Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

‘Şirketokrasi’nin ölüm ekonomisi

Trump, İran’la yapılan nükleer  anlaşmadan çekildiğini beyan etti. Bu anlaşmanın içinde Amerika’nın dışında Rusya, İngiltere, Almanya ve Fransa da vardı. Amerikan Başkanı Trump tek taraflı bu anlaşmadan çekildi.

Gerekçe ne diye bakarsak, hiçbir gerçekçi bir gerekçe yok. Bu çekilmenin üç temel sebebi var. Bir İsrail’in baskısı, iki Trump’ın iç siyasette sıkışmışlığı, büyük Amerikan şirketlerinin sömürü iştahı.

Amerikan başkanları petrol ve silah şirketlerinin birer temsilcisi konumundadır. Rega’nın petrol şirketlerine minnet borcu vardı, Bush ise servetini  bir petrolcü olarak yapmıştı. Bu iki örnek dahi Amerika’nın gerçek yüzünü ortaya koyar.

Trump şimdi dünya servetini Amerika’ya nasıl aktarırım peşinde. Demokrasi, insan hakları, uluslararası hukuk sadece göz boyama. Çoluk çocuk, yaşlı genç, milyonların ölümü, yurtlarından sürülmeleri, açlık ve hastalıklarla boğuşmaları ABD yöneticilerinin umurunda bile değil. Hele hele bir Müslüman onların gözünde bir sivrisinekten farksızdır.

İran’ın nükleer silah üretmesine Türkiye, başından beri karşıdır. Ancak Türkiye, İsrail’in nükleer silaha sahip olmasına da karşıdır. Nedense nükleer silaha karşı olduğunu belirten ABD, İsrail’e bu konuda tek bir laf dahi etmemektedir.

ABD küresel bir imparatorluk. Her şeyi almaya çalışan, doymak bilmez, bencil, çıkarcı, açgözlü ve maddiyatçı. Bu doymak bilmez, küstah, ahlaksız imparatorluk, kendi coğrafyasından binlerce kilometrelik mesafedeki coğrafyalarda ahkam kesme peşinde. Geçmişte Irak’a aynı bahanelerle saldıran bu doymak bilmezler, şimdi İran’a aynı bahanelerle yükleniyorlar.

İran’ı teröristlere destek vermekle suçlayan ABD, terörü dünyanın her yerine yayan kendisidir. İran yönetiminin bu anlamda kusurları yok değildir. Ancak İran’ın günahı, ABD’nin günahları ile mukayese dahi edilemez. Yani İran’ın günahı ABD’nin günahı yanında sevap gibi kalır.

Aynı Amerika, Suudi Arabistan’ın uluslararası terörizmi finanse etmesine izin vermişti ve hâlâ da veriyor. Bir tek şart, İsrail’e yönelik hiçbir saldırı yapılmayacak. ABD’nin  1980’lerde, Usame bin Ladin’in Sovyetler Birliği’ne karşı yürüttüğü Afgan savaşını, Suud ailesinin finanse etmesini istemesi, gizli bir şey olmadığı gibi Riyad ile Washington, beraberce mücahitlere yaklaşık 3,5 milyon dolar vermişti. Bu iki ülke arasında para aklamadan terörü finansa kadar birçok garip ilişki vardır.

ABD’nin derdi ne demokrasi, ne insan hakları, ne ahlaklı ilişkiler ne de nükleer silah üretimi. Onun tek derdi madde ve güç. Bu dünyanın baş belası ABD İran’a saldırma planları yapıyor. Önce bizdeki Gezi olayları gibi bir senaryoyu uygulamak peşinde. İran yönetimini bu yöntemle devirebilirse ne âlâ. Deviremezse sıcak bir çatışmaya hazır olmak lazım. Bu coğrafyada vuku bulan bu gibi olaylar Türkiye olarak bizi de etkiler.

Sonuç olarak ABD’yi şirketler yönetiyor. Dünyadaki savaşların, açlık ve sefaletin mimarları da bu uluslararası şirketler. Her türlü çatışmanın altında yatan sadece maddi çıkar hesaplarıdır. Gerisi hikâye.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X