Bir yandan İsrail füze yağdırıyor; diğer yandan Fransa kimyasal kullanımı iddialarıyla köşeye sıkıştırmaya çalışıyor, öte yandan da ABD bölüp parçalama hesapları yapıyor.

Dünyada şu anda böyle bir tablo içinde görünen tek ülke Suriye. Ve Esad biraz nefes alacak olsa hemen tepesine biniyorlar.

Ancak Şam’ın 7 yıldır kesintisiz mücadele ettiği için kendini en kötüsüne hazırladığı anlaşılıyor.

Örneğin, İsrail füzeleri… 

Suriye ordusu bunca zamandır hem deneyim, hem donanım sahibi oldu. Son saldırıda hava savunma sistemiyle füzelerin çoğunu hedefe ulaşmadan yok etmeyi başardı.

Görünen o ki, Suriye bu işi iyi öğrendi. 

Geçmişte ABD/İsrail füzelerini imha etmek o kadar kolay olmuyordu. Ama şimdi de İsrail’in Rus füzelerini imha etmesi kolay olmuyor.

Tam olarak değilse de belli bir denge oluşturulmuş sayılır.

ABD ve İsrail’in hiç istemediği bir durum bu.

Ne var ki, daha fazla yapabilecekleri bir şey yok. 

İleri gitmeleri halinde yeni dengeler söz konusu olur ki, ikisi de zararlı çıkar.

Suriye henüz kendini koruma derdinde.

Füzeleri İsrail atıyor, o karşılıyor. Ya bir de Suriye atmaya başlarsa… Üstelik artık yalnız da değil…

İran’dan  Afrin’de kimyasal iddiası

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekâtı’nı “nafile” bir harekât olarak nitelendiriyordu. Bu da, Türkiye karşıtlarının hoşuna gidiyordu. Batılı haber ajansları Ruhani’nin bu çıkışını tekrarlayıp duruyorlardı.

Ankara, “Bu durum müttefikliğe sığmaz” düşüncesiyle Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nu Tahran’a gönderdi.

Ne var ki, Çavuşoğlu Tahran’ı ziyaret ederken İran devlet televizyonu Türkiye’nin Afrin’de kimyasal silah kullandığını ileri süren bir haber yayınladı. Haber doğru değildi. PKK kaynaklı iddialara dayandırılmıştı.

Kaldı ki, Türkiye Afrin’de kimyasal silah kullanmış olsaydı, ABD ve Fransa bugüne değin demediklerini bırakmazlardı.

İran saçmaladı. Ve Türkiye açısından güvenilmez bir müttefik olduğunu kanıtlamış oldu. Niye böyle oldu? Çünkü… İran, Ortadoğu’da Türkiye’yi kendine rakip olarak görüyor. 

Suriye’de devam etmekte olan Zeytin Dalı Hârekatı, demek ki, sadece ABD’yi değil İran’ı da tedirgin ediyor.
 

Dow Jones’un faturası Başkan Trump’a çıkıyor

Dow Jones dibi boyladığında, ABD’nin Nobel ödüllü ünlü ekonomisti Paul Krugman New York Times’taki makalesinde “Trump coşkusu sonunda duvara mı tosladı?” diye soruyordu.

Krugman’a göre perşembenin gelişi çarşambadan belli olmuştu. 

O da şuydu: Trump piyasaların alarm vermesinden önce Amerikan tarihinin en iyi FED başkanlarından biri sayılan Janet Yellen’ı görevden almıştı. Ancak bu son derece yanlış bir hamle olmuştu. Nitekim, Dow Jones bunu kanıtlamak için fazla beklemedi.

Ünlü ekonomist bu durumda Amerikan kamuoyunu uyarma gereğini duydu. Şöyle diyordu: “Ekonomi kötüleşirse, emin olunuz ki, karşımızda bu işten hiç anlamayan insanlar vardır.”