‘Taziyelerimizi arz ediyorum’

AK Parti’nin Afyonkarahisar kampında konuşan Başbakan Davutoğlu, “Maden kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımız için tazilerimi arz ediyorum’ dedi.

‘Taziyelerimizi arz ediyorum’
Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu , partisinin 23’üncü İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Ak Parti’nin Afyonkarahisar kampında hitap eden Davutoğlu, konuşmasının başında Karaman’ın Ermenek ilçesindeki bir maden ocağında meydana gelen su basması olayı nedeni ile ocakta mahsur kalan 18 işçi için “Her şeyden önce gerek Ermenek’te maden kazasında gerek dün trafik kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımız için bir kez daha taziyelerimi arz ediyorum. Allah bu tür acıları bir daha bize yaşatmasın. Konuşmamın ileri aşamalarında vurgulayacağım gibi bu konularda yeni bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğu aşikar. Tekrar ailelere taziyelerimi sunuyorum” dedi.
 
“PROVOKASYON VE TAHRİK İLE SİYASET YAPILMAZ”
 
Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu , partisinin 23’üncü İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Ak Parti’nin Afyonkarahisar kampında hitap eden Davutoğlu, konuşmasının başında Karaman’ın Ermenek ilçesindeki bir maden ocağında meydana gelen su basması olayı nedeni ile ocakta mahsur kalan 18 işçi için “Her şeyden önce gerek Ermenek’te maden kazasında gerek dün trafik kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımız için bir kez daha taziyelerimi arz ediyorum. Allah bu tür acıları bir daha bize yaşatmasın. Konuşmamın ileri aşamalarında vurgulayacağım gibi bu konularda yeni bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğu aşikar. Tekrar ailelere taziyelerimi sunuyorum” şeklinde konuştu. Konuşmasında ayrıca 1 Kasım için çağrıda bulunan HDP’ye seslenen Davutoğlu, “Suriye’deki olayları bahane ederek Türkiye’deki barışı ve huzuru tehdit etmeye kalktılar. Sonra aralarından birçokları çıktı, günah çıkardı. Yanlış yaptık diye. Biz de zannettik ki bu yanlışlarından ders alırlar. Tekrar bu sefer 1 Kasım için bugün için çağrıda bulundular. Dün tekrar kendilerini uyardım. Toplantı ve gösteri yapma hakkı herkesin hakkıdır. Onu koruruz. Ama şiddete yönelirse kim yönelirse yönelsin ona karşı da en etkin tedbiri alırız. Provokasyon ve tahrik ile siyaset yapılmaz” dedi.
 
“ŞİDDETE KİM YÖNELİRSE YÖNELSİN EN ETKİN TEDBİRİ ALIRIZ”
 
HDP’nin 1 Kasım için yaptığı çağrıyı eleştiren Davutoğlu, şiddete kim yönelirse tedbir alırız diyerek “HDP ne yapıyor? Bütün bu 2 aylık süreç içerisinde HDP’nin yaptığı tek şey biz çözüm süreci iradesini ortaya koyarken onlar çözüm sürecini sabote etmek için gencecik çocukları sokağa sürdüler. Tahrik ettiler. Suriye’deki olayları bahane ederek Türkiye’deki barışı ve huzuru tehdit etmeye kalktılar. Sonra aralarından birçokları çıktı, günah çıkardı. Yanlış yaptık diye. Biz de zannettik ki bu yanlışlarından ders alırlar. Tekrar bu sefer 1 Kasım için bugün için çağrıda bulundular. Dün tekrar kendilerini uyardım. Toplantı ve gösteri yapma hakkı herkesin hakkıdır. Onu koruruz. Ama şiddete yönelirse kim yönelirse yönelsin ona karşı da en etkin tedbiri alırız. Bu 2 aylık dönemde HDP’nin en ufak barışçıl bir çağrısını duydunuz mu? Provokasyon ve tahrik ile siyaset yapılmaz” ifadelerini kullandı.
 
“ÜÇÜNCÜ PARALEL YAPI DOĞU’DA VERGİ GÖRÜNÜMÜ ALTINDA HARAÇ TOPLAMAYA KALKANLAR”
 
HDP’lileri hukuk devleti niteliğine zarar verecek eylemlerden uzak durmaya davet eden Davutoğlu, “Üçüncü paralel yapılanma son Kobani olaylarında gördüğümüz bir müddettir değişik istihbari kaynaklardan gelmesi sureti ile zaten yakından takip altında tuttuğumuz, çözüm sürecine saygılıyız dedikten sonra Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da insanlara vergi görünümü altında haraç toplamaya kalkanlar, mahkeme kurmaya kalkanlar, belediye varsa belediyenin yanında paralel bir başka belediye kurup halkın seçtiği görüntü altında başka yapılar kurmaya çalışanlar, bunlar da bir başka paralel yapılanmadır. Bunlara da izin verilmeyecek. Bunlara da kendi oluşturdukları alanda kendi zulümlerini oradaki halka yapmaya çalışanlara da izin verilmeyecek. Son Kobani olaylarında geldiğimiz noktada hepimizin üzerinde hassasiyetle durduğu ve bundan sonra da duracağız temel prensip kamu düzenidir. Türkiye özgürlükler ülkesidir. Ama özgürlükler ile birlikte güvenliğin tehdit edilmediği kamu düzenini dayalı bir hukuk devletidir. Bu hukuk devleti niteliğini Türkiye’nin her bir metrekaresinde hakim kılacağız. Hukuk devleti içinde özellikle de TBMM çatısı altında siyaset yapan milletvekilleri açık söyleyeyim HDP’liler bu ülkenin hukuk devleti niteliğine zarar verecek her türlü eylemden uzak durmaya ve kendi sempatizanlarına bu eylemlerden uzak durmalarını telkin etmeye davet ediyorum” diye konuştu.
 
“VATANDAŞLARIMIZIN KENDİ HAKLARINI KORUMA BİLİNCİNE İHTİYAÇ VAR”
 
Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu , partisinin 23’üncü İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’na katıldı. Ak Parti’nin Afyonkarahisar kampında hitap eden Davutoğlu, konuşmasının başında Karaman’ın Ermenek ilçesindeki bir maden ocağında meydana gelen su basması olayı nedeni ile ocakta mahsur kalan 18 işçi için “Her şeyden önce gerek Ermenek’te maden kazasında gerek dün trafik kazasında kaybettiğimiz vatandaşlarımız için bir kez daha taziyelerimi arz ediyorum. Allah bu tür acıları bir daha bize yaşatmasın. Konuşmamın ileri aşamalarında vurgulayacağım gibi bu konularda yeni bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğu aşikar. Tekrar ailelere taziyelerimi sunuyorum” dedi.

 

Başbakan Davutoğlu, Karaman’ın Ermenek ilçesindeki bir maden ocağında meydana gelen su basması ve neticesinde 18 işçinin ocakta mahsur kaldığı olaya değinerek iş kazaları ile ilgili doğrudan şikayet hattının kurulacağının haberini verdi. Davutoğlu, “Yeni bir uygulama başlatmayı düşünüyoruz. İş kazaları ile ilgili herhangi bir iş yerinde bizim işçilere tanıdığımız hakların ihlal edildiği vaki olursa doğrudan şikayet edecekleri özel bir hat oluşturacağız. Doğrudan şikayet edecekler. Anında o iş yerini kapatırız. Nasıl yasal tedbir alırsak alalım bir zihniyet değişimine de ihtiyaç var. Vatandaşlarımızın kendi haklarını koruma bilincine ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
 
“CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A MİNNETLERİMİZİ ARZ EDİYORUM”
 
Konuşmasında Ak Parti iktidarının 2 gün sonra 12’nci yıl dönümü olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Kuruluşumuzun 13’üncü iktidarımızın 12’nci yılında sembolik bir mekanda sembolik bir tarihte bizi tekrar bir araya getiren Rabbimize hamd olsun. Bu kutlu yola her türlü çabası ile destek veren bütün kardeşlerimizden Allah razı olsun. Her şeyden önce bir Ağustos günü 2001’de yola çıkarken her şeyin başlangıcında doğru temel atmak lazım, her şeyi doğru temeller üzerine başlatmak lazım diyen kurucu genel başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a da buradan minnetlerimizi, teşekkürlerimizi bir kez daha arz ediyorum. Yine o kutlu yürüyüşü birlikte başlattıkları 11’inci cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’e de gerek cumhurbaşkanlığı dönemindeki dirayetli tutumu dolayısıyla gerekse bu kutlu yürüyüşteki katkıları dolayısıyla buradan saygılarımı bir kez daha arz etmek istiyorum” diye konuştu.
 
“HER TÜRLÜ YIKICILIĞIN KARŞISINDA İNŞA EDİCİ OLACAĞIZ”
 
Kutlu yürüyüşe çıkanların millilik ve yerellik ile evrenselliği birbirine zıt olarak görmediklerini dile getiren Davutoğlu, “Her zaman vurguladık. Ak Parti konjonktürel şartlarda çıkmış bir siyasi parti değildir. Dolayısıyla birilerinin ümit ettiği, beklediği gibi konjonktürel şartlarda da krize girecek bir siyasi parti olmayacaktır. Biz bütün o yürüyüşlerin ruhunu, bütün o yürüyüşlerin idealini bütün o yürüyüşlerin ahlakını ve azmini her bir fert olarak zihnimizde gönlümüzde barındırıyoruz. Nasıl geçmişte böyle inşa edici yürüyüşler olmuşsa yıkıcı yürüyüşler de oldu. Tahrip edenler de oldu. Yıkanlar da oldu. Haçlılar gibi. Moğollar gibi, sömürgeciler gibi. Nazi Ordusu’nun ilerleyişi gibi. Bizler inşa edicilerin insanlık onurunu savunanların safındayız. Yıkıcılar hangi formda hangi nitelikte olursa olsun ister bugün Suriye rejiminin gösterdiği formda olsun ister IŞİD altında örgütlenerek İslam dinini de lekeleyen tarzda yıkıcılıklar olsun her türlü yıkıcılığın karşısında inşa edici olacağız. Türkiye’de de yıkıcı tahrip edici her siyasi akımın karşısında biz inşa edici ihya edici tamir edici olacağız. Bizim hareketimiz bir restorasyon hareketidir. Ak Parti hareketi hem milli harekettir. Milli bir harekettir. Yerli bir harekettir. Özgün bir harekettir ama dünyanın her yerine mesaj ulaştırabilecek evrensel nitelikli bir harekettir” açıklamasında bulundu.
 
“KİMSE MİLLETE MUHTIRA VEREMEYECEK”
 
Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Dış politika uygulaması esnasında da iç siyasette de son 14 yıldır dönüp bize ders vermeye kalkanlar oldu. Niye Davos’ta sesinizi yükseltiyorsunuz diyenler oldu. Alemin avukatı siz misiniz diyenler oldu. Hayalperest diyenler oldu. Neler söylediler. Onları dinlemiştik olsaydık bugün istiklal ordularının temsil ettiği o insanlık onuru değerlerini dünyada dalgalandıran bir albayrak birçok mazlum milletin sembolü olma özelliği kazanamazdı. Onları dinlemedik. Dinleyemeyeceğiz. Biz milletin sesini tarihin sesini dinleyeceğiz. Çok ümit ettiler çok beklediler. Beklediler ki Ak Parti bir türbülansa girsin. Ne tuzaklar kurdular. Ne yaptılar? O geçmiş dönemlerde önce kurucu genel başkanımızı siyaseten yasakladılar. Beklediler ki Ak parti içinde hemen bir siyasi liderlik tartışması kavgası başlasın. Lideri siyasetten yasaklı olan bir hareket Türkiye’de çok üstün bir başarı ile Parlamento’da hakim parti haline geldi. Durduramadılar. 2004-2005 yıllarında adından başka hiçbir şekliyle cumhuriyeti andırmayan Cumhuriyet Mitingleri tertip edenler milli iradenin önüne set çekmeye çalıştılar. 2007’de e muhtıra verildi ki muhtıraların sonuncusuydu. Bundan sonra da kimse bir daha muhtıra veremeyecek. Kimse millete muhtıra veremeyecek. Ama o muhtıra karşısında kaya gibi duran bir Ak Parti grubu vardı. Ak Parti’yi kapatma davası açıldı. Kökünden kurutalım dediler. Halbuki bre gafiller kökü millet olanın kurutulması mümkün mü? Rahmetli Adnan Menderes’i astınız, durdurabildiniz mi? Durduramazsınız. 12 Eylül’de gencecik insanları astınız. Durdurabildiniz mi? Hangi güç bizi korkutabilir?”
 
“YOLSUZLUKLARLA MÜCADELE DEĞİL İKTİDARIN DARBE İLE İNDİRİLMESİ TEŞEBBÜSÜDÜR”
 
Gezi Olayları ve 17-25 Aralık süreçleri ile Türkiye’nin toplumsal kaosa sokulmak istendiğini savunan Davutoğlu, “Baktılar ki Ankara merkezli oyunlar ile durdurulamıyor. Bu kez 2013’te Gezi Olayları ile sokağı hareketlendirerek sokağı şiddetle hareketlendirerek başlatılan o gösterilerde şiddetin her türlüsü uygulandı. Toplumsal tahriğin her türlüsü yapıldı. Uluslararası kampanyanın her türlüsü sergilendi. İstendi ki Türkiye toplumsal bir kaosun içine sokulabilsin. Durduramadılar. Baktılar ki bu hareketlerle Ak Parti’yi durdurmak mümkün değil. Bu sefer dini görünümlü başka hareketler üzerinden 17-25 Aralık ile dolaylı bir darbe teşebbüsünün içerisine girdiler. Gayriahlaki dinlemelerle insanların özel hayatlarına girerek bomba tesiri yapsın diye birileri harekete geçmişse bunun adı yolsuzluklarla mücadele değil, bunun adı millet iradesi ile gelen bir iktidarın dolaylı bir darbe ile indirilmesi teşebbüsüdür. Ona da direndik. Ak Parti kadroları birkaç küçük fire dışında bütün bu süreçlerden tertemiz tek bir ekip olarak çıktı” dedi.
 
“ALTINA BEN DE İMZA ATIYORUM”
 
Konuşmasında dün CHP’den istifa ettiğini açıklayan Emine Ülker Tarhan’ın istifa mektubundan alıntılar yapan Davutoğlu, ana muhalefet partisine eleştiriler getirerek “Bu kadar kritik süreçleri, iktidarın ateş gömleği altında ve ağır sorumluluk içeren Ak Parti ile sadece bir kıyas olsun diye bugün ana muhalefet partisinin de benzer bir istişaresi var. Biz bu istişareye bir şölen içinde gelirken ana muhalefet partisinden bir milletvekili istifa etti. Tarihe kayıt olsun diye küçük bir analizini yapmak istiyorum istifa açıklamasından. ‘Sorumsuz çağrılar belirsiz politikalarla, halktan kopuk muhalefet anlayışında ısrar edeceği anlaşılan CHP yönetiminin iktidar umudu bulunmayan yanlış politikalarının parçası olmamak için istifa ediyorum’. Altına imza atıyorum ben de. Ne diyor? Sorumsuz çağrılar. Doğru. En son Kobani olayları olurken nasıl sorumsuz bir çağrı yapıp ateşe körükle gittiklerini millet ve cümle alem biliyor. Belirsiz politikalar. El hak doğru. Halktan kopuk muhalefet anlayışı. El hak doğru. Kılıçdaroğlu’nun programlarına bakın. Halkla ne kadar kucaklaşmışlar? Ne kadar güçlü olursak olalım hiçbir zaman halk karşısında kibire kapılmayacağız. Aydın despotizminin getirdiği biz seçilmişiz, biz iyi eğitilmişiz onlar ise çarıklılar, diyen o eski zihniyeti yerle bir edeceğiz” şeklinde konuştu.
 
“BİZİM İSTEDİĞİMİZ BİR YÖNETİM İÇİN ZEMİNİ HAZIR HALE GETİRECEKSİNİZ DİYE PLANLANMIŞTIR”
 
İkinci bir vesayetle karşı karşıya kalındığını dile getiren Davutoğlu, paralel yapının bu zamana kadar yaptıklarını eleştirerek şunları kaydetti: “Bürokrasi içinde bilinçli şekilde yerleştirilmiş ve bilinçli bir şekilde sizler şu işleri yaparak şu kademelere geleceksiniz. Geldiğiniz yerde de diğer vatandaşların hakları hukukları ne olursa olsun onlar hangi imtihana girmiş olurlarsa olsunlar onlara bakmayacaksınız bizim verdiğimiz isimler alacaksınız. Yargıda örgütleneceksiniz, emniyette örgütleneceksiniz, silahlı kuvvetlerde örgütleneceksiniz ve bir gün bizim istediğimiz gibi bir yönetim için zemini hazır hale getireceksiniz diye birileri planlıyorsa ki planlanmıştır. Bunun işaretleri görülmüştür. Buna da izin verilmeyecek. Bu da başka bir vesayetçi yapıdır. İmtihan sistemleri ile oynayarak yapılanırsanız HSYK seçimlerini neredeyse bir siyasi mücadele alanı haline getirirseniz bunun iyi niyetinden sivil toplum hareketi olduğundan bahsedemezsiniz. Meşruiyetin temeli millettir. Millet adına güç kullanmak arzusunda olanlar millete gidecekler destek alacaklar. Biz hiçkimsenin siyaset yapmasına karşı değiliz. Biz milleten aldığımız emaneti çiğnetmeyiz. Bu paralel yapılanmalara karşı mücadelemiz kesinlikle aynen bizim gibi iyi niyetimizle davranıp bu hayırlı işlerde katkıda bulunayım diyen Anadolu insanına karşı değildir. Bu yapı içindeki kriminalojik işlere karışmış olanlar binlerce insanı dinlemiş olanlar kendilerine iyi niyetle destek veren o hayırsever kitleye de ihanet ettiler. O kardeşlerime sesleniyorum. Siz de bu tabloda tutumunuzu ve tavrınızı net olarak koyun”
 
“ANINDA O İŞ YERİNİ KAPATIRIZ”
 
İşveren ve işçi sendikaları ile görüşmelerinde ne talep ediyorsanız devlet olarak bunların hepsini yapacağız, ifadesini kullandığını belirten Davutoğlu, iş kazaları ile ilgili doğrudan şikayet hattının kurulacağını söyleyerek “Yasal ne düzenleme istiyorsanız yeter ki iş kazaları üzerinden vatandaşlarımızın böylesine katliamvari cinayetvari olaylara şahit olmayalım. Şunu da söyledim. Bir denetim elemanının denetim için gittiği yerde işverenin çayını içmesi bile haramdır. Bana bilgiler geldi. Denetim elemanları işverenin arabalarıyla gidiyor, yemekler ikram ediliyor. Denetim elemanı gidecek ve orada objektif olarak bu denetimleri yapacak. İş kazaları ile ilgili büyük bir şura toplantısı hazırlıkları içindeyken Ermenek’teki maalesef vahim kazayı yaşadık. Onların o zor şartlarda yaşamalarından kaynaklanan iş sahibi olma ihtiyacını kendi rantı için kullanan işveren kesinlikle hesaba çekilecektir. Maden işçilerinin haklarını genişlettik. İşverenlerimize sesleniyorum. Bu kural geldiğinde maden işçilerini yerin 200-300 metre altında yemek yeme zorunluluğu getirme demek değildir. Buna kimsenin hakkı yok. Bu gayriinsanidir. Her türlü adli idari soruşturma yapılacak. Orada ailelerle kucaklaştığımızda bunları anlattıklarında niye şikayet etmediniz dedim. Niye bizi haberdar etmediniz böyle bir olayın varlığından? Yeni bir uygulama başlatmayı düşünüyoruz. İş kazaları ile ilgili herhangi bir iş yerinde bizim işçilere tanıdığımız hakların ihlal edildiği vaki olursa doğrudan şikayet edecekleri özel bir hat oluşturacağız. Doğrudan şikayet edecekler. Anında o iş yerini kapatırız. Nasıl yasal tedbir alırsak alalım bir zihniyet değişimine de ihtiyaç var. Vatandaşlarımızın kendi haklarını koruma bilincine ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X