İhsan Aydın
İhsan Aydın

Kazanan Türkiye oldu bu tepki niye?

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Fırat’ın doğusunda Suriye sınırında yürüttüğü terör temizliğinin etkisi öyle kısa sürede ortaya çıktı ki, yıllardır Türkiye’nin başına bela olan örgütlere hamilik yapanlar ayağa kalktılar.

TSK, Suriye Milli Ordusu ile birlikte bir haftada 700’ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirince, başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerinden de sesler yükseldi.

Baktılar TIR’lar dolusu silahla besledikleri teröristler kısa sürede Fırat’ın doğusundan silinecekler hemen Ankara’ya baskı kurmaya başladılar.

ABD Başkan Yardımcısı ile varılan mutabakat ile harekata 120 saatlik ara verildi.

Türkiye istediğini aldı.

Baştan bu yana güvenli bölgede ısrar eden Türkiye buna karşı çıkanları Barış Pınarı Harekatı ile dize getirdi.

ABD güvenli bölge formülünü kabul etti. Bölücü unsurların sınırlarımızın dışından 32 kilometre derinliğe kadar çekilmelerini kabul etmek zorunda kaldı.

Türkiye şimdi bu bölgeye misafir ettiği Suriyelileri taşıyacak. Milyonlarca Suriyeli buraya göç edecek. Şehirler, ilçeler, kasabalar yeniden inşa edilecek.

Türkiye bir taşla iki kuş vurmuş oldu. Şehirlerin yenilemesini de Türk müteahhitleri yapacak.

Cephede başarısıyla göz dolduran Türkiye masadan da kazançlı kalkmış oldu.

Ancak bu başarıyı hazmedemeyen, ülkesinin hem cephede hem masada kazanmasından dahi siyasi malzeme çıkaranlar elbet söylenecek bir şey yok.

Dünya medyası kazananın Türkiye ve onun lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu bas bas bağırıyor. 

Bizdeki muhalefet ise ordunun neden harekata 120 saat ara verdiğini sorguluyor.

Üstelik bunlar bir de ‘Suriye’de ne işimiz var’diyenler.

Sınır yerleşimlerimizi Suriye topraklarındaki bölücüler havan yağmuruna tutuyor, bizim muhalefet Türkiye’nin Suriye’de olmaması gerektiğini söylüyor.

Bal gibi de olacak. 

Türkiye kendi yurttaşlarının güvenliğini sağlarken kimseden izin almak durumunda değil. 

Masum sivillerin üstüne havan mermileri yağarken Türkiye’nin buna seyirci kalmasını beklemek nasıl bir muhalefet anlayışıdır?

Tabii ki, içteki muhalefet kadar dıştan da bu haklı mücadelesinde Türkiye’ye saldırılar devam ediyor.

Daha dün Uluslararası Af Örgütü Türkiye’nin Suriye’de sivillere zarar verdiğini içeren bir rapor yayınladı.

Türkiye’de ölen siviller acaba bu örgütün ilgi sahasına girmiyor mu?

Saldırı her cepheden sürüyor.

Ama Türkiye hem cephede hem masada hem de diplomaside kılı kırk yararcasına mücadele veriyor.

Türk ordusunun kendisine silah doğrultamayan masum Suriyelileri hedef almayacağını aslında onlar da biliyor.

Fakat algı ile ülkeye saldırılıyor. 

Çok şükür artık kendi ayaklarının üzerinde durabilen, savunma sanayi alanında ithal ürünleri ikame edecek hale geldik.

Her geçen gün bu alanda daha da gelişiyoruz.

Eksiklerimizi giderdiğimize artık bu coğrafyada Türkiye’nin izni olmadan kimse operasyona kalkışamayacaktır.

Ama bunu bizim önce içteki muhaliflere kabullendirmemiz gerekiyor. 

İçten çatlak sesler çıkarsa dışarıdaki düşmanlarını desibeli yükseltmelerinden daha doğal bir şey olamaz.

Güçlü ve güvenli Türkiye, ister hükmet yanlısı ister muhalif olsun bu topraklarda yaşayan herkese yarar sağlayacaktır. 

Bu yüzden ülkemizin yöneticilerinin ve ordumuzun sonunda kadar arkasında durmalıyız.

Onların moralini bozacak, şevkini kıracak söz, fiil ve davranışlardan kaçınmalıyız.

Bu ülke hepimizin.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X