Onlar üniversiteli

Uludağ Üniversitesi’nde yaklaşık 20 yıldır çok sayıda devekuşu yaşıyor. Bunun nedeni ülke tarımına katkı sağlamak. Çünkü devekuşu yetiştiriciliği dünyanın bir çok ülkesinde çok yaygın olmasına karşın Türkiye’de istenen seviyede değil.

Onlar üniversiteli

Dilek Atlı

Uludağ Üniversitesi (U.Ü.) Ziraat Fakültesi bünyesinde bulunan devekuşu çiftliği Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor. 1997 yılından beri eğitim ve uygulama alanında çalıştıklarını ifade eden Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak, ‘Devekuşu üreticiliği ve yetiştiriciliği dünyada çok önemli bir sektör. Ülkemizde yeni yeni önemi fark edilen bu alanda, Uludağ Üniversitesi olarak sektöre kurum ve yetiştirici kazandırmak üzere eğitimler vermeye devam ediyoruz’ dedi.

Geçmişi 19. yüzyılın sonlarına kadar dayanan devekuşu üreticiliği, ilk olarak kadınların şapkasını süsleyen değerli tüyler için yapılıyordu. Güney Afrika’da üretimi gerçekleştirilen devekuşlarının tüyleri sanayi devriminden sonra mikroçip temizliğinde kullanılmaya başlandı. 

Türkiye’de rastlanan fosillerden yola çıkan bilim insanları devekuşlarının atalarının Batı Anadolu’da da bir dönem var olduğunu gösteriyor.

En son 1945 yılında Suriye’de varlığı gözlemlenen devekuşları, günümüzde Güney Afrika topraklarında yaşamlarını sürdürmeye devam ediyor. 

Türkiye’ye gelme hikâyesiyse, yetiştiriciliğinden önce kırmızı etiyle oluyor. 1990’lı yıllarda Avrupa’da kendini gösteren ‘Deli Dana’ hastalığından sonra kırmızı et olarak alternatifler arasında yer alan devekuşu eti Türkiye’de de deneniyor. 

TÜRKİYE’DE DEVEKUŞU ETİ…

Avrupa, Amerika, Kanada’da birbiri ardına devekuşu çiftlikleri açılırken Türkiye’de de 1995 yılında Antalya Manavgat’taki ilk çiftlik, özel bir girişimle üretime başlıyor. İsrail’den getirtilen yumurta, damızlık civcivler ve anakuşlarla birlikte açılan çiftlik, yeterli devlet desteği görmediği halde üretime geçiyor. Tam da bu yıllarda devekuşu yetiştiriciliğiyle ilgili Uludağ Üniversitesi’ne de sorular gelmeye başlıyor. Bundan sonra yapılan incelemelerle bir Alman firmasının teklifini değerlendiren üniversite, yap-işlet-devret modeliyle ilk 5 yıllık protokolü imzalıyor. İlk gününden bugüne her aşamasında görev alan U.Ü. Ziraat Fakültesi Zootekni Bölüm Başkanı Prof. Dr. İbrahim Ak, devekuşu yetiştiriciliğiyle ilgili, şunları söylüyor: ‘1997 yılında üniversite olarak attığımız ilk adımdan sonra proje koordinatörü olarak görev aldım. 3-4 yıllık devekuşu üretiminden sonra Ziraat Fakültesi olarak yetiştirici adaylarına eğitimler verdik. Türkiye’nin birçok yerinden girişimciler uygulamalı olarak eğitimler aldılar. Kimileri kendi çiftliklerini açtı, kimileri başarı sağlayamadı’ diyor.

yumurta.jpg

ETİ VE DERİSİ…

Etinin yanı sıra derisiyle de gündeme gelen devekuşu, mobilyadan giyim sektörüne birçok eşyaya ana malzeme olma özelliğine sahip. Kanatlı hiçbir hayvandan deri elde edilemezken soyu tükenme tehlikesinde olmayan devekuşundan kaliteli deri elde edilebiliyor.

Hindi, kaz gibi kanatlıların üretim ve tüketiminin dahi kısıtlı olduğu Türkiye’de devekuşu üretim ve tüketiminin zor olduğunu söyleyen Ak, sözlerine şunları ekliyor: ‘Etinin tadı, hindi ve yağsız dana etinin karşısımına benziyor. Yapılan birçok tadım testinde devekuşu etini deneyenler ayrımına varamıyor. Ancak ‘devekuşu’ diye belirtirseniz, önyargı ile yaklaşıyorlar. Oysa, İslâmi olarak da tüketilmesinde hiçbir sakınca yok. Sağlık açısından da etinin yağlı olmaması, kalp damar riskine karşı bilim insanlarının önerdiği önemli bir protein kaynağı. Üstelik Türkiye bir turizm ülkesi olarak bunu Güney bölgelerinde rahatlıkla tüketebilir. Türkiye’de yetiştirilmek istenirse de yağışlı olmayan her bölge yetiştiricilik için son derece uygundur. Ayrıca, yumurtasının kabuğu dekoratif olarak da tasarımda kullanılıp satılıyor. Yani, devekuşu her bakımdan fayda sağlanabilecek bir kanatlı.’ 
 

gggg.jpg

EĞİTİMLER DEVAM EDİYOR…

Türkiye’nin henüz öneminin farkında olmadığı bir et olarak devekuşunun, kırmızı et açığına alternatif kaynak oluşturabileceğine değinen Ak, ‘Pazarlama ile ilgili sıkıntılar yaşanıyor ve çiftlikler bu nedenle fazla dayanamayıp kananıyor’ diye belirtiyor.

Devekuşu yetiştirme, bakım ve besleme konusunda kitaplar hazırlayan Ak, ‘Üniversite olarak üç devekuşu ailemiz var. Toplam 13 hayvanımız var. Burada üretilen damızlıklar yetiştirmek isteyen kurumlara satılıyor sadece’ diye ifade ediyor. 
Bir devekuşu yumurtasının 25 adet tavuk yumurtasına eşit olduğunu söyleyen Ak, ‘Bursalılar buradan tüketmek için yumurta satın alabilirler. Tabii bir günde tüketilemez. Saklanıp yavaş yavaş tüketilebilir. Kesim yapmadığımız için et satışı yok. Eğitimlerimiz belirli dönemlerde devam ediyor. Eğitim içinse yetiştiricilik yapmak isteyenler internet sitesinde yayınladığımız eğitim ilanlarımızı takip edebilirler’ diye ekliyor.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X