Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Tabii kanunlarla beşer hürriyeti arasındaki tezat

Düşünce hürriyetimiz sınırsızdır. Muhayyilemiz çöl rüzgârı gibi her türlü baskıdan âridir. Zekâmız mantık prensiplerine uyup uymamakta serbesttir. Herkes istediği zaman akılsızlık edebilir. Ayrıca istediğimiz kadar kıskanç, kaba, mağrur, pinti, bencil hareket edebiliriz. Bütün iştahlarımızı hiçbir had tanımadan tatmin etmek isteriz. Hareketlerimizde, hemen hemen düşüncelerimizde ve hislerimizde olduğumuz kadar hürüz. İnsan hakikaten keyfinin istediği gibi hareket etmekte serbesttir. Önünde hudutsuz imkânlar vardır.

Düşünce ve hareket hürriyetimizi sınırlayan tek şey düşünce ve hareketlerimizin tevlid ettikleri neticelerdir. Zira imkânlar alanı gözle görünmeyen, manevi ve asla değişmez bir sınırla ikiye bölünmüştür. Bu alanlardan birinde hürriyetimiz hiçbir tehlike tevlid etmeden serbestçe faaliyete bulunabilir. Fakat diğer alanda faaliyette geçtiği takdirde er geç felakete sebep olur.

İnsanların hürriyeti ancak, hayat kanunlarından hiçbirine tecavüz etmediği alanda tehlikesizce faaliyette bulunabilir. İşte hayat ilimlerinin gayesi, bize yasak olmayanlarla yasaklar arsındaki sınırın nerede bulunduğunu bildirmek, onu aşmamak imkânını kazandırmak, yani hürriyetimizi rasyonel bir şekilde kullanmayı öğretmektir. Bizim kadim kültürümüzde buna-had bilme- denir. Haddi( sınır-ölçü) aştığınız takdirde hürriyet esarete dönüşür.

Beşeri hürriyetle tabiat kanunları arasında korkunç bir ihtilaf vardır ve modern insan bu ihtilafın kurbanıdır. Zira modern insan kayıtsız şartsız bir hürriyet ister. İstenen bu hürriyet sınır taşınmadığı için yıkıcıdır. Siz insan olarak doğayı sadece kendinize ait görürseniz diğer canlıların hayat şartlarını yok eder ve kendi sonunuzu hazırlarsınız. Bu değişmez bir tabiat kanunudur.

Beşeri hürriyet ile tabiat kanunlarının gerektirdiği şeyler arasındaki zıddiyet, nefse tahakkümü lüzumlu kılar. Fedakârlık etmeden kâinatta mevcut nizama uymak imkansızdır. Feragat bir hayat kanunudur.

Bir çocuk dünyaya getirmek bir kadın için, birçok fedakârlıklara katlanmak demektir. İlim sahibi olmak, hatırla karşılanmak, hatırla anılmak da böyledir. Sıhhat, kuvvet, iyi ömür ancak bir takım iştihalara karşı koymakla elde edilir. Feragatsiz ulviyet, kudsiyet ve güzellik olamaz. Kâinatta bir nizam vardır. Her varlığın durumu yapısına tabidir. Cisimlerin içinde bulundukları halleri tabiat kanunları tayin eder. İslam inancında buna Sünetullah diyoruz. Bu kanunlar, dünyada bulunan her şeye şamil, değişmez bir dille ifade edilemeyen sessiz ve ebedi kanunlardır.

​Netice olarak, nefse hâkimiyet bir zarurettir. Kendimizi keyfimize göre idare etmeğe, çocukları ve gençleri yalnız arzularımıza veya doktrinlerimize göre yetiştirmeğe çalışmamalıyız. Çünkü insanın görüş zaviyesi çok dardır. Tabiat Tanrı’nın eseridir. Tabiata hükmetmek için, ona itaat etmek lazımdır. Şu unutulmamalıdır ki bu alemde yaşam var. Hayat sonsuzdur ve öbür aleme aittir. Kurban Bayram’ınızı kutluyor, hayırlı bir yaşam diliyorum

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X