Muhammet Fatih Şahin
Muhammet Fatih Şahin

Mülakat sistemi kalkmalı

Devletin önemli makamlarına güvendiği insanların getirilmesi için mülakat sistemi kullanılıyordu.

Bu sistem uzun yıllar eleştirilmesine rağmen devletin güvenliği için önemli bir vazifeyi üstleniyordu.

Hâkim, savcı gibi yargı, kaymakam gibi idari, öğretmen gibi eğitim, doçent gibi akademisyen ve devletin birçok kurumunda alım yapılırken vazifeye gelecek kişilerin devleti seven ve hiçbir illegal örgütle bağlantısı olmayan insanlardan oluşması gerekiyor.

Böylece devletin kendisi için tehdit görebileceği kişilerin kritik vazifelere gelmesi engelleniyordu. Ancak artık devir değişti. 15 Temmuz ihanet girişiminden sonra uygulanan güvenlik soruşturması ile insanların herhangi bir örgütle bağı olup olmadığı detaylı biçimde araştırılmaya başlandı.

Üstelik belirli meslekler değil devlet dairesinde çalışan tüm memurlara güvenlik soruşturması uygulanmaya başlandı.

Bu sayede devletin içerisindeki çürük elmalar ayıklandı.

Devlet güvenlik soruşturmasını uygulamaya başladığı günden sonra yapılan mülakat sisteminin anlamı kalmadı.

Mülakatta elenmek istenen kişiler zaten güvenlik soruşturmasından geçemiyor.

Mülakat sistemini uzun süre boyunca savunmuş birisi olarak bugün mülakat sisteminin kalkması gerektiğini düşünüyorum.

Mülakat sisteminin avantajları güvenlik soruşturması sayesinde uygulanıyor. Ancak mülakat sisteminin yan etkileri de bulunuyor.

Referans olan insanların bir kısmı referans olmak için haksız kazanç elde ediyor. Kendisine referans olacak insanlara ulaşamayan kimseler hayallerindeki mesleğe ulaşamıyor.

Tüm mesleklerde mesleğe kabul şartları getirilmeli. Güvenlik soruşturmasından geçen insanlar yazılı sınava girmeli ve bu sınavın sonucunda en yüksek puanı alanlar mesleki eğitime başlamalı.

En az bir yıllık eğitim sonucunda tekrar sınava tabi tutulan ve mesleki erdemi barındıran insanların
mesleğe kabulleri yapılarak ataması yapılmalı. Bu sayede oturup kalkmasını bilmeyen, konuştuğu sözün nereye gideceğini öngöremeyen insanlara hem eğitim verilmiş olur hem de verilen eğitimi almadığı anlaşıldıktan
sonra mesleğe başlanması engellenir.

Bizler ehliyet ve liyakati gerçekleştirdiğimiz ölçüde başarıya ulaşabiliriz. Hem devlet geleneğimiz hem de bağlı olduğumuz dinimiz bize emaneti ehline veriniz buyuruyor.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v) Mekke’yi fethettikten sonra Kabe’nin temizliğinden sorumlu olan gayrimüslimden Kabe’yi temizleme görevini alıp Müslüman bir vatandaşa veriyor. Ancak Kabe’yi temizleyen gayrimüslim Kabe’ye gözü gibi bakıyor ve vazifesini eksiksiz yapıyordur.

Bu olay üzerine Allah-u Teala ayet indiriyor ve şöyle söylüyor: “Muhakkak ki Allah, emanetleri sahibine teslim etmenizi ve insanlar arasında hakemlik yaptığınız zaman adaletle hükmetmenizi emreder. Muhakkak ki Allah, onunla (bununla) size ne güzel öğüt veriyor. Ve muhakkak ki Allah, en iyi işiten ve en iyi görendir.’’

Buradan günümüzle ilgili sonuç çıkaracak olursak, sağcı ya da solcu olduğuna bakmadan, Alevi ya da Sünni olduğunu önemsemeden emaneti ehline vermeliyiz.

AK Parti son 16 yıldır tek başına iktidar olan ve devlet memurlarının en az yarısını kendi döneminde
işe sokan bir parti olmasına rağmen devlet memurları arasında bir oylama yapıldığı zaman yüksek oy
alarak liderliğe oturan bir parti olamaz.

Çünkü adaleti tam olarak tecelli edemediğimiz zaman insanların rızasını kazanamayız.

Mülakat sistemi AK Parti zamanında gelmedi. Uzun yıllar uygulanmış bir sistem. Ancak AK Parti
yaptığı reformlara bir yenisini daha eklemek istiyorsa güvenlik soruşturması uygulamasını güçlendirmeli ve mülakat sistemini kaldırmalıdır.

Böylelikle kazanan da kaybeden de vicdanı rahat, kimseye minnet etmeden, özgür ve bağımsız olarak mesleki vazifesini sürdürebilme imkânına erişmiş olur.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X