Avatar
Can Pulak

Komşunun penceresinden

Yunanistan da bizim gibi mültecilerden şikâyetçi. Karşımızdaki Kos ile Midilli ve Sakız adaları çok rahatsız. Geri gönderilecek olan mülteciler (gitmeyiz) diyerek direniyor ve iltica talebinde bulunuyorlarmış. Bu durumda gitmek istemeyenleri zorla göndermek Birleşmiş Milletler kararlarına göre mümkün değilmiş. İşte şimdi ne olacak diye tüm Adalar ve Atina kara kara düşünüyor.

Bizim gibi kamplar yapmaya başlamışlar. Örneğin Kos’ta askerler, bizim Kadıkalesi’ne bakan Zia Köyü yakınlarındaki bir tepeye, 2 bin 200 kişiyi barındıracak prefabrik evleri yapıp bitirmişler. Şimdi elektrik ve suyunu bağlıyorlar. Kamp birkaç güne kadar devreye girecek. Buraya Yunanistan’da bulunan mülteciler yerleştirilecek. Şehir bundan çok tedirgin. Kiminle konuşsanız kampı ve mültecileri adada istemiyorlar. Evet yardım edelim ama burası turizmden geçinen bir yer, huzurumuz bozulabilir, turistler ürkebilir diyorlar.

Kos’ta henüz sezon başlamamış. Nisanın son haftasında turistler gelecek, otel ve lokantalar dolmaya başlayacak. Binalar onarılıyor, caddelerin trafik şeritleri çekiliyor, lokantalar hazırlıklarını hızlandırmışlar, otellerin rezervasyonları iyi gidiyor. Bu arada şehir 1 Mayıs’taki Paskalya kutlamalarını bekliyor. Komşularımız çalışmayı pek sevmiyorlar. Yer yarılsa öğlen uykusuna (Siesta) mutlaka yatacaklar ve dükkânlarıyla işletmelerini birkaç saatliğine kapatacaklar. Krizin en keskin zamanında bile aksatmamışlar bunu.

Hafta sonunda gemiyle günübirlik Kos’a gidip geldim. Yıllardır tanıştığımız bazı dostlarla, esnafla, turizmciyle, taksiciyle filan konuştum. Bu yıl iyi bir sezon geçireceklerine inanıyorlar. Bizde iptal edilen rezervasyonların bir kısmının adalara yaradığını söylüyorlar. 1 Mayıs’tan itibaren otellerde, apartlarda, pansiyonlarda yer bulmak kolay olmayacakmış. Bu arada Türk turistlerin kendileri için iyi bir kaynak olduğunu, adaya iyi para bıraktıklarını ve genelde içki,et ve peynir aldıklarını söylediler. Onlar da bizim Turgut Reis pazarına geliyor, giyecek eşyalar alıyor, Metro veya Migros’tan alışveriş yapıyorlarmış.

Yunanlılar bizim ülkemize vizesiz geliyorlar. Türklere temmuz ayında serbest dolaşım izninin verileceğine inanıyorlar. Vermezlerse ne olur, bakın adanın iyi yetişmiş bir sakini nasıl anlatıyor olacakları…

-Avrupa Araplarla Türkler arasında bir tercih yapmak zorunda. Bize sorarsanız, bizim de, tüm Avrupa’nın da Türkleri tercih etmesi lazım. Çünkü Araplar çok büyük bir problem. Adamlar devamlı kavga ediyorlar, dövüşüyorlar, harp ediyorlar. Ortadoğu’da bitmeyen senfoniyi devamlı seyrediyoruz. Bizde de mezhep kavgaları, iç harpler oldu ama belli sürelerde bitti. Araplarınki hiç bitmiyor. Onun için Türkleri tercih etmek gerekiyor. Türkler Avrupa’ya ve Avrupalıya daha yakın..’’

Komşunun okumuş ve aydın kesimi çok gerçekçi. Tembel olduklarını kabul ediyorlar, çalışmadan para kazanmaya alıştıklarını söylüyorlar, bu yüzden ekonomik krizden kurtulamadıklarını üstüne basa basa belirtiyorlar. Yılda 65 gün dini tatil yapıyorlarmış. Haftalık tatilleri de sayarsanız yılın yarısı tatilde geçiyormuş. Adalarda turizm sezonu süresince (4-5) ay çalışılıyormuş. Diğer zamanlarda 350 Euro işsizlik parası alıyorlarmış. Emekli maaşları çok fazla.2 bin-3 bin 500 Euro arasındaymış. Şimdi bunun bir kısmını hükümet kırpacakmış. Aksi halde emekli maaşları tehlikeye düşecek ve emeklilere yakın bir gelecekte para ödenemeyecekmiş. Bakın bir günde, birkaç saatte neler öğrendik…Kaç parası olursa olsun, kimse bankalardan günde 60 Euro’dan fazla para çekemiyor. Bu yüzden borçlar ödenemiyor, senet ve çekler protesto ediliyor, su ve elektrik parası düzenli yatırılamıyor. Aslında Yunanistan güçsüz bir ülke değil. Bizim gibi sanayileri yok ama, turizmden’ denizcilikten ve gemicilikten, zeytincilikten filan iyi kazanıyorlar. Üstelik henüz el değmemiş yeraltı madenleri de var. 11 milyonluk Yunanistan’a yılda 27 milyon turist geliyor. Az bir rakam, az bir gelir mi bu?..

Sayısı oldukça fazla Türk adada ev kiralamış. Yılda 2 bin 500 Euro verdin mi, şöyle bir oda ve salonlu, üstelik mobilyalı ev kiralanabiliyor. Dükkân kiraları da Bodrum’dan çok ucuz. Sahildeki bir restoranın aylık kirası 2 bin-3 bin Euro arasında. Türklere ev satmıyorlar diye bilirdik. Türklere değil, Avrupa Birliği üyesi olmayanlara satamıyorlar. Türk değil, Amerikalı da olsanız satış yok. Kos’ta bir yabancının iş bulabilmesi kolay değil, bulsa da çalışma izni alamıyor.

Komşumuz çalışmayı pek sevmiyor ya, çalışmamak için ne mümkünse yapıyorlar. Dimitri, Yani, Kosta bayramı olur mu,Yunanistan’da oluyor işte. Dimitriler ya da diğer isim sahipleri, yılın bir günü toplanıp, kutluyorlar adlarını. Diyelim adınız Mavro, ülkenin tüm Mavroları bir günü bayram ilan etmişler. İşe gitmiyorlar, içiyorlar, çoluk çocuk eğleniyorlar. İşten kaytarmanın ilginç bir yolu….

Kos mülteci meselesini, çözümü çok güç bir bela olarak görüyor. Kiminle konuşsanız aynı şeyleri söylüyor. 2 bin 200 insanı bir kampta ne kadar tutabilirsiniz? Bunlar şehire inmek isteyecekler, dolaşmak isteyecekler, adayı görmek, tanımak ve adalılarla iki çift laf etmek isteyecekler. Öyle olursa ayıkla pirincin taşını. Sapla saman birbirine karışır ki, tatilini geçirmek için adaya gelen turistler çok rahatsız olur. Bunu açık açık söylüyorlar. Şimdilik Türkiye’den mülteci akınının devam etmeyeceğini, çünkü uluslararası kontrolün çok ciddi bir şekilde yapıldığını ve bununla ilgili gelen gemilerin göreve başladığını ifade ediyorlar. Nitekim, limana bağlı Finlandiya bayraklı bir büyük sahil güvenlik gemisiyle yine bir büyükçe kontrol botunu yakından gördüm ve fotoğraflarını çektim.

Dönüşteki iki ilginç gözlemimi de sizlere nakletmek istiyorum. Birincisi giriş ve çıkıştaki pasaport kontrol binasına bir dutyfree açılmış, diğeri ise belediye sokak köpeklerine motosikletli bir personeli aracılığıyla ıslak ve kuru mamalar dağıtılıyor. Darısı başımıza…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X