Şehir stresinden bıktı 350 yıllık su değirmeni aldı

Bursa’da yıllarca sürücü kurslarında eğitmenlik yaptıktan sonra şehir stresi ve kalabalığından kurtulmak için gittiği Mustafakemalpaşa ilçesinde 350 yıllık su değirmeni satın alan 49 yaşındaki Halil Ayar, ailesiyle ürettiği un ve unlu mamülleri, ülkenin

Şehir stresinden bıktı 350 yıllık su değirmeni aldı

İlçenin kırsal mahallelerinden Söğütalan’da, doğayla baş başa kaz, ördek, hindi, tavuk ve köpekleriyle, yıllarca özlemini duyduğu yaşamı süren Ayar ailesi, su değirmeninde günde bir ton un öğütüyor.

Yaklaşık 10 yıldır eşi, kızı ve iki oğluyla ilçenin tek değirmenini işleten Halil Ayar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 30 yıl Bursa’da çalıştığını, hayatının önemli bölümünün sürücü kurslarında eğitmen olarak geçtiğini söyledi.

Yıllardır eski değirmenlere yönelik bir merakının olduğunu belirten Ayar, “Eski değirmenleri alıp restore etmek fikri geldi aklıma. Orhangazi, Gemlik ve İznik ilçelerinde birçok arazide aradığımı bulamadım. Bir süre sonra Mustafakemalpaşa’nın Söğütalan Mahallesi’nde çok eski bir değirmen olduğunu öğrendim. Bir arkadaşım aracılığıyla burayı almaya karar verdim.” dedi.

Amacının şehir stresinden ve kalabalığından kurtulup doğayla iç içe bir yaşam sürmek olduğunu, bu hedefini su değirmenlerine duyduğu merakla birleştirdiğini dile getiren Ayar, şöyle devam etti:

“Yaklaşık 10 yıl önce tarihi 350 yıla dayanan eski Rum değirmenini satın aldıktan sonra hemen işe koyuldum. Tamamen virane, harabe halindeydi, hemen onarımını yaptım. O günlerden bugünlere geldik. Ailece bu işi yapıyoruz. Sabah erkenden kalkıp işleri planlıyoruz, ilk önce hayvanlarımıza bakıyoruz. Çavdar, yulaf, arpa ve buğday unu çekiyoruz. En son işlemden sonra paketlenen ürünleri, oğlum kargoya götürüyor. Günde genellikle 8 saat çalışıyoruz ve bir ton un çıkıyor. Erişte, kuskus, tarhana, ekmek gibi unlu mamullerimiz de var. Trabzon’dan Erzurum’a, Kayseri’den İstanbul’a kadar ülkenin birçok yerine un ve ürünlerinden gönderiyoruz.”

Ayar, ailece yaptıkları işten mutlu olduklarını belirterek, oğlunun kendisinden sonra bu işi devam ettirmeyi istediğini söyledi.

Bir değirmenin kurulabilmesi için en önemli unsurun su olduğuna dikkati çeken Ayar, ”Değirmenimiz su kaynağı yolu üzerinde. Suçıkan mevkisinden mağaranın içinden akan suyu ana dereden ayırıp kullanıyoruz. Birkaç işlem var. Buğday tarladan kaldırıldıktan sonra temizleniyor, burada taşta öğütülüyor. Çıktıktan sonra bir miktar kabasını alıyoruz, çünkü içine saman kaçar. Ardından paketlenme işlemi olur. Artık hiçbir köylü buraya gelip un öğütmüyor, köylüler de bu işi bıraktı.” ifadesini kullandı.

Bölgede tek kalan değirmen

Mustafakemalpaşa Muhtarlar Derneği Başkanı Hüseyin Kahraman da ilçede eskiden 17 değirmen olduğunu ancak göç nedeniyle bunların hiçbirinin kalmadığını belirterek, “Bölgede tek kalan Halil ağabeyimizin değirmeni. Bu da bizim ve bu yörenin şansı.” dedi.

Osmanlı döneminde ahşap olarak kurulan ve daha sonra taş yapıya dönüştürülen 250 metrekarelik alanda faaliyet gösteren eski Rum değirmeni, birkaç el değiştirdikten sonra 1980’den itibaren kaderine terk edilmiş. Yıkık virane halinde kaybolmaya yakınken Ayar ailesinin restorasyonu ile yeniden üretime geçen değirmen, bölgede faaliyetteki tek değirmen olarak biliniyor.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X