Geçtiğimiz hafta sonu Bursaspor Durmazlar ile Selçuklu Belediyesi’nin maçı vardı. Bu 2 takım kendinden daha yüksek bütçeli ve şampiyonluk için kurulan 4-5 takımdan çok daha başarılı bir çizgide olan, iyi basketbol oynayan ve TBL’nin 2 ve 3. sıralarındaki takımlar olması açısından çok önemli bir müsabakaya çıkıyorlardı. 

Bursaspor Durmazlar rakibinden 1 veya 2 gömlek üstün bir takım görüntüsü verdi ve hiç zorlanmadan sadece 3. periyotta frene basarak diğer tüm süreler içinde rakibini ezerek 99-76’lık bir skorla ligde 2.’lik koltuğuna play-off avantajı ile oturdu. (Türk Telekom kalan 5 maçtan 1 tanesini alırsa Süper Lig’e direkt çıkan takım olacak).

Gelelim neyi özlediğime: maça çok yakın bir saatte gelebildim. Kapıda bir izdiham, otoparkta yer yok, salona adım attım müthiş bir gürültü, takımını her zaman oyunun içinde tutan, devamlı arkadan iten, adeta ölüyü dirilten, söyledikleri şarkılar marşlar ile dört dörtlük bir taraftar grubu. Salonda eşlik etmeyen yok. Bunların yanı sıra yönetiminde salon kenarına koyduğu dev ekran.

Bu ekranda devamlı gösterilen, taraftar için hazırlanmış ve küfür etmeyelim, sahaya bir şey atmayalım konulu harika video, ışık ve ses gösterileri, parkede dolaşan timsah maskotları, maç sonu seyircinin takım ile bütünleşmesi, hep beraber galibiyeti kutlamaları, oyuncuların kucaklarında çocukları ile buna katılması, salon çıkışındaki müthiş çoşku ve kalabalık hakikaten ben bunları özlemişim. 

Maç bitti farkında olmadan sahadan ayrılamadım ve büyülenmiş bir durumda sadece izledim. İşte Tofaş’ın şampiyon olduğu yıllardaki hava bu idi ve iddia ediyorum Süper Lig dahil takımı ile bu kadar oyunun içinde oyuna etkisi olan ve takımı iten bir başka taraftar yok.

Takıma gelirsek, ara transferde alınan Gurur Aybora (bu maçta çok iyi oynadı) ve Metehan Akyel takımın seviyesini çok yukarılara çıkarmış. Her pozisyonda alternatifli bir kadro haline gelmiş, başarılı bir koç ve teknik ekip ile istikrar sağlanmış, sözün kısası benim gördüğüm bu sene o sene Süper Lig’e çıkmak için her şey hazır. 

Yeter ki büyük hatalar yapılmasın. Ligi 2. bitirmek demek play-off’ta son yükselme eşleşmesi dahil saha avantajını almak demek. Burda taraftara çok iş düşüyor. Geçen yılı hatırlayalım, bir seyircisiz cezası belki de Süper Lig hayalini sona erdirmişti.

Artık bu saatten sonra taraftar bu hatayı yapmamalı. Bu maçta herşey iyiydi ancak daha çekişmeli maçlarda ve hakem kararlarının zaman zaman aleyhimize olabildiği durumlarda sakin kalabilmeyi becerebilmeliyiz. Zira saha avantajı olan bir Bursaspor Durmazlar takımı Süper Lig’in en önemli adayı durumunda.

Bursaspor 5. büyük diyoruz ancak unutmayalım diğer 4 büyük dediğimiz takımların hepsinin ülkenin 2. sporu olan Basketbol’un Süper Ligi’nde takımları var. Bursaspor’da burada yer alırsa artık tam bir 5. büyük olacak. Yönetim için bu çok iyi bir motivasyon. Yakın zamanda bir kongre var.

Sayın Başkan aday olur olmaz bilemem ancak her iki durumda da basketbolda Süper Lig’e çıkmış bir takım ile tarih yazma fırsatı da bu yönetimin elinde. Zaten sene içinde parasal sıkıntılarda en son başkanın olaya el koyarak geriden gelen ödemeleri kapattığı ve çok az bir eksik kaldığını öğrendim.

Sponsor Durmazlar ise harika bir sponsorluk yapıyor ve tam destek veriyor. Maçta konuştuğum yöneticiler de Süper Lig’e yükselmek istediklerini ve artık bu yola girildiğini söylüyorlar.

Bu hafta sonu cumartesi 18.00’de Bursa’da oynanacak Antalyaspor maçına yine bu taraftarın aynı iştahla geleceğinden eminin. Zira 2.’lik için son viraj. Ben bu takımı zevk ve heyecan ile Bursa’da olduğum her zaman takip etmeye devam edeceğim. Zira ben bu atmosferi çok özlemişim….

Haftaya görüşmek üzere.