Engin Özpınar
Engin Özpınar

İsrail hakkında karar alınıyor da ne oluyor?

New York’ta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 23 Aralık 2016 tarihli toplantısı…

Görüşülen tasarı: İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarındaki yasadışı yerleşiminin kınanması…

Oylamadan umut var mı? Yok!

Her zaman yaptığı gibi ABD, bu tasarıyı da reddedecek.

Hep böyle olmuyor mu?

Washington, Filistin’in tepkisine hak verdiği durumlarda bile sıra İsrail’in kınanmasına gelince “Hayır” diyor çünkü.

*

23 Aralık toplantısında da beklentiler bu yöndeydi.

Güvenlik Konseyi’ndeki 15 ülke oylamaya geçiyor: İsrail kınansın mı, kınanmasın mı?

14 ülke İsrail’in kınanmasını istiyor.

Ama öte yandan ABD herkesi şaşırtıyor. Tabii en başta da İsrail’i… Washington’ın BM Daimi Temsilcisi Samantha Power çekimser kalıyor.

Ve 2334 sayılı karar oybirliğiyle olmasa da, oyçokluğuyla kabul edilmiş oluyor.

Anlaşılan o ki, İsrail’in oylamadan önce yaptığı girişimler boşa çıkmış.

Örneğin, ABD Başkanı Barack Obama veto yetkisini kullanabilirdi ancak kullanmamış. Ayrıca Donald Trump’ın çabaları da para etmemiş.

*

Ne güzel, nihayet… Filistin topraklarına insanlık gelecek, barış gelecek, adalet gelecek derken…

Dünya serap görmüş gibi kalakalıyor…

Böyle durumlar İsrail için vız gelir tırıs gider.

Kınama kararında, İsrail’in Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki tüm yerleşim faaliyetlerini derhal ve tamamen sona erdirmesi talebi mi var? Olsun.

Başbakan Netanyahu, kararın kapsadığı koşulları yerine getirmeyeceklerini ilan etmekte hiç gecikmiyor.

*

İsrail’in alışıldık pişkinliği…

1967 yılında Güvenlik Konseyi ünlü 242 numaralı kararı oybirliğiyle kabul etti de ne oldu? 50 yıl geçti, hiçbir şey olmadı.

242 sayılı karar olduğu gibi duruyor; hem de,1973 yılında söz konusu kararı doğrulayan 338 sayılı kararla birlikte…

Buna göre İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi, Filistinlilerin yaşama hakkına saygı duyması, bölgedeki devletlerin toprak bütünlüğüne zarar verecek çatışmalardan kaçınması gerekiyor.

*

Bugüne dönersek… Yine değişen bir şey olmayacak.

“Filistin halkının 1967 yılındaki sınırı temel alan, başkenti Kudüs (Ya da Doğu Kudüs) olan ve tam egemenliğe sahip bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasını destekliyoruz” şeklindeki açıklamaları duymaya devam edeceğiz elbette…

Ne var ki, 2334 sayılı kararın geleceği de 242’nin sonuna benzeyecek.

Umutsuzluk iyi bir şey değil ama var olan koşullara bakıldığında ne yazık ki, gerçek böyle…

 

Gazze yoksulluktan kırılıyor

 

İsrail’in kuşatması altındaki Filistin kenti Gazze’de 2 milyonluk nüfusun yüzde 80’inin yoksulluk içinde bulunduğu, işsizlik oranının yüzde 60’a tırmandığı, kişi başına düşen günlük gelirin de iki dolar olduğu belirtildi.

Filistin kaynaklı haberlerde, Gazze’de 70 bin kişinin yıkılan binalar nedeniyle evsiz kaldığı ve iki yıldır ciddi sıkıntılar içinde yaşamaya çalıştıkları duyuruldu. İsrail bombardımanının yerle bir ettiği 12 bin konuttan 9 bininin henüz inşa edilemediği kaydedildi.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X