Engin Özpınar
Engin Özpınar

Türkiye-ABD ilişkileri: Tamam mı, devam mı?

Önce Türkiye mi, önce Amerika mı, yoksa belli başlı sorunlar üzerinde birlik beraberlik mi?

Dananın kuyruğu bugün yarın kopacak herhalde…

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, “Türkiye’yle aynı yönde çalışmaya devam etmenin bir yolunu bulmalıyız” diyorsa da, gelişmeler aksi istikameti gösteriyor.

*

Tabii, belli de olmaz. Washington sürprizleri sever.

Örneğin Tillerson, Ürdün ziyaretinde İran’ın Suriye’den çekilmesini isterken, diğer yandan da Hizbullah’ın Lübnan’daki siyasi sürecin bir parçası olduğunu kabul ettiklerini açıkladı.

Olasıdır ki, bu konuda Tel Aviv’in de bilgisi vardır.

Bu, hiç beklenmedik, büyük bir sürpriz.

Hem ABD hem İsrail, yıllardan bu yana Hizbullah’ı İran’la aynı kefeye koyuyorlar. Nedeni, Hizbullah’ı silahlandıranın İran olması.

Anımsayanlar vardır, son Lübnan savaşında İsrail ordusunu durduran Hizbullah’ın direnci olmuştu.

*

Bugün de Suriye’de IŞİD ve El Kaide uzantılarını temizleyenlerin arasında Hizbullah öne çıkıyor.

İsrail onun için öfkeli olabilir.

Çünkü sonuçta Hizbullah’ın denklemin içinde yer alması Suriye’deki İran’ı rahatlatır. Ve tabii Şam yönetimi de bu işten kârlı çıkar.

Ortadoğu’da, İran karşıtlığının yanına Hizbullah’ın kabulünü getirmek, kabul etmek ve kabul ettirmek, sıradan ülkelerin harcı olamaz, ABD’ye özgü politikayı gerektirir.

*

Dönelim Tillerson’ın Türkiye ziyaretine… ABD Dışişleri Bakanı bir büyük sürpriz de Ankara’da açıklar mı?

Örneğin Tillerson, YPG/PKK’ya ayrılan finansal kaynağı ve de silah desteğini kesiyoruz, der mi? Ya da Münbiç’ten çekileceklerini söyler mi?

Ne var ki, iki ülke arasında gerilim yaratan sorunlar bunlarla bitmiyor.

Amerika’nın Sesi’nde “Tillerson’ı Ankara’da zorlu bir görüşme trafiği bekliyor” başlıklı haberde, “15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşananlar, Amerikan vatandaşlarının ve konsolosluk çalışanlarının gözaltına alınması ve Sarraf davası” gibi konuların da masada olacağı belirtiliyor.

Olumsuzluklar, umutsuzluk yaratıyor.

Ve her iki taraf onlarca yıla dayanan ikili ilişkinin “bir kırılma noktasına” gelip dayandığını hissediyor.

*

Tillerson’ın Türkiye’de yapacağı görüşmeyi yakından izleyecek olan ülkelerin başında Rusya’nın geldiğini söylemeye gerek yok.

Amerikalı Bakan’ın çantasında sürpriz olmaması düşünülemez.

Türkiye de, eğer istekleri karşılanıyorsa, anlayış gösterecektir elbette.

Belli olmaz, “kırılma noktası” derken, ikili ilişkilerde yeni sayfalar da açılabilir.

*

Rusya’nın, böyle bir durumla karşı karşıya kaldığında Türkiye’yi kırmadan ne diyeceği, nasıl tavır alacağı da Kremlin’de önceden belirlenmiştir.

Çünkü dış politika, duygusallığı kaldırmaz. Her durumda soğukkanlılığı gerektirir.

Bunu da Devlet Başkanı Vladimir Putin’le Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov çok iyi biliyorlar ve uyguluyorlar.

*

Tabii ki, Türkiye-ABD ilişkilerinin kırılması halinde, bu durumdan en çok Moskova’nın mutlu olacağı da bir gerçek…

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X