Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Tahlil tetkik

Günümüzde tıp insan bedenini çözme konusunda mükemmel düzeylere ulaşmıştır. Bunun aksini söylemek  yalan olur. Radyolojik tetkikler, laboratuvar tetkikleri inanılmaz gelişmeler ile bize yardımcı oluyor. Şeker hastalığı, kanserler, romatizmal hastalıklar, kalp damar sistemi hastalıkları, enfeksiyon hastalıkları, iskelet ve kas sistemi hastalıkları, cilt hastalıkları, nörolojik ve psikiyatrik hastalıklar, sindirim sistemi hastalıkları konularında tanı koymada af yok. Artık hücresel düzeyde, moleküler düzeyde teşhisler yapılabiliyor. Ne mutlu, ne kadar övünsek azdır.

Son yıllarda bazı bilim insanları daha da ince eleyip sık dokuyorlar. Bazı laboratuvar değerlerinin normal sınırlarının yeniden belirlenmesi gerektiği konusunda giderek görüşler artıyor. Açlık kan şekerinin normal sınırlarının yeniden belirlenmesi, açlık insülin seviyelerinin yeniden belirlenmesi, kolesterol düzeylerinin ve hatta okside olmuş kolesterol seviyelerinin belirlenmesi, vitamin değerlerinin belirlenmesi ve daha pek çoğunun yeniden kalibre edilmesi gündemde. Konuyu daha anlaşılır hale getireyim. Avustralya’da yaşları 60-65 arası olan ve şeker hastası olmayan 249 kişi belirleniyor. Bu insanlar 4 yıl takibe alınıyor. 4 yılın sonunda açlık kan şekerleri normalin üst sınırında olan insanların beyin taramalarında beyin dokularının % 10 küçüldüğü bulunuyor. O zaman şu ortaya çıkıyor. Normal sınırlarda kabul ettiğimiz açlık kan şekeri düzeylerinin üst sınırında olan insanlar bile şeker hastası gibi birtakım sıkıntıları yaşıyor. O zaman normal değerler böyle olmamalı. B12 vitamin düzeyi sınırlarını 220-940 pg/ ml arası kabul edin. Hastada 240 çıktığı zaman tedavi verilmediğini kabul edelim. Oysa 500 pg/ml altındaki hastalara B12 miktarı düşük gözü ile bakan ve tedavi eden merkezler vardır. Açlık insülin düzeyi referans aralıkları çoğu yerde üst sınırı 22 ünite civarında gösterse bile Batılı kaynaklar bu değerin 6 ünite üzerine çıkması halinde metabolizmamızın çığlık atmaya başladığını söylüyorlar. Daha çok örnekler de var.
 

KIŞ GELİYOR
 

Soğuk hava özellikle dengeli beslenmeyen ve spor yapmayan insanlarda hastalık yaptığı bilinen 200 çeşitten fazla virüsün hücum ettiği birer birey haline getiriyor bizleri. Bu konuda şu birkaç öneri bizleri grip, nezle gibi durumlardan koruyabilir.
 

1-Burun ısısı 33 derecenin altına düşerse burnumuzun mikropları öldürücü etkisi ortadan kalkıyor. Bu nedenle hem biz hem de çocuklarımız atkılarını burnu içine alacak şekilde takmalı.
 

2- Nar, limon, yeşillikler ve Omega-3 vücudumuzun bağışıklık sistemine çok yararlıdır. Bol bol ve sıcak çorba içmek, suyumuzu eksik etmemek çok önemlidir.
 

3-C vitamini ile şeker molekülü hücre içine aynı kapılardan girer. Ortamda fazla şeker olursa C vitamini hücre dışında kalır. Bu nedenle direncimizi yükseltme adına bal şerbeti değil de bol ev yapımı limonata, sebze suları, karabiber ve diğer baharatları içeren çorbaları tercih edip ağır yiyeceklerden bir müddet kaçınmak soğuk ile bizlere gelen mikropların canına okuyacaktır.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X