Önceki bu sütunlardan 6360 Sayılı Bütünşehir Kanunu‘nun kırsala getirdiği avantajlara dikkat çekmiştik. O makalemize CHP’li eski İl Genel Meclisi Üyesi ve Bursa eski Milletvekili İlhan Demiröz‘den itiraz geldi. 

Kendisi gibi eski Kestel İGM üyelerinden Kahraman Atlı ile ziyaretimize gelen Demiröz, Bütünşehir’in kırsala avantaj değil dezavantaj getirdiğini söylüyor.

Yazımıza iki sayfalık bir metinle karşı çıkan Demiröz bakın nelere vurgu yapıyor: 

“Sizi Olay Gazetesi’ndeki köşenizden takip ediyor ve izliyorum. 9 Ekim tarihli, ‘Bütünşehir ile gelen avantaj’ başlıklı yazınız hakkında görüşlerimi belirtmek isterim. 6360 Sayılı Bütünşehir Kanunu TBMM’de çok kısa sürede acele olarak çıkarıldı. Bunun neticesi köşenizde belirtildiği gibi, ‘yasanın aksayan yönlerini düzletmek için yeni bir reform hazırlığı var’ ifadesi bu yasanın ihtiyaçlara cevap vermediğinin bir göstergesidir.”

Eski vekil Demiröz İl Genel Meclisi üyeliği döneminde aktif olarak çalışmış ve partisi adına kürüsüde görüşlerini dile getirmiş bir isim. 

Demiröz yazımıza itirazlarına şöyle devam ediyor:

“Çok kısa başlıklarla Bütünşehir Yasası’na değinmeden Toprak Su, Köy Hizmetleri ve İl Özel İdaresi kuruluşlarından itibaren ülkemizin her köşesine harç koymuşlardır. Kırsal kalkınmanın (kapanana kadar) öncülüklerini yapmışlardır. İl Genel Meclisleri ise yerel siyasetin okulu ve öncüsü olmuştur.”

Demiröz itirazlarını şu maddelerle sıralıyor:

“Bu yasa ile köylerimiz bir gecede mahalle olmuştur. Bu anlamda köy tüzel kişiliği ortadan kalkmıştır. Muhtarlıkların hukuki anlamda köyünde salma imece vs. gibi konular ortadan kalkmıştır. Köydeki herhangi bir olumsuzlukta belediye beklenmektedir.”

Devamında;

“Köylerin yıllarca oluşturdukları tüm birikimlerine el konulmuştur. Köy orta malları, mera, bina, araç gereç ulaşımda kullanılan araçlar dahil İlçe veya Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmiştir” diyor.

Eski vekil itirazlarını şu satırlarlar sürüdürüyor;

“Bursa-Nilüfer-Esentepe Mahallesi ile İznik-Gürmüzlü Mahallesi arasında su, emlak vergileri bakımından fark kalmamıştır. Mahallenizde yapacağınız tarımsal faaliyetler mahalle sakinlerinin onayı ile yapıldığını da unutmayalım.”

Bütünşehir Kanunu ile Büyükşehir Belediyesi’nin görev alanının 8 bin 782 kilometrekare artarak 10 bin 882 kilometrekareye çıktığını hatırlatan Demiröz, “Bu yasa ile köyler sahipsiz kalmıştır. Ellerinden mal, mülk, yetki alınmıştır. Köylerin gelir kaynakları tüketilmiştir” diyor.

Vekil Demiröz satırlarını şu ifadelerle tamamlıyor;

“İl Genel Meclisi, dolayısıyla İl Özel İdaresi ortalama her yıl 150-200 milyon TL civarında yatırım yapmakta idi. Köylerin yol, sulama, içmesuyu, kanalizasyon sorunlarını çözerdi. Arazi toplulaştırması yapardı. Bugün ise Büyükşehir Belediyesi’nin toplulaştırma yetkisi bile yok. Son olarak köy muhtarlıklarının kapanması ile ilçe belediyelerine ve Büyükşehir Belediyesi’ne devredilen mal,mülk, araç, gereç ne kadardır? Bu konu ile ilgili bir çalışma var mıdır? Satırlarımı ‘Bütünşehir ile kaybedilen avantaj’ cümlesi ile bitirmek istiyorum. Çünkü köylülerimiz kaybetmiştir.”

Kırsal alan tecrübesi olan Demiröz’ün itirazları böyle. 

Karşı görüşü aktarmak da görevimiz.

Ancak, belediyelerin bugün kapatılan İGM’lere göre çok daha güçlü yapısı olduğu da bir gerçek.

Bugün için mali sıkıntı yaşasa da Büyükşehir Belediyesi eski İGM’nin bir yıllık bütçesini bir tek ilçenin altyapısı için kullanabiliyor.

Yasa da sıkıntı var ama bunlar zamanla düzeltilecektir.