Engin Özpınar
Engin Özpınar

Suudi Prens, Batı ittifakını paramparça ediyor

Suudi Arabistan, İsrail, ABD ve İngiltere’nin Lübnan üzerinden denedikleri “istikrarsızlık yaratma politikası” geri tepti.

Fransa Riyad’a bastırdı ve Saad Hariri özgürlüğüne kavuştu. Hariri ve eşi Paris’te Cumhurbaşkanı Macron’un konukları şu anda.

Fransa, Suudileri “BM Güvenlik Konseyi’yle” tehdit etti. 

“Hariri Lübnan’a dönemezse konu BMGK’da ele alınır” diyen Macron’a Berlin’den de destek geldi. Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Suudi Arabistan’ı “maceracılıkla” suçladı. 

Lübnan Dışişleri Bakanı Cibran Basil’in Berlin ziyareti sırasında bir açıklama yapan Alman mevkidaşı Gabriel “Ortadoğu toplumlarının şu anda ihtiyacı olan en son şeyin çatışma olduğunu” ifade ederek Almanya’nın Lübnan’ın yanında olduğunu söyledi.

Almanya Dışişleri Bakanı, “Suudi Arabistan’da son aylarda  giderek yayılan maceracılığa göz yumulmayacağına ilişkin Avrupa’dan ortak bir sinyal vermeliyiz” dedi.

*

Riyad, Sigmar Gabriel’in bu açıklamasına çok sert tepki gösterdi. Saray’dan verilen yanıtta “Bu tür demeçlerin bölgenin istikrarının sağlanmasına katkıda bulunmayacağı” kaydedildi. Yanıt şöyleydi: 

“Sigmar Gabriel’in bakışı, Suudi Arabistan Krallığı tarafından  terörizmle mücadelede güvenilir bir ortak olarak görülen dost Federal Almanya Cumhuriyeti hükümetinin tutumunu temsil etmemektedir.”

Tabii, Almanya artı Fransa, Avrupa Birliği demekti. Riyad’ın canının sıkılması ve öfkelenmesinin asıl nedeni buydu. 

*

Hariri olayı nedeniyle Suudiler tüm Avrupa’yla karşı karşıya kalıyorlardı. Ve tabii İsrail de…

Riyad’la Tel Aviv bu durumdan yara alıyorsa ABD ve İngiltere de yara alıyorlar demektir. 

Şimdilik renk vermiyorlar ama ilk fırsatta Fransa ve Almanya’dan bunun hesabını sormak isteyeceklerdir.

Suudi Arabistan, hiç bekletmeden Berlin büyükelçisini geri çağırdı. Kral’ın bu kararı ABD’ye sormadan almasının mümkün olmayacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok.

*

Aynı durum İsrail için de geçerli.

Fransız belediye başkanlarıyla parlamenterlerden oluşan 7 kişilik bir heyetin İsrail’den Filistin’e girişlerine izin verilmedi nitekim. Hem de İsrail hükümetinin aldığı “yasaklama” kararıyla…

Fransız heyet, İsrail cezaevlerinde tutuklu Filistin Fetih Hareketi liderleri Mervan Barguti ve Salah Hamouri’yi ziyaret edecekti.

Fransa Dışişleri Bakanlığı’nda bir toplantı düzenleyen heyet üyelerinin yaptığı açıklamada “İsrail hükümetinin uyguladığı baskı nedeniyle ziyaretin güvenli bir şekilde gerçekleşemeyeceği anlaşılmıştır” denildi.

Üyeler ayrıca Fransız hükümetinden “İsrail’in bu tavrını kabul etmemesini” talep etti.

*

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır’la birlikte İran’a karşı ortak bakış açımız var” diyor. Yani bir cephe oluşturduk diyor. ABD ve İngiltere’yi arkalarına almadan böyle bir ortaklık kurmaları olanaksız. Bir kere bunu bir yana kaydetmek gerek.

İkincisi, doğrudan İran’a uzanamadıkları ya da İran’ın askeri gücünü ölçemedikleri için Lübnan’da Hizbullah’ı dillerine dolamış görünüyorlar. Ne var ki Lübnan Dışişleri Bakanı bu konuda Avrupa’da altını çizerek şunu söyledi:
“Hizbullah Lübnan’ı teröristlerden korumuştur. Lübnan ordusu ve hükümeti geri çekilirken IŞİD’le savaşan Hizbullah olmuştur.”

Ve bu sözler yüzünden Lübnan Dışişleri Bakanı Cebran Basil eleştirilmedi tam tersine destek buldu.

Bir de Yemen sorunu var. Suudi ve ABD koalisyonları İran’a doğrudan saldıramadıkları için durmadan Yemen’e bomba yağdırıyorlar. 

Geçenlerde Yemen’den bir füze attılar, ortalık ayağa kalktı.

Ya Yemen’e atılan bombalar ve füzeler… Onun hesabını kim verecek?

Yaptıkları, kendilerini rezil etmekten, alay konusu olmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.

İsrail hep savaşı düşüneceğine bir de barışı düşünse… Kötü mü olur?

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X