Şunun şurasında sandığa bir aydan daha az zaman kaldı.

24 Haziran seçimleri için geri sayım sürüyor.

Siyasi parti liderleri de sahaya indi.

Mitingler başladı. Partiler için çifte seçimin ana gayesi, daha çok seçmeni ikna edebilmek, Cumhurbaşkanlığı ve Parlamento seçimlerinden zaferle çıkabilmek.

CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce sahaya erken inenlerden.

İsmi netleşir netleşmez mitinglere başlayan İnce, seçmeni etkileyebilmek için kimi zaman traktör üstüne çıkıyor kimi zaman da sandığın başına geçip ayakkabı boyuyor.

Cumhur İttifakı’nın adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da sahaya indi.

İlk mitingini milli mücadele tarihimizin önemli kentlerinden Erzurum’dan başlattı.  

Mitingler için ilk kent olarak Erzurum’un seçilmesi şüphesiz topluma da mesaj niteliğindeydi.

AK Parti açısından 24 Haziran seçimleri de yeni bir milli mücadele döneminin başlangıcı olarak görülüyor.

Döviz kurunu fırlatarak Türkiye’ye ekonomik ayar çekmeye çalışan mihraklara karşı AK Partili seçmen için bu seçimin farklı anlamı ve farklı önemi var.

Döviz kuru ile oynayanların bu kez de başarılı olamayacaklarını düşünüyorlar.

İYİ Parti lideri de sahalarda.

Meral Akşener’in toplumda ne kadar karşılığı var şimdilik bilinmiyor. Ama o da mitingler ve vaatler yoluyla geniş kitleleri etkilemenin derdinde.

Bu seçimin başlangıçtaki popüler partisi Saadet’in Lideri Temel Karamollaoğlu da ittifak tercihiyle muhafazakâr tabanı hayal kırıklığına uğratanlardan.

Muhafazakâr tabanın başta 28 Şubat dönemi olmak üzere, her manada en zıt kitlesiyle fotoğraf karesine ve ittifaka giren Saadet’in büyük bir siyasi erozyona uğradığı dillendiriliyor. 

Cumhurbaşkanlığı seçiminin hapisteki adaylarından HDP’li Selahattin Demirtaş’ın esamesi okunmuyor. Hendek eylemlerinin savunucusu, devletle çatışan bir ismin nasıl devletin başına aday gösterildiği tartışılıyor. Vatan Parti lideri Doğu Perinçek’in de kendi kitlesi dışında etkili olabileceği düşünülmüyor.

Peki, sahalara inen liderlerin hangi vaatleri seçmeni etkiler?

Şüphesiz; bunların başını ekonomik vaatler çekiyor.

Hemen her parti seçmenin bütçesine direk etki edecek ekonomik vaatler peşinde.

Açıklanan manifesto ve seçim beyannamelerinde daha fazla özgürlük ve huzur kadar seçmenin direk cebini ilgilendiren vaatlerin daha etkili olacağını düşünüyoruz.

Bu konuda iktidar partisinin attığı adımların tabanda memnuniyetle karşılandığını görüyoruz.

Emekliye iki dini bayramda biner liralık ikramiye aybaşında yürürlüğe giriyor.

Güvenlik ve sağlık çalışanlarının özlük haklarında yapılan düzenlemelerin ve 3600 gösterge vaadinin de sandığa gidecekleri etkilediğini düşünüyoruz.

AK Parti dün de korucu maaşlarında iyileştirmeye gitti.

Bu partinin uzun vadeli dönemi kapsayan seçim beyannamesindeki vaatleri de çok konuşuluyor.

Kentlerde yıkılan eski stadyumların ve kapatılacak Atatürk Havalimanı’nın millet bahçesine dönüştürülme vaadinin de AK Parti’yi çevreci görüntü verdiğini söyleyebiliriz.

Buraların dev AVM’lere dönüştürülmeyeceğinin de sözü verilmiş oluyor.

CHP’nin asgari ücreti 2 bin 200 liraya çıkarma vaadinin de çok konuşulanlardan olduğunu hatırlatalım.

Mazotun çiftçiye 3 liradan verilme vaadi ise zaten uygulamada. ÇKS belgeli gerçek çiftçinin traktörüne koyduğu mazotun yarısını şu an devlet karşılıyor.

Hasılı; 24 Haziran seçimlerinin çok konuşulanı da seçmeni mali anlamda etkileyecek sözler olduğunu görüyoruz.

Bunun sandığa yansıması ne olur?

Onu da 24 Haziran akşamı görebileceğiz.