Mevzu bahis “Kazanıp, kaybetmek” değil, önemli olan “Ne verdiğindir” deriz ya hep,

işte Ümraniyespor karşısında izlediğimiz Bursaspor da, buna örnek gösterebileceğimiz türdendi…

Amacım Hamza Hoca’yı yermek değil ama haftalardır beklediğimiz iyi futbol ile skoru

o gittikten sonra ve Bursaspor’un özkaynaklarının oluşturduğu bir kadroyla almak,

acaba bir tesadüf mü yoksa gençlerin, başlarındaki hocalarının açık bir mesajı mı?   

Benim görüşüm bir mesaj olduğu yönünde…

Çünkü; oynamak ve kendilerine inanan, güvenen bir antrenörle çalışmak istiyorlar…

Kıyas yapmayacağım ama Muhammed, Rüştü Hanlı, Berke Yılmaz, Gökhan Berkay Yıldız,

Furkan Soyalp ve Mert Örnek’in ne farkı vardı diğerlerinden?

Fazlaları vardı eksikleri yoktu bence…

Mert ve Furkan’ın ne kadar istekli olduklarını gözlemleyebildiniz mi?

İlk kez oynamasına rağmen Rüştü’nün savunmada ne kadar soğukkanlı olduğunu fark edebildiniz mi?

Kalede Muhammed’in verdiği güveni, Berke’nin yaptığı asistteki özgüveni hissedebildiniz mi?

Hiç lamı cimi yok, “Ne varsa Vakıfköy’de var.”

Prosinecki için harcadığımız para, zaman ve gayretin birazını bu çocukların, başlarındaki tüm hocaların fazlasıyla hak ettiğini düşünüyorum…

Ayrıca, bu çocukları İstanbul’a tek başlarına göndermek başkan dahil yönetime hiç yakışmadı…

Yönetim, böyle maç ayrımı yaparsa siz içerdeki milyon euroluk oyuncularınıza da

söz geçiremez koskoca Bursaspor’u “Sakatlık bahanesiyle” İstanbul’a 16 kişi

göndermek zorunda kalırsınız…

Şimdilik keselim yarın daha enteresan bilgilerle devam ederiz…