Olay ramazan özel: 15 Mayıs 2019

İl Müftülüğü’nden Bursalılara ramazan hediyesi… Kur ’an ayetleri, seçilmiş hadisler, İslam alimlerine ilişkin bilgiler, öneriler ramazan boyunca her gün Olay’da…

Olay ramazan özel: 15 Mayıs 2019

TEFEKKÜR

“Muhakkak ki göklerin ve yerin yaratılışında, gündüzle gecenin art arda gelişinde akıl sahipleri için alametler vardır. Onlar ayakta, otururken ve yaslanmışken Allah’ı zikredip göklerin ve yerin yaratılışı hakkında tefekkür ederler.” (Al-i imran 191, 192)

Tefekkür; düşünmek, fikri harekete geçirmek, âlemi, insanı, Allah’ı ve bunlar arasındaki ilişkileri akıl ve kalp melekeleriyle derinden derine mülahaza etmek demektir.

Bir bakıma iç konuşmadır tefekkür.

Dış dünyaya açılan pencerelerimizin panjurlarını kapatıp, iç odalarımızda dolaşmak; gözümüzden, kulağımızdan giren ve dilimizden dökülenlerin benliğimizdeki izdüşümlerini yakalayabilmektir.

Kimi zaman beynimizin kıvrımlarında anlık bir yolculuk; kimi zaman kalbimizin derin sularında soluksuz bir eylemdir.

Tefekkür sadece aklî bir hareket değil, aklın kabul ettiğini kalbin de tasdik etmesiyle ortaya çıkan ortak bir fiildir.

Kur’an-ı Kerim’de biz kullarına sık sık tefekkür etmemiz gerektiğinden bahsedilir.

Zatının tecellilerini kâinatın dört bir tarafına türlü esmasıyla yaymış olan Allah (cc), bazen gece ile gündüzün birbirini hiç şaşmadan takibinde; bazen bir sineğin naif kanadında, bazense bir şahinin keskin bakışında kendini görmemizi ister. Hayret ifadesiyle kuluna sorar:

“(İnsanlar) devenin nasıl yaratıldığına, göğün nasıl yükseltildiğine, dağların nasıl dikildiğine, yeryüzünün nasıl yayıldığına bakmazlar mı?” (Ğaşiye 17)

Tefekkür ile taçlandırılmış; özün, yaratılış amacının, kulluğun, yolculuğun fikredildiği kısacık bir an; bütün bunlardan yoksun nice sene ibadetlerden daha kıymete değerdir.

Zira hayat yolculuğunda başıboş bırakılmayacağını ve bütün mahlûkata halife olma vasfıyla üstün tutulduğunu insana hatırlatmak için tüm kâinat seferber olur.

Kışın kuruyan dallarının ardından baharda renk cümbüşüne dönen ağaçlar, olgunlaşan meyvelerini ikram etmek için eğilirken tevazuyu anlatırlar adeta.

Kaldırımlardaki taşların arasından tatlı tebessümüyle gülümseyen minik papatyalar, dirilişin ve zorlukları yenmenin zaferini haykırmak isterler.

Arılar, ballarının bozulmaması adına kovanları içindeki nem miktarını korumak için aralarındaki mükemmel dayanışma ile dünyada yalnız yaşamayan insana toplumsal bir mesaj vermek isterler sanki.

Güneş, ışığını karanlık dehlizlere ulaştırmak için bütün varlığıyla karanlığı delmeye çalışır. Balta girmemiş ormanların kuytu bir köşesindeki minik bir karınca yuvasının kapısını ışık hüzmesiyle tıklatırken, kendine verilen vazifenin ne denli önemsenmesi gerektiğini fısıldar eşref-i mahlûk olan insana.

Kandil misali gökte asılı duran ay; kendi karanlık olsa bile, yüzünü nura çevirdiğinde nasıl da aydın olunacağını ve üstelik aydınlık verileceğini söylemek için şekilden şekle girer.

Ve nice tecellileriyle her daim yeniden yaratılan bu varlık âlemi bütün zerresiyle, insanı tefekküre davet eder.

Bu davete rağmen hayatın hızı ve gürültüsü içinde insanoğlu çoğu kez kulaklarını evrenin ve kendinin iç sesine tıkar. Duymak istemez belki, belki duydukları işine gelmez.

Bu yüzden ziyandadır, hüsranlık içindedir..

Aslında bilse ki tefekkürle hatırına getirebilse Allah(cc) ‘ı, Allah (cc) onun hatırını hiç kırmayacak…

Gönül penceresini bir anlık açabilse; içeriye dolan rahmet rüzgârının tatlı meltemiyle mestü hayran olacak…

Tefekkür gözüyle bakabilse bir, bir bakabilse…

Rümeysa Kumaş
Nilüfer Müftülüğü

***

YUNUS MEKTEBİ

Lâ şerik’ten okursun

Lâ şerik’ten okursun, sonra şerik katarsın,
Bire iki demegil, fitne kimden tutarsın?

İlm okumak manîsi ibret almaktır ancak,
Çün ibret almadın sen, görmeden taş atarsın.

Kılarsın riyâ namaz, yazığın çok, hayrın az,
Dinle neye varır söz, cehennemden bitersin.

Sen fakıhsin ben fakîr, sana hiç tanımız yok,
İlmin var, amelin yok, günahlara batarsın.

İşit Yunus sözünden, ibret algıl özünden,
Eğer kabul edersen birkaç dahî katarsın.

***

KIRK AMBAR

BİLGE VE GEZGİN GENÇ

Hayatın manasını kavramak için dünyayı dolaşmaya çıkan bir genç, gezdiği ülkelerden birinde ünlü bir bilgeyi ziyarete gider. Gezgin genç, bilgenin yaşadığı evde, duvarların kitaplarla kaplı olduğunu görür. Ancak evi dikkatlice inceledikten sonra, yerde bir kilim, yatak olarak kullanılan bir sedir, ortada ise bir masa ve sandalyeden başka hiçbir şey olmadığını fark eder ve heyecanla sorar:

-Niçin hiç eşyanız yok? Koltuklarınız, kanepeleriniz, halılarınız… Onlar nerede?

Bilge, bu soruya karşılık olarak gezgin gence şöyle bir soru yöneltir;

-Yavrum! Senin de sadece sırtında taşıdığın ufak bir çantan var. Peki, senin eşyaların nerede?

Gezgin genç, bir anda atılarak yanıtlar bu soruyu:

-Ama görüyorsunuz… Ben bir yolcuyum.

Bilge, hak verircesine güler ve noktayı koyar:

-Ben de öyle yavrum…

***

ÇOCUK VE DEĞER

cocuk-ve-deger-008.jpg

***

NE OKUYALIM?

BİTMEYEN HİKÂYE

“İnsanoğlu ölümlüdür ölümlü olmasına amma ölümsüzlüğün peşinden koşup durur. Bir umuttur onunki; fâni bedeninden sıyrılıp ateşe koşan kelebekler misali sonsuzluğa kanat çırpmak ister. Bu, bir gün toprak olacak tenin beyhude çabasından başka bir şey değildir. Ebediyete giden yolun sonsuz hakikatte beka bulmak olduğunu bir bilse… İlimle, aşkla yola düşenlerin elbette ki hayattan ölümsüzlük suyundan, kana kana içeceğini ve asla zeval bulmayacak olana vasıl olacağını anlasa…”

Dr. Lamia Levent Abul tarafından yazılan Bitmeyen Hikâye adlı eser 96 sayfadan oluşmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı Gençlik yayınlarından çıkan bu güzel kitabı tavsiye ediyoruz.

***

Bir Ayet

Şüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar ve Allah’a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrıca onlara çok değerli bir mükâfat da vardır. ﴾Hadîd, 57/18﴿

***

Bir Hadis

Mâlâyânîyi (faydasız söz ve lüzumsuz işleri) terk etmesi, kişinin iyi Müslüman oluşundandır.” (Tirmizî, Zühd, 11)

***

Bir Dua

“Allah’ım! Beni güzel ahlaka eriştir. Senden başka güzel ahlaka eriştirecek yoktur. Kötü ahlakı benden uzaklaştır. Senden başka kötü ahlakı benden uzaklaştıracak yoktur.” (Müslim, Müsâfirîn, 201)

***

Bir Öneri

Uzun zamandır görüşmediğin bir arkadaşını arayabilirsin!

***

Aşı olmak veya iğne yaptırmak orucu bozar mı?

Oruç; yemek, içmek, cinsel ilişki ve bunların kapsamına giren şeylerle bozulur. Bu sebeple, besin değeri taşımayan aşılar orucu bozmaz. Tedavisi devam eden hastalar, sağlıklarına kavuşup tedavileri sona erinceye kadar oruçlarını erteleyebilirler. Bununla birlikte, Ramazan ayında herkesle birlikte oruca devam etmeyi arzu ediyor ve oruç tutmalarına da başka bir engel yoksa iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Bu imkâna sahip olmayanlar, tedavi ve aşı amaçlı iğne yaptırabilirler. Ancak, oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleri yaptıran, damardan serum ve kan verilenlerin orucu bozulur. Daha sonra bu oruç kaza edilir.

***

15 Mayıs 2019 Çarşamba- Hicrî 10 Ramazan 1440

İmsak: 03.58

Güneş: 05.42

Öğle: 13.05

İkindi: 16.59

Akşam: 20.19

Yatsı: 21.55

***

Bu sayfanın içeriği Bursa il Müftlüğü Gençlik koordinatörlüğü tarafından hazırlanmıştır.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X