Engin Özpınar
Engin Özpınar

Suriye krizinde Astana’da sona doğru

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ABD’ye çağrıda bulundu:

“Gel sen de üçlü formata katıl. Rusya, Türkiye ve İran’ın Suriye’de barış çabalarına ortak ol.”

Cenevre’de, o kalabalık toplantılarda iş uzayıp gidiyor. Artık sonuç alınması gerek.

Terörle mücadelede üçlü format.

Ama devamı şart…

Ocak ayının ortalarında Kazakistan’ın başkenti Astana’da yeniden bir araya gelecek Rusya, Türkiye ve İran.

Belki Suriye de…

Yani bu kez dörtlü format… Olursa çok iyi olur.

*

Putin, “Mutabakat var” diyerek umutlu konuşuyor:

“Türkiye ve İran liderleri Halep’in kurtarılmasında büyük rol oynadı. Türkiye, Rusya, İran ve Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın iyi niyeti olmasaydı Halep’in tahliyesi mümkün olmazdı. Bundan sonraki adım Suriye’nin tamamında ateşkesi tam anlamıyla sağlayacak bir anlaşmaya varmak. İran, Esat ve Türkiye Suriyeli tarafların Astana’da barış görüşmeleri yapması konusunda mutabık.”

*

Bir sürpriz olabilir mi? Astana görüşmelerine dışişleri bakanlarının değil de liderlerin katılması gibi… Tabii müthiş bir şey olur.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Gennady Gatilov, Astana’da masaya yatırılacak konuyu açıklıyor:

Suriye’de ülke genelinde ateşkesin sağlanması!

Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu da, “Suriye’de 2011 yılından beri devam eden iç savaşta ateşkesi sağlamaya hazır olduklarını” söylüyor.

*

Rusya Devlet Başkanı, bir süre önce Japonya’ya yaptığı ziyaret sırasında planlanan Astana görüşmelerine değinmişti.

Putin’in açıklaması şöyleydi:

“Astana’da Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la birlikte Suriye’nin genelinde barışın sağlanmasına yönelik öneride bulunacağız.”

Yani, mutfak çalışması yapılmış ve bitmiş.

Astana, Suriye krizinde dönüm noktası olacak gibi görünüyor.

*

İyi de, Suriye’nin kuzeyindeki PYD/YPG sorununa ne olacak?

Bunun yanıtını da Moskova bildirisi veriyor.

Bildirinin birinci paragrafını bir kez daha okuyalım:

“İran, Rusya ve Türkiye, çok sayıda etnik yapı barındıran, çok mezhepli, demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini, bağımsızlığını, birliğini ve toprak bütünlüğünü destekliyor ve saygı duyuyor.”

*

“Toprak bütünlüğü” diye yazıldıktan sonra Suriye’nin kuzeyinin “Kuzey Suriye” olamayacağının anlaşılması gerekir.

Zaten PYD de daha geçen gün “Gel ve El Bab’ı IŞİD’in elinden al” diyerek Suriye ordusunu kuzeye davet ediyordu.

Böylesine radikal gelişmeler karşısında ABD’den gelen kontrollü açıklamalar ilgiyle izleniyor.

*

Şunu da sormadan geçmeyelim:

Washington, Moskova bildirisindeki kararları dolaylı bir şekilde destekliyor olmasın?

Kuşkulanmamak olanaksız…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X