Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

O vatan haini görevden alınmıştı

Gün geçtikçe, 15 Temmuz‘un Bursa ayağıyla ilgili yeni detaylar ortaya çıkıyor.

O gece Bursa, darbe girişiminin püskürtülmesinde kilit rol oynamıştı.

Nitekim Bursa İl Jandarma eski Komutanı darbeci Albay Yurdakul Akkuş’un çantasından çıkan 30 sayfalık emirde, darbeciler deşifre olmuş ve birkaç saat içinde gözaltılar başlamıştı.

Bu köşeden, 15 Temmuz gecesinde Bursa‘da yaşananların detaylarını ve Yurdakul Akkuş döneminde mağdur olmuş askerlerin hikayelerini okumuştunuz.

Darbeyi uzun zamandan beri planlayan Akkuş, uygun zemin yaratmak için kendisi gibi düşünmeyen askerlere mobbing yapmış, kimini emekliye zorlamış, kimini de istifaya…

Ancak Akkuş’un, hukuk dışı uygulamalarından dolayı aylar önce sicili bozulmuş ve 2 ay önce de görevden alınmış.

Tüm bunlara rağmen Akkuş, Bursa‘da görevinin başındaydı.

İşte nedenleri:

Yurdakul Akkuş, Bursa İl Jandarma Komutanlığı‘na atanır atanmaz, kendisi gibi düşünmeyen askerlere mobbing uygulamaya başladı, hukuk dışı uygulamalara gitti.

Tasfiye etmeyi kafasına koyduğu askerleri, herkesin içinde azarladı, toplantılarda rencide etti veya savunmasını isteyerek yıldırmaya çalıştı.

Bir yandan da kadrolaşmaya gitmeye çalıştı.

Kadrolaşmanın önünde engel gördüğü Personel Şube Müdürü‘nü görevden aldı ve yerine kara kutusu bir başçavuşu atadı. (O başçavuş, 15 Temmuz’dan sonra tutuklandı)

Dönemin Bursa Garnizon Komutanı ve Jandarma Bölge Komutanı Tümgeneral Seyfullah Saldık, yaşananlara kayıtsız kalmayarak Akkuş’un önce sicilini bozdu.

Mayıs 2016’da ise, Jandarma Genel Komutanlığı’na, Akkuş‘un görevden alınmasını teklif etti.

Jandarma Genel Komutanlığı, Saldık‘ın teklifini kabul etti ve Akkuş‘u görevden aldı.

Yani yaklaşık 2 ay önce Akkuş görevden alınmıştı.

Ancak Akkuş’un yerine Şark‘tan bir komutanın gelmesi gecikti.

Bir diğer ifadeyle, Doğu‘dan gelecek komutanın gecikmesi nedeniyle görevden alınan Akkuş, ağustos ayına kadar Bursa‘da görev yapmaya devam edecekti.

Akkuş görevdeyken de 15 Temmuz patladı.

Yani değerli okurlar, 15 Temmuz darbe girişiminin planlayıcılarından ve dahası kilit isimlerinden olan Yurdakul Akkuş, aslında görevden alınmış devrik bir komutandı!

15 Temmuz’dan sonra da, isminin önüne vatan haini sıfatı eklendi.

 

İşte fırsat

 

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, artık kamuda liyakat sisteminin geçerli olması gerektiğini söylemiş ve eklemiş:

“İçkisini içen de gelecek, içmeyen de.

Her ne kadar, dünkü açıklamasıyla çelişen, imam-hatiplilerin Harp Okulları’na girmesinin önüne açacak düzenlemeden bahsetmiş olsa da, biz Kurtulmuş‘un son sözlerini esas kabul edelim.

Yani, liyakatın tek kriter olması gerektiğine dair temennisini…

Sayın Kurtulmuş, 100 kişiden 99’u sözlerinize imza atar.

Ancak sizin farkınız, icraatınız başında olmanızdır.

Bu nedenle, temenniyi aşarak icraata geçin lütfen.

İşte size fırsat…

Mülakat yöntemiyle 40 bin memur alacaksınız.

Kılı kırk yararcasına güvenlik soruşturmasını yapın ama hiç kimseye torpil yapmayın, ayrıcalık tanımayın, tek bir adayı kayırmayın…

Sizin de dediğiniz gibi tek kriteriniz liyakat olsun.

Hem kul hakkı yememiş olur, hem devlette liyakat dönemini başlatır, hem de adaleti tecelli ettirirsiniz.

 

Bu iddia doğru mu?

 

FETÖ ve PYD soruşturması olanca hızıyla sürüyor.

10 binlerce kamu görevlisi açığa alındı, binlerce gözaltı var, yüzlerce tutuklama oldu.

Bu hain örgütün devletten mutlaka sökülüp atılması lazım.

Ancak kim suçlu, kim masum, kim sempatizan, kim örgütün üyesi, kim yönetici, kim finansör tam olarak bilinmiyor.

Tüm bunların, hata yapılmadan açığa çıkması için, yani moda deyimle kurunun yanında yaş da yanmaması için, tek bir şeye ihtiyaç var:

Adil yargılama…

Ergenekon‘da, ODA TV‘de, Askeri Casusluk ve Balyoz‘da, yani kumpas davalarında neden yüzlerce kişinin hayatı kararmıştı?

Çünkü bu davalar adil yargılamadan uzaktı.

Maalesef, son günlerde FETÖ soruşturmasında gözaltına tutulan veya tutuklanan şüpheli ve sanıkların savunmasını yapmamaları için avukatlara baskı yapıldığı duyumlarını alıyoruz.

Hatta Bursa Baro Başkanı Av. Ekrem Demiröz, bu iddiayı dillendiren isimlerden biri.

Hukuk devletiyle bağdaşmayan, masumiyet karinesi ilkesiyle örtüşmeyen, gelecekte izahını yapamayacağız bir durum bu.

Unutmayalım savunma hakkı kutsaldır.

Bursa Barosu avukatlarından İsmail Eray Çokal, bakın neler söylemiş konuyla ilgili:

”Hukuk ve demokrasi bir devletin olmazsa olmaz iki temel ilkesidir. Adaletin olmadığı bir ülkede ekonomiden, sanayiden, üretimden eğitimden ve sağlıktan bahsedilemez. Neticede, herkesin kendi dünya görüşünden ve siyasal kimliğinden sıyrılıp, hukuka sarılması gerekir. Hukuk, adil yargılanma özgürlüğü, şeffaf yargılama, yargı bağımsızlığı gibi bir takım mekanizmaların çalışır hale gelmesi ile vücûd bulur ve adalet dağıtabilir. Yargılanmak bir ceza aracı değil, vatandaşların masumiyet ve haklılık ispatının gereği, anayasal bir hak olarak görülmelidir. Herkesin objektif düşünebildiği, sığ düşüncelerden arındığı topyekün bir arınmayla, demokrasiye ve hukuka sahip çıktığı bir ülke olmamızın gerekliliğini, hain ve menfur girişimle birkez daha anlamış bulunmaktayız. Dilerim, yüzlerce şehit vermemize neden olan, hepimizi derin acılara boğan bu hain terör saldırısı herkesin adalet önünde eşit haklara sahip olduğu ileri demokrasinin, insan hak ve hürriyetlerinin hakim olduğu bir ülke olma yolunda doğum sancılarımız olur.”

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X