İkisinde de bu darbeleri yapan Genelkurmay ve ordunun tümüdür. Gerçekten kafaları bu işlere çalışmayan zevat bence hem gülünecek hem de acınacak bir teşebbüste bulunmuşlardır. Ondan sonra da patır patır yakalanmışlardır. Cezalarını mutlaka göreceklerdir.

Ben Marmaris’te yaşamaya çalışıyorum. Cumhurbaşkanımıza yapılmak istenen şerefsizliğin olduğu tatil yöremizde… Kaç yıl Türkiye’yi geriye götürdüklerini bilmiyorum, daha belli değil. Ama Marmaris’te var olan turist de toz oldu. Tek memnun olduğum hadise Cumhurbaşkanımız ve ailesinin başına bir şey gelmemesidir.

Dün akşam muhteşem bir mehtap vardı. 8 metrelik Amerikan bayraklı bir tekneyle 3 yabancı misafirimi Amos Koyu’ndaki pideciye götürmek istedim. Onları Cetia Oteli’nin önünden aldım, hava kararmamıştı. Komodor bayrağımı da küçük müçük ama tekneye çektirdim. Koyun ortasında küçük bir sahil muhafaza teknesi bize “durun bakalım” dedi. Kendimi genç komutana ve üstçavuşa tanıtmaya çalıştım. Hüviyetimi takdim ettim. “Emir aldık, gerekeni yapacağız” dedi. Konuşmamıza başladığımız sırada “gerekirse sizi alır götürürüm” dedi. Ben de “O zaman götür bakalım komutan” dedim. Kabahatimiz şuymuş; bu bilgileri aynı zamanda yabancı bayrak kullanan tüm insanlara, denizcilere, tekne sahiplerine duyurmak istiyorum.

1- Yabancı bayrak kullanan tekne, sahibinin dışında kimse tarafından kullanılamazmış.

2- Sahibi olmadığı takdirde tekne gümrüksüz bir sahada devlet yetkilisine teslim edilerek bekletilmeliymiş.

3- Hareket halindeyken liman tarafından verilen log listesinde belirtilen kişilerin dışında kimseyi bulunduramazmış. Ancak log alırken kişilerin Emniyet’ten sabıkalarının olup olmadığı ile ilgili bir yazı almanız kaydıyla log limandan verilirmiş.

4- Gideceğiniz yer logda belirtilerek ancak o rota üzerinden seyir yapabilirmişsiniz.

Örneğin Marmaris Limanı’ndan çıkıp Kumlubük’e denize girmeye gidip döneceksiniz, eğer logda isimleri yazılı değilse hiçbir arkadaşınızı ve evladınızı yanınıza alamazsınız. Ancak yeni log alıp Kumlubük’ü yazdırıp yolcuların da isimlerini ve polisten alınmış sabıkası yoktur dokümanlarıyla denize girmeye gidebilirsin. En sonunda komutan bir laf etti ki kendimi tutamadım. Türkçesi dedi “Amerikan bayrağı ile Türk denizlerinde tekne kullanamazsınız. Gidin Türk bayraklı tekne alın istediğiniz gibi kullanın.” Şimdi gelelim sadede 5 yaşımdan beri denizlerdeyim. Minicik bir bindirme bottan başladım. 40 metre boyu olan teknelere dahi sahip oldum. Özal’lı yıllara kadar zaten yabancı bayraklı tekne kullanmak Türkiye’de bir problemdi. Ondan evvel de Süleyman Demirel’in başbakanlığında o zamanın Turizm Bakanı Barlas Küntay kabotaj kanununu değiştirmeseydi resmen Türk sahillerinde denizcilik katiyetle yapılamayacaktı. Her yıl yaz aylarında sadece Akdeniz’de 1 milyon civarında özel yelkenli, yelkensiz tekne seyretmektedir. Yıllardır söylemeye çalışırım ki bu teknelerden %10’unu Türkiye’ye çekebilsek Türk turizminin hiçbir sorunu kalmaz. Üstelik tekneyle gelen turist yatağını, yorganını da yanında getirir. Bu sebeple marinalarımızın artmasını isteriz. Bu sebeple deniz kanunlarımızın mantıklı işletilmesini, yabancı bayraklı teknelere kolaylık gösterilmesini isteriz.

Türk bayraklı teknelere de hükümetlerin “tamam, işleri kolaylaştıracağız” vaatlerini bugüne kadar gerçek bir biçimde tutmamaları nedeniyle milletin yabancı bayraklara kaçmasına sebebiyet verilmektedir. Denizciliğimizin gelişmesini istiyorsak, bu konuda hassas bir görüşe sahipse hükümetimiz mutlaka işin başına ve yönetimlerine dünya çapında deniz ve tekne işletmeciliğini bilen tecrübelere sahip insanlar getirmelidir. Aksi takdirde dün benim rezil olduğum gibi yabancı misafirlerinize rezil olursunuz. Komodorsanız bile bayrağınız işe yaramaz. Anasını satayım diyerek evinize dönersiniz.

Ancak belirtmeliyim ki, beni çeviren komutan son derece nazik bir biçimde meseleyi bağladı. İçinde bulunduğumuz sıkıntılı dönemin psikolojik rahatsızlığından bahsetti. “Başımızdaki komutan yok, adam Fetöcü çıktı” diyerek tutuklanan kişiyi de nefretle yad etti. Benim Deniz Kuvvetleri’yle ilişkim çok eski yıllara dayanır. Kendisine benim hakkımda bir sürü saçma sapan iftiralar atmaya çalışan zamanın şerefsizlerine başbakan olduğu dönemde Bülent Ulusu Amiralimin nasıl cevap verdiğini, nasıl beni müdafaa ettiğini ve nasıl haklı çıkınca alnımdan öptüğünü hep yad ederim. Bir gün bu hikâyeleri de bu sütunlarla yazacağım. Hayretle okuyacaksınız.

Eğitici bilgileri vermesi dolayısıyla sahil muhafazada sorumlu bir yetkili olması dolayısıyla bize de ilk başta fırçayı çekip daha sonra nazikçe davranması dolayısıyla hakkında daha fazla bilgim olmayan Marmaris’te mukim sahil muhafazanın mensubu komutan Erol’a teşekkür ederim.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X