Ataevler’de oturuyorum.Malumunuz üzere Nilüfer ilçemizde özellikle mahallemizde yaklaşık 1-2 senedir süregelen bir kentsel dönüşüm faaliyeti var.

Bunun deprem gerçekliği olan ilimizde olumlu ve gerekli olduğunu düşünüyorum.

Fakat bu faaliyet sürerken mahallemizde bazı olumsuzluklar oluştu. Şöyle ki:

Zaten ilimiz ve ilçelerimizde özellikle Ataevler Mahallemizde yollarımız inanılmaz kalitesiz durumda. Neredeyse bütün cadde ve sokaklar bozuldu. 16 yıl önce bu mahalleye taşındım. İnanın önceki durumu bu durumdan daha iyiydi yollarımızın.

Fiber kablo, Telekom kablosu, BUSKİ derken yollarımız habire yamalarla geçiştirildi. Şimdi de kentsel dönüşüm dolayısıyla hafriyat kamyonları ve beton mikserleri yollara çimento döke döke gittiler. Bütün yollar daraltıldı, yamalar yapıldı aslında kasisler yapıldı. Çünkü rögar kapakları kimi yerde yoldan aşağıda kimi yerde yoldan yukarıda kaldı.

Yollar yol olmaktan çıktı. İnanın köy yolları artık bizim yollarımızdan daha iyi durumda.

Son olarak Nil Sokak’tan geçen mahallemizden şehir merkezi Atatürk Caddesi’ne giden tek otobüs olan 9D hattını da kaldırarak mahallemize son darbe vuruldu.

Kentsel dönüşüm var tamam ama halen burada yaşayan binlerce insan var.

Bu konuda Büyükşehir Belediyemizin, Nilüfer Belediyemizin yardım ve desteklerini bekliyoruz.

İsminin yayımlanmasını istemiyor

Otlar arasında jimnastik aletleri

Yukarıdaki fotoğrafları bir okurum mail atmış.

Dürdane Köyü/Mahallesi’ne giderken yol üzerinde görüp fotoğraflamış.

Çocuk parklarında veya yanlarında gördüğümüz yetişkinler için jimnastik, spor aletleri. İyi güzel de, bunların yol kenarında, otlar arasında olmasının anlamını çözemedim.

Görünürde çevrede çocuk parkı falan da yok.

Sivrisinekler ve otopark sorunu

Küçükkumla’da araçları park etmeye yer bulamıyoruz. Sokak girişleri demir kazıklarla park edilmemesi için engellenmiş. Ancak boş yer yok ki aracımızı park edelim.

Ayrıca, yetkililer bu park sorunuyla ilgileneceğine biraz da sivrisineklerle mücadele etse keşke. Küçükkumla’da dere birikintileri sivrisinek kaynıyor.            

 H. Rıza Balıkçı