Büyük kentlerin yerleşik sakinleri için bayramın herhalde en iyi yanı, vatandaşın memleketine gitmiş olması. 

Bunu İstanbul yaşıyordu ama artık Bursa’da da benzer tablolar var. 

Yurdun her yanından göç alan Bursa’da da bayram süresince trafikte gözle görülür bir rahatlama vardı. 

Kurban kesmek için memleketine gidenlerin boşaltttığı Bursa caddeleri çok rahattı.

Ancak o rahatlık çok sürmedi. 

Dünle birlikte diğer bütün büyük kentler gibi Bursa da yeniden eski yükünü aldı.

Bayram telaşı geride kaldı ama şimdi şehri bambaşka bir yoğunluk bekliyor.

İki hafta sonra okullar açılıyor.

Kentin caddelerinde bu kez iş mesaisi ile birlikte yeni eğitim öğretim yılının başlaması yükü de eklenecek. 

Trafik çilesi metropollerin vazgeçilmezi. 

Tüm yatırımlar o çileyi azaltma adına yapılıyor ama artan göçe ve araç sayısına ne yazık ki yeterli gelmiyor.

Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin yatırım bütçesi içinde ulaşıma ayrılan kaynak başı çekiyor. 

Raylı sistemden lastik tekerlekli toplu  taşımaya kadar bu alanda her yıl artarak devam eden yatırımlara rağmen kentin trafik problemi çözülemiyor. 

Yapımı süren, tamamlanan köprülü kavşaklar, yeni bulvarlar da Bursa’daki araçlara az geliyor. 

Büyük maliyetlerle gerçekleştirilen kamulaştırmalar, bina yıkımları Türkiye’nin 4. büyük kentini trafik anlamında rahatlatmış değil.

Bu alana daha fazla yatırım gerekiyor. 

Bunu sadece Büyükşehir Belediyesi’nden beklemek de doğru olmaz. 

Merkezi hükümetin özellikle metro projelerini üstlenmesi kaçınılmaz.

Bu konuda Ankara’ya da büyük sorumluluk düşüyor.

İstanbul, Ankara, İzmir, Erzincan Erzurum ve diğer kentlerde metro ve hafif raylı sistem projelerini üstlenen Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Bursa’yı da bu kapsama almak durumundadır. 

Türkiye ekonomisini sürükleyen kentlerin başında gelen Bursa’nın ulaşım yatırımlarındaki yükünü merkezi hükümet  hafifletmek mecburiyetindedir.

Aksi halde, bu prolejeri sadece yerel yönetimin mali gücüyle hayata geçirmesi uzun süreç alacaktır. 

 

 

10 günlük bayram tatili geride kaldı ama her defasına olduğu gibi yine yurdun dört bir yanındaki yollarda can kayıpları verdik.

Artık uzmanların uyarılar da para etmiyor. Başbakan Binali Yıldırım’ın, ‘yolların kralı yok kuralı var’ sözünü de takan olmadı. Kuralsızlık bu kurban bayramında da aramızdan 122 yurttaşımızı ayırdı. 

Her uzun tatilin ardında yaşadığımız acılar tekrarlandı. 

Kural tanımayan sürücüler hem kendilerinin ölümlerine neden oldular hem de geride acılı aileler bıraktılar.

Son dönem yolların kalitesi arttı. 

Duble yol kilometresindeki artış trafik kazalarını azaltmış gözükse de trafik canavarı can almaya bu bayramda da devam etti.

Belki de içimizde yolların kalitesine güvenerek hız sınırını aşanlar oldu. 

Bayram yapmaya gidenlerin acı haberleri sevinci yarıda bıraktı.

Trafik kazalarında kaybettiğimiz vatandaşlarımızın kuralsızlıkları üniversitelerin tez konusu olmalı. 

Hangi kuralsızlık daha çok kayba yol açıyor araştırılmalı.

Elbette sadece kural tanımamazlık değil, bozuk yollar da ölüme davetiye çıkaran unsurların başında geliyor.

Onca yatırıma rağmen ülke olarak trafik kazalarındaki kayıplarımızı ne yazık ki, minimize edemiyoruz. 

Bir de şu uzun tatiller bu ülkeye çok yaramıyor. 

Turizmciler seviniyor belki ama tatil mağduru başka kesimler de yok değil.

Esnaf uzun tatilin ardından günü gelen çek senedinin ödeme derdine düştü.

Temennimiz, uzun tatillerde kaybettiğimiz insanlarımızın sayılarının bundan sonra daha da azalması.