‘Mescid-i Aksa’ya saldırı İslam ülkelerine saldırıdır’

Filistin Müftüsü Husein, İsrail’in saldırılarıyla ilgili, “Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırı, İslam ülkelerine yapılmış saldırıdır” dedi.

‘Mescid-i Aksa’ya saldırı İslam ülkelerine saldırıdır’

Filistin Müftüsü ve Mescid-i Aksa İmamı Muhammed Ahmed Husein, “Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırı, İslam ülkelerine yapılmış saldırıdır. Çünkü bu mesele, tüm Müslümanları ilgilendiren bir meseledir. Bu nedenle, tüm Müslümanların İslam dininin mukaddesatını, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı savunması ve koruması gerek” dedi.

Bosna Hersek İslam Birliği’nin davetlisi olarak Saraybosna’da temaslarda bulunan Husein, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İsrail’in Mescid-i Aksa’ya yönelik saldırılarının 1967 yılında başladığını hatırlatarak, ardından 1969 yılında Mescid-i Aksa’nın yakıldığını söyledi. O dönemden itibaren Mescid-i Aksa’ya yöenlik birçok saldırı meydana geldiğini anlatan Husein, 1990 yılında 20 Filistinlinin Mescid-i Aksa’nın bulunduğu meydanda şehit edildiğini kaydetti.

Son dönemde yapılan saldırıların ise cuma ve cumartesi günleri hariç hafta boyunca devam ettiğini anlatan Husein, “Bu saldırılar, Mescid-i Aksa’nın yüceliğine ve kutsallığına yönelik tehlikeli saldırılardır. Mescid-i Aksa’ya yönelik 50 yıldır devam eden bu baskınlar, Filistinlileri sıkıştırmak ve Mescid-i Aksa’ya girişlerine engel olmak içindir” diye konuştu.

Husein, Filistin meselesinin çözülmesi için son dönemde uluslararası çevrelerde büyük bir hareketlilik yaşandığını ifade ederek, Filistin’in 2012 yılında BM’deki oylamada “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü almasının, bunun en açık örneği olduğunu söyledi.

Avrupa ülkeleri arasında, Filistin’i devlet olarak tanıyan ilk ükenin İsveç olduğunu kaydeden Husein, daha sonra İngiltere ve Fransa meclislerinde de Filistin’in devlet olarak tanınmasının gündemde olduğunu belirtti. Tüm bu yaşananların, Filistin meselesinin başarıyla sonuçlanması konusundaki isteğin bir göstergesi olduğunu anlatan Husein, bu bağlamda, bu tür tanımaların artması ve yayılması için çalıştıklarını ifade etti.

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kudüs’ün hakkını savunmasından gurur duyuyoruz”

Husein, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kudüs’ün ve Filistin halkının hakkını savunmasından dolayı gurur duyduklarını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırı, İslam ülkelerine yapılmış saldırıdır. Çünkü bu mesele, tüm Müslümanları ilgilendiren bir meseledir. Bu nedenle, tüm Müslümanların İslam dininin mukaddesatını, Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı savunması ve koruması gerek. Tüm Müslümanların Mescid-i Aksa’ya ve Kudüs’e gelmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü buraya gelenlerin ziyaret ve ibadet niyetiyle geleceklerine inanıyorum. Peygamber Efendimizin ‘İbadet için şu üç mescitten başkasına yolculuk edilmez: Mescidi Haram, Mescidi Nebevi ve Mescid-i Aksa’ hadisine istinaden insanların ziyaret ve ibadet amacıyla buraya gelebilecekleri kanaatine vardık.” 

Husein, Kudüs’teki kazı çalışmalarının Mescid-i Aksa ve Kudüs şehrine yönelik en tehlikeli saldırılardan biri olduğunu belirterek, “Kudüs’ün kutsallığının tarih boyunca her zaman çok önemli bir yerde olduğunu biliyoruz. İslamiyet’in ilk dönemlerinde ve sonraki yıllarda ortaya çıkan Emeviler, Abbasiler, Fatimiler, Memlüklüler, Eyyubiler ve Osmanlılar arkalarında birçok iz bırakmıştır. Bu kazı çalışmaları, bütün bu medeniyetlerin bıraktığı izlerin yok olmasına sebep olur” ifadesini kullandı.

“Bosna’nın istikrar ve huzurunu diliyorum”

Eski Yugoslavya’nı parçalanması sonrası bölgede yaşanan savaşların ardından Bosna Hersek’in bağımsız bir devlet olduğunu anımsatan Husein, şunları söyledi:

“Bosna’nın istikrar ve huzurunu diliyorum. Burada bir gerçek var. Kudüs’te olduğu gibi, Saraybosna’da da üç farklı medeniyet bir arada yaşıyor. Avrupa’nın Kudüs’ü olan Saraybosna ile Kudüs arasında farklı kültür ve dinlere mensup insanların bir arada yaşamaları dolayısıyla bir benzerlik var. Filistin halkı, bir arada yaşayan Müslüman ve Hristiyanlar’dan oluşuyor. Bu halklar, acıyı da sevinci de paylaşıp, Kudüs’ün özgürlüğü için mücadele eder.

Filistin halkı olarak, bağımsızlık mücadelesi dönemindeyiz. Bu süreç, devlet kurma sürecine yardımcı olan bir süreç olduğu gibi, birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Filistin halkının talebi ve beklentisi, başkenti Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır. Uluslararası toplumun da bu konuda sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir.”

Bosna Hersek, Filistin ve Türkiye’nin çok iyi ilişkilere sahip olduğunu anlatan Husein, “Bu iki devlette de karşılıklı olarak büyükelçiliklerimiz var. Büyükelçiliklerimiz olduğundan, koordinasyon ve iş birliği açısından da çok iyi durumdayız. Bu bağlamda, Bosna Hersek ve Türkiye hükümetleri ve halkalarına, Filistin devletinin kurulmasında verdikleri destekten dolayı teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Husein, günümüzde Müslüman halkların durumunun “çok kötü ve acı verici” olduğunu belirterek, Irak, Suriye, Libya, Yemen, Pakistan, Somali ve Myanmar gibi ülkelerdeki sorunların çözümü ve bu ülkelerdeki halkarın güven ve barış içerisinde yaşamaları için çalıştıklarını vurguladı.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X