Sebze ve meyve fiyatları gündemden düşmüyor.

Neyse ki Tanzim Satış Mağazaları bir bir  açıldı da vatandaş rahat nefes aldı.

Bizim gazetenin sevilen yazarı Selahattin Adıgüzeller de dahil olmak üzere bu hesaplı mağazalardan vatandaş çok memnun.

Peki fiyatlar neden bu kadar uçtu?

Perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş.

Döviz kurunun yükseldiği bu dönemde, hatırı sayılır miktarda ürün ihracata gidiyor.

İktisadın en temel kurallarından biri olan talebin fiyatı belirlemesi hadisesi  hayata geçince de, sonuç kaçınılmaz oldu.

Yani neticede şöyle bir şey oldu:

Üretici, aracı ve ihracatçıdan oluşan kesim  para kazanırken, geniş kesimler mağdur oldu.

Demek ki ihracatın yükselmesi her zaman kamunun faydasına olmuyormuş.

***

Madem söz tarım ürünlerinin ihracatından açıldı bir anımı da paylaşayım.

Yaklaşık 4 yıl önce Bulgaristan’dayız.

Onca farklı mekan dururken, biz yine bir Türk restoranına girdik.

Hayatımda bu kadar lezzetli yemekler yediğimi hatırlamıyorum.

Hele o naturel sızma zeytinyağıyla yıkanmış, kan rengindeki domates dilimleriyle  süslenmiş, kıtır salatalıkların raks ettiği ve enfes peynir parçacıklarının  içinde yüzdüğü salata tadından yenmiyordu.

Ben bu kadar taze, bu kadar leziz, bu kadar domates gibi domatesi, salatalık gibi salatalığı çocukluğumda yediğimi hatırlıyorum.

Hemen Türk restoran sahibine, Bulgaristan’daki tarım ürünlerinin neden bu kadar lezzetli olduğunu sordum.

Adamın yanıtı:

Bu yediğiniz ürünlerin tamamı Türkiye’den ithal ediliyor!

 ***

Haftanın açıklaması Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Hasan Büyükdede’den geldi.

Nitekim Büyükdede, yer sıkıntısının aşılması halinde yerli otomobilin üretim merkezi için Bursa‘yı işaret etti.

Yerli otomobilin Bursa’ya ekonomik katkılarının yanı sıra, yükleyeceği siyasi mesaj da hayli önemli.

İktidarın, Bursa’ya yeterli yatırım yapmadığı tezi ile Bursa’nın Ankara’da lobisi olmadığı iddiası yerli otomobil işiyle yerleyeksan olur.

***

Belediye meclis üyeliği listelerinin şekillenmesi sürecinde siyasi partilerde tam bir sinir harbi yaşandı.

Bu, doğal bir durum.

Ancak bazı parti yöneticileri çok kötü  sınav verdi.

Telefonunu kapatıp sırra kadem basanlardan, telefonlarına yanıt vermeyenlere, kimseye haber vermeden kendi listesini seçim kurullarına  teslim edenlerden, arkadaşlarını listeye giremeyen aday adaylarının önüne atanlara varıncaya kadar…

Uzun yıllardır bu kadar kötü yönetilen bir sürece tanık olmamıştım.

***

AK Partili küskünlerin yeni parti kuracağı haberleri yine gündemde.

Yeni parti kurucuları arasında çeşitli isimler dillendirilse de en azından bu oluşum içinde Bülent Arınç‘ın olmayacağını biliyoruz.

Peki yeni parti kurulsa tutar mı?

İşin esası şu ki, AK Parti içinden çıkacak yeni partinin AK Parti iyice güç kaybetmeden başarılı olması mümkün görünmüyor.

Bir zamanlar Abdüllatif Şener‘in kurduğu Türkiye Partisi’nin akıbetini hatırlayalım.

***

Hiç kuşku yok ki DSP, bu seçimin en gözde partilerinden.

CHP’den aday gösterilemeyenlerin kahir ekseriyeti DSP‘ye koşuyor.

Merak ettiğim şu:

DSP’ye giden onca aday seçilemezlerse ne yapacak?

DSP’ye devam mı edecekler, eski partilerine mi dönecekler, yoksa siyasete nokta mı koyacaklar?

***

16 AS 096, gri Hyundai marka araç.

Cuma akşamı Demirtaş Kavşağı civarında resmen biçiyordu beni.

Üstelik sürücüsü hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etti.

Bana yaptığı için değil, başka insanların can güvenliği adına Trafikten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Önder Dülger’e ihbarımdır.