Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Müslüman psikologların çıkmazı

Müslüman bir ülkede, öğrencilerine ders veren, anne ve babalara çocuk büyütülmesi ve yetiştirilmesi konularında tavsiyelerde bulunup hastalarını tedavi eden Müslüman bir psikoloji profesörü, bu çalışmalarının tümünü Amerika’da veya Avrupa’da yayınlanmış veya bu yayınlardan körü körüne tercüme edilmiş kitaplardaki uyarlanmamış teori ve uygulamalara dayandırır. Bu durumda bu profesör bilinçli veya bilinçsiz olarak “Batı’nın kertenkele deliği”ne tam olarak uymaları için halkın düşünce, fikir ve duygularını şekillendirmiş olmuyor mu?

İslam dünyasındaki çocuk psikologlarıyla çocukların problemleri hakkında konuşulduğunda, büyük çoğunluğunun dogmatik olarak “anne ve baba her zaman haksızdır”şeklindeki Batılı görüşe katıldığı görülür. Nedense onlar anormal bir yetişkine dönüşmemesi için her çeşit fiziksel ve psikolojik cezadan uzak tutulmaları gerektiğini söyleyen, “çocukların kırılgan kişiliği” konusundaki popüler modern kavram yanılgısına büyük duyarlılık gösterirler. Kısmen bunun nedeninin, ebeveynlerin kendi mahrumiyetlerinden kaynaklandığı söylenebilir; çünkü geleneksel Müslüman toplumlarımızda ailelerin çoğu babalarından, çocuk yetiştirme adına sert ve İslam’a uygun olmayan uygulamalar almışlardır.

İlginç olan, Müslüman toplumlarındaki “geniş aile” yapısıyla Batı’nın ölmekte olan “süper modern aile” yapısı arasındaki farkı, çocuk psikologlarından çok azının görebilmiş olmasıdır. Batı’nın çocuk psikolojisi alanındaki teori ve uygulamalarının körü körüne Müslüman toplumlara aşılanması, akademik ve sosyal suçtan başka bir şey değildir.

Batılı ailenin ölümünün muhtemelen tek sorumlusu olarak görülebilecek çocuk psikolojisinin bu teorilerinin, Amerika ve Avrupa’daki deneysel ve pratik uygulamalarıyla birlikte aynen aktarılmasının, genç Müslüman neslin yabancılaşmasında ciddi etkileri olmuştur. Aslında, daha modernleşmiş Müslüman ülkelerde (Türkiye dahil) bu olumsuz etkiler şimdiden görülmeye başlanmıştır. Müslüman psikologlar bu aşılama sürecini etkileyici sahte bilimsel bir sır perdesi ardına sakladıklarında, ebeveynleri ve öğretmenleri ciddi  doku uyuşmazlığı” semptomlarına yol açacak uyumsuz “organ nakli”ne ikna ederek çok daha fazla zarar verirler.

İslam’a göre büyük aile ilişkilerinin korunması dinin teşvik ettiği belki emrettiği bir zorunluluktur. (Akrabalık bağlarına katılım) “Çocuk her zaman haklıdır” şeklindeki gevşek popüler tutum, çocuğu ebeveynine saygısızlığa teşvik edebilir. Bu tutum, eğer önü alınmazsa çocuğun İslam’da en nefret uyandırıcı günahlardan biri olan, anne ve babasına nankörlük eden bir genç olarak yetişmesine yol açabilir.

Batı’da bazı bilim adamları, modern Avrupa’nın orta sınıf ailelerinde görülen ve modern psikolojinin teşvik ettiği aşırı müsamaha ve istikrarsız disiplin anlayışını, günümüz gençliğinde sıkça karşılaştığımız psikopatik ve suç içeren davranışların başlıca nedeni olarak görmektedirler. Meşhur psikiyatrist Anthony Storr, ebeveynlerin çocuklarına yönelik kısıtlayıcı davranışlarını uygun görmeyen psikologların tutumları hakkında şöyle söylemek zorunda kalmıştır:…Anne ve babalar bazen tek kusurları olan ebeveynlikten dolayı eleştiriye uğradıklarını görmektedirler. Ebeveynler koruyucu olduğu ölçüde iyi, sınırlayıcı olduğu ölçüde kötüdürler. Kısıtlama olmadan koruma olamayacağından hiçbir ebeveyn bu çift isimlendirmeden kaçamaz.

Prof.Dr. Malik Bedri Mahya Yay. Müslüman Psikologların Çıkmazı

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X