Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

İslam hocaları neden gündemde?

İslam dini insanı merkeze koyan, yasakları ve ödüllendirmeleriyle insanoğlunu doğru yola iletmeye çalışan, kadına, çocuğa, gence ve yaşlıya her şeyin hayırlısını tavsiye eden; hatalı davranışlardan arındırmaya çalışan büyük bir dindir.

‘Cennet analarının ayakların altındadır’ hadisi şerifiyle kadınlara büyük önem verilirken günümüz dünyasında maalesef İslamın kadınları ikinci plana iten bir anlayışın ürünü olduğu lanse ediliyor. Mevcut tabloda en büyük mesele ise kendini iyi ifade edemeyen hocalar oluyor.

Bayanların çalışmaması gerektiği söyleniyor ancak bayanların çalışmasının arkasındaki en önemli neden çalışmadıkları takdirde eşlerinden hak ettiği saygıyı ve özeni görememek olduğunu, ailelerin bile kız çocuklarını okutma konusunda erkeklerden daha hassas olduğunu ve herhangi bir sıkıntıda tek başına ayakları üzerinde durabilecek olmasına büyük bir önem verildiğini görüyoruz. Eğer ki bayanların çalışması doğru bulunmuyorsa bunu söyleme yolu ‘bayanlar çalışamaz!’ demek değildir. Evli bayanların eşi açısından Allah tarafından gönderilen birer emanet olduğunu vurgulamaktır. ‘Saygı duyulan bir büyüğün emaneti dünyalık olarak bize nasıl önemli geliyorsa, âlemlerin Rabbinin emaneti olan bayanların da eşleri için o denli önemli ve el üstünde tutulması gerektiği söylenmiş olsaydı hem İslamda kadına verilen önem anlatılmış olur hem de hak ettiği saygıyı görmek için zorlu iş dünyasına atılan bayanların evlerinde mutlu olmasının önü açılırdı.

İslam hocaları Türkçeyi en iyi konuşan insanlar olmak zorundadır. Söyledikleri sözün nerelere gidebileceğini öngörecek kadar zeki olmalıdır. Samimi söylenen bir sohbetin bile birçok yan etkisi oluşabiliyor. Eğer İslami bir gerçek anlatılacaksa bunun iki amacı olmalıdır. İnanan insanları İslami yaşayış konusunda daha hassas yapmak ve İslama mesafeli duran insanları da İslama ısındırmak… Verilen bir sohbetin sonucunda çok az bir kesim iyi yönde davranış değişikliğine gidiyor ancak büyük bir kesim mutsuz ve umutsuz oluyorsa burada bir sıkıntı vardır.

Milletimizin dini hassasiyeti fazla olduğu için İslami sohbetlerde bulunan insanların millet nazarında karşılığı bulunuyor. Milletin bu hassasiyeti karşısında toplumda belli bir karşılığı olan insanlar da sohbetlerinde daha büyük hassasiyet göstererek kaş yapayım derken göz çıkarmamalıdır.

İslam hocalarının vereceği sohbetleri önem sırasına koyması ve gündemi de biraz olsun takip etmeleri gerekir. Eğer ki ülkede üç yaşında bir çocuk cinsel saldırıya uğruyorsa İslam’ın bu konudaki keskin hükümleri ve çocuklar ile kadınlara verilen önem anlatılmalıdır. Normal zamanda da toplumdaki kötü alışkanlıkları önlemek adına kul hakkı, haram para, rüşvet, namussuzluk gibi büyük günahların hız kesmeden devamlı olarak farklı bakış açısıyla anlatılması gerekir.

 

KALP DOKTORU CANAN KARATAY

Tıp dünyasının en medyatik doktoru hiç şüphesiz Canan Karatay’dır. Tıp okumayanları büyük saygı duyduğu ancak tıp okuyanların hiçbir saygı beslemediği ilginç bir isimdir… Kalp doktoru olmasına karşın toplumdaki en büyük karşılığı şeker hastalığı ve karbonhidrat tüketimiyle ilgili konuşmalarında buldu. Özellikle hamilelere şeker yükleme testi yapılmasını kesin olarak yasaklamaya çalışması tıp dünyasında kendisine karşı büyük bir öfkenin patlamasına neden oldu.

Son olarak bütün kanserlerin çevresel nedenle oluştuğunu ve hiçbir genetik zeminin olmadığını iddia ediyor. Halbuki yüzde yüz genetik nedenlerle aktarılan kanser türleri bile mevcut… Eğer ki genetik zeminle kanser geçişi olmasaydı ‘Tıbbi Genetik AnaBilim Dalı’ kurulmuş olur muydu? Bu alanda çalışan herkes boşa mı kürek çekiyor?

Gebelerin rutin olarak 24. haftada şeker yükleme testi yaparak gebelik şekerini ölçtürmesi gerekir. Bütün dünya kılavuzlarında bunlar yazar ve uygulanır. Ancak kalp doktoru Canan Karatay kendi branşı olmamasına rağmen toplumun aklını karıştırıyor. 3 yaşında kanser olan çocukların da gebelikte şeker yükleme testi yaptırdığı için kansere yakalandığını iddia ediyor. Basın mensuplarıyla yaptığı röportajlarına ise elindeki yeni kitabıyla demeç vererek bir yandan da reklamını yapıyor. Maalesef marjinal konuşan insanlar basında yer buluyor. Böylelikle reklamlar da kolay yoldan yapılmış oluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan diyanet’e çağrıda bulunarak siz konuşmazsa meydanı başkalarına kaptırırsınız diyerek İslami konuda diyanet’i daha fazla konuşmaya ve toplumu bilgilendirmeye davet etmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan doğru söyledi ancak eksik söyledi. Sağlık bakanlığı’na da siz konuşmazsanız meydanı şeker yükleme testinin kansere yol açtığını söyleyecek kadar gerçeklerden uzaklaşmış insanlara kaptırırsınız diyerek daha fazla konuşmaya ve toplumu bilgilendirmeye davet etmeliydi.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X