Mustafa Özdal
Mustafa Özdal

Tek isteğimiz vefa görmek

Sıcak yataklarımızda rahat uyumamızı sağlayan, sokaklarda güvenle dolaşmamızı borçlu olduğumuz gazi ve şehit yakınlarının temsilcilerine, Topluma kırgın mısınız, diye sorduk. Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Bursa Şube Başkanı Metin Şenol, adete isyan etti: “23 yılda sadece bir kere otobüste yer verdiler bana. Bizler bu ülkenin yapı taşlarıyız. Tek isteğimiz sokağa çıktığımız zaman insanlar, madalyamızı gördüklerinde, ‘Bizler sizlerin sayesinde burdayız’ demeleridir.”

 

Mehmetçik Vakfı Bursa Temsilcisi İbrahim Güven de toplumun yozlaştığını söylüyor: “Otobüs şoförleri, gazilerimizi rencide ediyorlar. Maalesef toplum olarak yozlaşıyoruz. Çanakkale ve Sarıkamış neyse Güneydoğu’da olanlar da farklı değil. Güneydoğu’da da bir Çanakkale yaşanıyor. Çanakkale Savaşı’na duyarlıyız da neden Güneydoğu’daki olaylara duyarlı değiliz.

 

Pazar Söyleşisi’nde bu hafta söz, gazi ve şehitlerin temsilcilerinde. Bizler, güvenli bir şekilde, yaşamımızı sürdürken, onlar Güneydoğu’da bölücü terör örgütü militanlarına karşı, kahramanca savaştılar. Ya gazi ya da şehit oldular. Peki toplum olarak onların sorunlarıyla ilgileniyor muyuz? Devletten beklentileri nelerdir? Yakınları şehit ve gazi olmuş aileler hayatlarını sürdürecek ekonomik şartları sağlayabildiler mi? İşte tüm bu soruları Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Bursa Şube Başkanı Metin Şenol ile Mehmetçik Vakfı Bursa Temsilcisi İbrahim Güven’e sorduk.

 

DEVLET İLE GAZİ VE ŞEHİT YAKINLARI ARASINDA KÖPRÜYÜZ…”

 

Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Bursa Şubesi’nin faaliyetleri nelerdir?

Metin Şenol: Yasal boşluklardan kaynaklanan mağduriyetlerin giderilerek, gazi ve şehit ailelerinin moral motivasyonlarını sağlamak, onların kurum ve kuruluşlardaki işlerini görmek, cenazelerinde, hastalıklarında yardımcı olmak. En önemlisi, devlet ile gazi ve şehit aileleri arasında bir köprü oluşturmak temel amacımızdır.

 

Mehmetçik Vakfı’nın faaliyetleri nelerdir?

İbrahim Güven: Vakfın amacı, askerlik görevine başladıktan sonra, herhangi bir nedenle vefat etmiş veya sakat kalmış Mehmetçiklerimizin eşlerine, çocuklarına, ailelerine maddi ve manevi destek sağlamak. Sosyal desteklerimiz arasında, gazi ve şehit olmuş Mehmetçik çocuklarını kültür gezisiyle tanıştırmak da var. Gezilerimiz birinci sınıf olup, misafirlerimizi birinci sınıf otellerde konaklatıyoruz. Amacımız, aynı acıyı paylaşan çocuklarımızı bir araya getirmek. Diğer bir sosyal destek projemiz de, şehit ve gazi yakınlarını 10’ar günlük periyotlarla, Ayvalık’ta Ali Çetinkaya Rehabilitasyon Merkezi Tesisleri’nde konaklatmak. Masraflarını vakfımızın karşıladığı konaklamada, aileler bütünleşiyor. Ayrıca, aileleri ziyaret edip, acılarını paylaşıyoruz.

 

ŞEHİT VE GAZİ YAKINLARI YOKSUL AİLELERDİR…”

 

Son aylarda artan terör hakkında düşünceleriniz nelerdir?

İbrahim Güven: Bu ülkede, terör eylemlerine üzülmeyecek bir tek kişinin bile olacağını düşünmüyorum. Yüz yıllardan bugüne, zor günlerin üstesinden birlik ve beraberlikle geldik. Bugün de terör belasından aynı şekilde kurtulacağımıza inanıyorum.

 

Metin Şenol: Güneydoğu Anadolu’nun çeşitli kentlerinde görev yaptım. Siirt’in Şirvan ilçesinde bir silah kazasıyla gazi oldum. 21 gün yoğun bakımda kaldım ve vücudumun çeşitli yerlerinde kazanın izleri kaldı. 1993-1994’te çok büyük sıkıntılar yaşadım. 1993 yılından sonra bir Allah’ın kulu beni aramadı. GATA’dan çıktıktan sonra bana hiç kimse gelip, tedaviye ihtiyacın var mı diye sormadı. Bugüne kadar kendi başımın çaresine baktım. Ben başımın çaresine baktım ama bakamayan arkadaşlardan bazıları uyuşturucu kullanıyor, alkollü içki tüketiyor, ailelerine şiddet uyguluyorlar. Ben de 2010 yılına kadar hep isyan ettim. Taa ki Ali Çetinkaya Rehabilatasyon Merkezi’nde iki gözü kör olmuş bir gazimizle karşılaşıncaya kadar. Bu gazimiz, gözlerini kaybettikten sonra evlenmiş. Eşini görmemiş, çocuklarını görmemiş. Gazimizle tanıştıktan sonra, kendi kendime, “Metin haline şükret, hiç olmazsa gözlerin görüyor, elin ayağın tutuyor” dedim. 11 ay önce dernek başkanlığı görevine başladıktan sonra, arkadaşlarla hiçbir gazi ve şehit yakınımızın, mezhebine, etnik kökenine, görüşüne bakmaksızın yardım edeceğimize söz verdik. O günden bu yana, gazi ve şehit ailelerine elimizden geldiği kadar katkı yapmaya çalışıyoruz, ziyaret edip sorunlarını dinliyoruz. Şehit ve gazi ailelerinin çoğu garibanlardan oluşuyor ve bazıları okuma yazma bilmiyorlar. Sağ olsun Mehmetçik Vakfı’nın sayesinde maddi destekler de sağlıyoruz. Öte yandan terör olaylarını görünce, kabuk bağlamış yaralarımız yeniden kanıyor. Şehit annelerinin çoğu çocuklarının duvarda asılı fotoğraflarına bakıp, evden dışarı çıkamıyorlar.

Şartlar 1993’teki gibi değil, teknoloji ilerledi ve terörle daha etkin mücadele edebiliyoruz. Gaziler ve şehitler maalesef hep olacak ama önemli olan en az kayıp vermemiz.

 

GELİRLER ŞEFFAF BİR ŞEKİLDE MEHMETÇİK AİLELERİNE…”

 

Mehmetçik Vakfı’nın gelirleri nerelere harcanıyor?

Şehit ve gazi derneklerinin kamuoyunda tanınması gerekiyor. Türkiye Harp Malulu Gaziler, Şehit, Dul ve Yetimleri Derneği Bursa Şubesi’nin yerini bilmeyen Bursalılar var, işadamlarımız var. Vakfımız, devletten bir kuruş destek almıyor. Vakfın en büyük gelir kaynağı bağışçılardır. Bunun dışında, vakıf geçmiş yıllarda bazı gelirlerini yatırıma dönüştürmüş. Petrol istasyonlarımız, sigorta şirketimiz, İstanbul Güngören’de bir alışveriş merkezimiz, Bakırköy’de 120’nin üstünde dükkânın olduğu bir çarşımız var ve buralardan kira geliri elde ediyoruz. Geçen yıl bağışlardan 58 milyon lira gelir elde ettik. Gelirleri, Mehmetçik ailelerine aktarıyoruz. Bir kerelik ve sürekli olmak üzere iki türlü yardım yöntemiyle. Sürekli yardımlar, doktor raporlarının belirlediği derecelendirmeyle, bin 120 liradan bin 330 liraya kadar maaş yardımı şeklinde oluyor. Ayrıca, Mehmetçiklerin çocukları, üniversitede okuyorlarsa aylık 740 lira, lisedelerse 600 lira, okumuyorlarsa da 18 yaşına kadar 440 lira aylık yardım yapıyoruz. Bunların tümü geri ödemesiz yardımlar. 3 bin 500’ün üzerinde çocuk okutuyoruz. Vefat durumunda 46 bin lira nakit, maluliyet durumundaysa, yine derecesine göre 22 bin 500 liradan 46 bin liraya kadar bir seferlik yardımda bulunuyoruz. Bu yardımları açıklamayı çok önemsiyoruz. Bunların kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz. Biz bu konuda çok şeffaf bir kurumuz.

 

TOPLUMA KIRGINIZ…”

 

Gazilerin, gazi ve şehit yakınlarının sorunları nelerdir?

Metin Şenol: Yasalardan kaynaklanan bazı sıkıntılar var. Protez alımlarıyla ilgili sorunlarımız var. Şehit anne ve babalarının maaşları çok düşük. Bir şehit babasının ve annesinin maaşı 800 lira. Ancak şehit anne ve babası boşanırsa, bu maaş bin 600 lira oluyor. Yani ayrılma teşvik ediliyor. Maalesef daha fazla maaş almak için zorunlu olarak kâğıt üzerinde boşanan çiftler var. Gazilerimizin, yasalardan gelen hakları var. Mesela toplutaşıma araçlarından ücretsiz yararlanmak. Bursa’nın 3 merkez ilçesinde devletten aldığımız kartlar geçerli olmasına rağmen, diğer ilçelerde geçmiyor. İstanbul’da, İzmir’de geçmiyor ama Ankara’da geçiyor. Oysa 5436 Sayılı Kanun, kartlarımızın, demiryolları, deniz ulaşımı ve belediyelerin yetkili olduğu yerlerde geçerli olduğunu söylüyor. Bu sorunu hâlâ çözmüş değiliz.

 

Gazilerin, gazi ve şehit yakınlarının topluma bir kırgınlığı var mı?

Metin Şenol: ABD’ye giden bir komutanımız, bir markete girmiş ve duvarda, “Askeri personele tüm ürünler yüzde 50 indirimlidir” yazısını görmüş. “Ben Türk askeriyim, bana de geçerli mi indirim?” sorusu üzerine de, “Evet, tüm askerlere indirimimiz geçerlidir” yanıtını almış. ABD’de bunlar olurken, biz kendi ülkemize bakıyoruz ve hayal kırıklığına uğruyoruz. 23 yılda sadece bir kere otobüste yer verdiler bana. Kazada elim zarar gördüğü için, banka ve vergi dairesi görevlileri yanımda bir kişiyle gelmemi istediler. Benim sadece ellerim zarar gördüğü için bunları yaşadım. Peki iki elini, iki ayağını kaybedenler ne yapsınlar? Bizler bu ülkenin yapı taşlarıyız. Çanakkale’de, Dumlupınar’da nasıl şehit ve gazi olunduysa bizler de Güneydoğu’da gazi ve şehit olduk. Tek isteğimiz sokağa çıktığımız zaman insanlar, madalyamızı gördüklerinde, “Bizler sizlerin sayesinde burdayız” demeleridir. Ama maalesef toplumda bu duyarlılığı göremiyoruz. Ayrıca biz gaziler, şoförler tarafından bedavacı muamelesi gördüğümüz için rencide oluyoruz. Hem devlet kurumları tarafından hem de toplum tarafından duyarsızlık var bize karşı. Bunlar da bizi üzüyor.

 

İbrahim Güven: Bu çok önemli bir konu. Biz de üzücü hadiselerle karşılaşıyoruz. Otobüs şoförleri, gazilerimizi rencide ediyorlar. Maalesef toplum olarak yozlaşıyoruz. Çanakkale ve Sarıkamış neyse Güneydoğu’da olanlar da farklı değil. Güneydoğu’da da bir Çanakkale yaşanıyor. Çanakkale Savaşı’na duyarlıyız da neden Güneydoğu’daki olaylara duyarlı değiliz. Gazilere, gazi ve şehit yakınlarına Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan verilen kartlar o kadar açık ki. Ve ayrıca bu gazilere bir lütuf değil, devletin tanıdığı bir haktır. Burada belediye başkanlarının bir suçu yok ama insanlarımızın duyarsızlığından kaynaklanıyor bu tür hadiseler.

 

HER KESİMDEN DESTEK BEKLİYORUZ…”

 

Son olarak topluma bir mesajınız var mı?

İbrahim Güven: Her kesimden insan vakfa destek olsun istiyoruz. Sadece 70-80 yaşındaki duyarlı anne ve babalarımıza kalmasın bu iş. Bağışların yanında, bizleri çok umutlandıran şeyler de oluyor. Fatih Erkoç Korosu, Mehmetçik Vakfı yararına konser düzenledi, Turhan Tayan Anadolu Lisesi öğrencileri şiir dinletisi yaptı yine vakıf yararına. Sönmez İlköğretim Okulu’nun minik öğrencileri harçlıklarını getirip, vakfımıza bağışladı. İşte biz bu duyarlılığı tüm kesimlerden bekliyoruz. 18 Mart Şehitleri Anma kapsamında Mehmetçik Vakfı Hatıra Ormanı oluşturduk. Her Mehmetçik adına dikilen fidanlarla Göynüklü’de yanan orman yeniden hayat bulacak. İnşallah diğer illerde de Mehmetçik Hatıra Ormanları oluşturacağız.

 

​Metin Şenol: Bizler görevimizi yaptık, anne ve babalar da çok ağır bedeller ödediler. Ama asla öfkeye, nefrete kapılmadan, aklıselim davranmalıyız. Şehitlerimize, Allah’tan rahmet diliyorum. Nefesimiz yettiği kadar şehit ve gazi ailelerine yardımcı olmaya çalışacağız.

 

Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği’nin tarihçesi:

Birinci Dünya Savaşı sonunda savaş bölgelerinde (Çanakkale ve diğer cephelerden) İstanbul’a gelip ihtiyaçlarını karşılayamayan ve memleketlerine gidemeyen yaralı harp malullerinin, memleketlerine gönderilmelerinin sağlanması, eksik uzuvlarının yerine protezlerinin taktırılması (tahtadan yapılma uzuvların) giydirilmeleri ve harçlıklarının sağlanması amacıyla 26 Ağustos 1915 tarihinde Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın talimatıyla İstanbul Merkez Kumandanı Miralay Cevdet Bey ve 11 arkadaşı tarafından kurulmuştur. Başlangıçta heyet olarak kurulan dernek, 1929 yılında tasfiyesinden sonra 1931’de Ordu Malulleri Cemiyeti, 1940’ta Ordu Malulleri Birliği, 1945’te Malul Gaziler Birliği, 1959’da Harp Malulü Gaziler Cemiyeti, 1961’de Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği adıyla faaliyet göstermiş. Zaman içerisinde derneğin dışında birçok Malul Gazi ve Şehit Dul ve Yetimleri Dernekleri kurulmuş ve dernek enflasyonu ortaya çıkmış. Aynı amaç uğruna faaliyet gösteren bu derneklerin 18 Haziran 1983 gün ve 18081 Sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2847 Sayılı Kanun’la Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği adı altında birleşmeleri hüküm altına alınmış. Böylelikle dernek, 2847 Sayılı Kanun’la kurulu asker kökenli bir dernek olarak 1984 yılından bu tarihe kadar çalışmalarını sürdürmektedir.

 

 

MEHMETÇİK VAKFI’NIN TARİHÇESİ

 

Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı, ülkenin ve milletin güvenliği için canlarını hiçe sayarak görev yapan erbaş ve erlerden şehit olan veya herhangi bir nedenle hayatını kaybedenlerin bakmakla yükümlü oldukları yakınları ile gazi ve engelli Mehmetçiklere sosyal ve ekonomik destek sağlamak amacıyla 17 Mayıs 1982 tarihinde kurulmuş. Mehmetçik Vakfı’nın kurulmasını zamanın Gnkur. Per. D. Bşk. Korg. Fuat Avcı önermiş.  Vakıf, Org. Kenan Evren, Org. Nurettin Ersin, Org. Tahsin Şahinkaya, Ora. Nejat Tümer ve Org. Sedat Celasun’un aralarında topladıkları biner lirayla kurulmuş. Vakıf, Genel Müdürlüğü faaliyetlerini, 4 Kasım 1982 tarihinden, 13 Ekim 1983 tarihine kadar ATASE Başkanlığı bünyesinde, 14 Ekim 1983 tarihinden, 1 Aralık 1996 tarihine kadar Mithatpaşa Cad. 61/11 No’lu binada gerçekleştirmiş. 2 Aralık 1996 tarihinde Nasuh Akar Mah. 1400. Sok. 28 No’lu binaya taşınan vakıf, faaliyetlerini halen bu adreste sürdürmektedir.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X