Engin Özpınar
Engin Özpınar

Suudiler ve İsrail dibine kadar işin içinde

Lübnan Başbakanı Saad Hariri’nin hareketlerindeki tuhaflık, istifa kararını ülkesinde değil de Suudi Arabistan’da açıklamasıyla başladı. Bir süre ortalıkta görünmedi Hariri. Ta ki, Riyad’da, pazar akşamı ortaya çıkıncaya kadar…

Lübnan’ın kendisine yakın televizyon kanalı Future (el-Müstakbel) TV’nin sorularını yanıtlarken ekranda görüldü.

Ne ki, Hariri tuhaf hareketlerden kendini kurtaramamıştı.

Amerikan Associated Press haber ajansı muhabirlerinin gözlemlerine göre Hariri’nin mimikleri normal değildi. Yüz işaretlerinden bunalım içinde olduğu anlaşılıyordu.

***
 

Öte yandan Hariri, günlerdir devam eden belirsizliğe son vermesi beklenirken merak içinde kalanları yeni soru işaretleri oluşturarak daha çok meraklandırdı.

Kamera karşısında konuşurken anormal şekilde sık sık su içti ve “Bitsin artık, beni yordunuz” diyerek yeniden suskunluğa gömüldü.

Bu arada Hariri’nin arkasındaki bir odaya dönerek gözünü bir noktaya diktiği gözlendi.

AP haber ajansı, yayın sırasında birden başka bir kişinin görüntüsünün ekrana yansıdığını saptadı.

Lübnanlı aktivistler attıkları tweet’lerde bu durumun Hariri’nin Suudi Arabistan’da alıkonulduğunu kanıtlayan bir görüntü olduğunu ileri sürdüler.

Söz konusu olgular Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın ve diğer yetkililerin iddiasını güçlendiriyor. Onların iddiasına göre Saad Hariri Suudi Arabistan’da kendi rızası dışında tutuluyor.

Cumhurbaşkanı Avn, Başbakan Hariri’nin ülkesine neden geri dönmediği konusunda Suudi Arabistan’dan konuya açıklık getirmesini talep ediyor. Ancak bugüne değin Riyad’dan tek satırlık bile bir açıklama yok.

Öyle anlaşılıyor ki, 47 yaşındaki Hariri 4 Kasım’da Suudi Arabistan’da ortaya çıkarak Lübnan Başbakanlığı görevinden istifa ettiğini açıkladıktan bu yana hem Riyad’ın, hem Tel Aviv’in hem de Washington’ın hazırladıkları Lübnan planı yaşama geçirilemedi. Yani Hizbullah’a yönelik bir savaş açılamadı. Hedefte olan sadece Hizbullah mıydı, o da kesin olarak bilinmiyor.

***
 

Tam da bu hengamenin ortasında Lübnan istihbaratı, Sayda kentinde terör eylemi hazırlığı yapmakta olan bir Mossad ajanını ele geçirdi.

Lübnan’ın El Meyadin televizyonunun haberine göre, Mossad ajanı Hariri’nin Lübnan parlamentosunda milletvekili olan kız kardeşi Behiye Hariri’nin konvoyunu izlerken yakalanmıştı.

Ajan, Behiye Hariri’yi öldürerek ülkede “Yeni bir fitne ve çatışma ortamının fitilini ateşleyecekti”. Lübnan güvenlik yetkilileri tutuklanan ve cezaevine konulan Mossad ajanının verdiği bilgiler ışığında bu sonuca varmıştı.

Böyle bir suikast, Hizbullah’ın üzerine atılabilir ve İsrail büyük bir fırsat yakalamış olurdu. Suudilerin beklediği de böyle bir olanağın yaratılmasıydı.

Mossad’la birlikte Suudi ajanlar da bu planın içindeydi belki de.

Çünkü Ortadoğu’daki medyada son günlerde sıkça ortaya atılan iddia bir soru şeklinde ekranlara ve sayfalara yerleştiriliyordu. Soru şöyleydi:

“Suudi Arabistan, İsrail’i İran ve Hizbullah’la savaştırmaya mı çalışıyordu?”

***
 

İsrail’in yaş tahtaya basmayacağını, hele Suudilerin oyununa hiç gelmeyeceğini tahmin etmek zor değil.

Bir kere hem ABD’nin olmadığı, hem de zamansız bir savaşa İsrail girmez. Riyad dürtükleyip durur ama ötesine geçemez.

Bakınız zavallı bir ülke olan Yemen’e tek başlarına savaş açamadılar. Tüm Körfez ülkelerini örgütlediler. Ama buna karşın Yemen teslim olmadı. Üstelik savaş tersine dündü.

Suudi Arabistan füze atan, bomba yağdıran taraftı, şimdiyse füze atılan ve bombalanan ülke haline geldi.

İsrail de biliyor müttefikinin ne mal olduğunu…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X