Türkiye yatırımcıların ilgisini çekecek

Türkiye varlıklarının 2019’da yatırımcıların ilgisini çekebileceğini kaydeden DenizBank Genel Müdürü Ateş, özellikle gerilemesi beklenen enflasyonun uzun vadeli Türk tahvillerinde avantaj yaratabileceğini vurguladı.

Türkiye yatırımcıların ilgisini çekecek

DenizBank Genel Müdürü Hakan Ateş, cazip fiyatlamaları ile Türkiye varlıklarının 2019’da yatırımcıların ilgisini çekebilecek önemli bir potansiyele sahip olduğunu söyledi.

Hakan Ateş, bankacılık sektörü ve Türkiye ekonomisi açısından 2018 yılı gelişmelerini değerlendirirken, 2019’dan beklentilerini paylaştı. Bankacılık sektörünün öz sermaye getirisinin yüzde 14’ün üzerinde olduğunu belirten Ateş, şunları kaydetti: ‘’Sektörün sorunlu kredi oranı 2017 sonuna (yüzde 3) kıyasla bir miktar artış göstermekle birlikte makul seviyelerde. Bankaların yeniden yapılandırmalarla müşterilerine yardımcı olması aktif kalitesinin bozulmasını engelliyor. Diğer taraftan, 2018’de finansal koşullardaki sıkılaşma sebebiyle kredi büyümesi yavaşladı, kurdan arındırılmış olarak bakıldığında kredi büyümesi yüzde 4,1. Ayrıca, mevduat tarafında da rekabet sürüyor. Yılbaşından itibaren TL mevduatlar yüzde 8,4 artarken, yabancı para (FX) mevduatlar yüzde 6,7 azaldı. Kurdan arındırılmış olarak bakıldığında, sektörün toplam mevduat büyümesi yüzde 1,5’le, kredi büyümesinin altında. 2019’da hem fonlama tarafındaki sıkışma hem de faiz oranlarındaki artışın kredi büyümesi üzerinde baskı yaratmaya devam etmesini, kredi büyümesinin yüzde 12 seviyesinde olmasını bekliyoruz.”

FONLAMA % 20 İLE SINIRLI

Ateş, jeopolitik belirsizlikler, ticaret savaşları ve gelişmiş ülkelerdeki parasal sıkılaşma göz önüne alındığında, fonlamaya erişim ve fonlamanın maliyetinin en önemli sorunlardan biri olmaya devam edeceğinin altını çizdi. Türkiye’de yurt dışından toptan fonlama payının yüzde 20 ile sınırlı olduğunu anlatan Ateş, bankaların daha yüksek karlılıkla daha fazla büyüyebilmesi için likiditelerini en etkin şekilde yönetmeleri gerektiğini vurguladı. Ateş, yakın zamanda sektörde ilk adımları atılan kredi portföylerinin menkul kıymetleştirilmesinin bu çerçevede büyük önem taşıdığına dikkati çekti.

RİSK İŞTAHI DENGELENECEK

2019’un büyüme beklentilerinin sınırlı kalan bir dönem olacağını ifade eden Ateş, sektörün bu dönemde risk iştahını dengeleyeceğini dile getirdi. Beklentilerin, kredi büyümelerinin sınırlı olacağı ve sermaye yeterlilik oranlarında önemli bir değişiklik yaşanmayacağı şeklinde oluşması gerektiğini vurgulayan Ateş, ‘’Kredi riski yönetimi açısından da daha sıkı tahsis kurallarının işletileceği, yakın takip portföylerinin daha dikkatli izlenerek alınacak ilave aksiyon planları ile NPL gelişiminin kontrolünün hedefleneceği bir yıl olacaktır” dedi.

FED FAİZ ARTIRIMINI YAVAŞLATACAK

Ateş, 2018’de küresel ekonominin güçlü seyrini koruduğunu hatırlatarak, gelecek yıl da küresel büyümenin artan aşağı yönlü risklerle beraber daha az dengeli ancak 2018’e yakın seviyelerde kalmasının beklenebileceğini söyledi. Hakan Ateş, şöyle devam etti: ‘’Finansal piyasalardaki yüksek oynaklık, küresel büyümede yavaşlama endişeleri ve ticaret savaşlarının yarattığı belirsizliklerin de etkisiyle, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımlarını 2019’da yavaşlatacağını öngörüyoruz. Euro Bölgesi’nde ise ekonomik büyümedeki kırılganlığa paralel, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) parasal sıkılaşmada ihtiyatlı davranması ve 2019 sonundan önce faiz artırımına gitmemesi beklenebilir. Bu yıl gelişmekte olan ülkelere sermaye girişleri ise 2017’ye kıyasla bir miktar ivme kaybetti. Önümüzdeki dönemde de Fed kademeli parasal sıkılaşmayı sürdürürken, ECB ve Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) parasal normalleşmeyi zamana yayması ile gelişmekte olan ülkelere sermaye girişlerinin devam etmesi, ancak küresel kriz sonrası dönemin altında kalması beklenebilir.”

ENFLASYON HIZLA GERİLEYECEK

Türkiye ekonomisinin yılın ilk yarısında güçlü büyüme performansını sürdürdüğüne işaret eden Ateş, ikinci yarıda ise finansal piyasalardaki yüksek oynaklık ve bunun getirdiği fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın enflasyon ve piyasa faizlerinin artmasını, finansman koşullarının sıkılaşmasını beraberinde getirdiğini belirtti. Bunun sonucunda büyümede belirgin bir yavaşlama görüldüğüne dikkati çeken Ateş, ‘’Yılın son çeyreğinde negatife döndüğünü tahmin ettiğimiz büyümenin, 2019’un ilk yarısında da zayıf seyretmesini ancak 2019’un ikinci yarısından itibaren finansman koşullarındaki rahatlamayla toparlanmasını, yıl genelinde büyümenin yüzde 2 civarında tarihsel ortalamaların altında gerçekleşmesini bekliyoruz. Maliyet yönlü baskıların da hafiflemesiyle 2019’un ikinci yarısından itibaren enflasyonda hızlı bir gerileme göreceğimize inanıyorum. Kurdaki stabilizasyon devam ettiği takdirde, 2019’da enflasyon yüzde 16 seviyesinde gerçekleşebilir. Ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın belirginleşmesiyle cari açık 2019’da GSYH’nin yüzde 3-4’ü aralığında sürdürülebilir seviyelere gerileyecektir” diye konuştu.

ÖNEMLİ BİR POTANSİYELE SAHİP

Gelecek yıl için bireysel yatırımcılara tavsiyelerde de bulunan Hakan Ateş, şunları kaydetti: ‘’Cazip fiyatlamaları ile Türkiye varlıkları 2019’da yatırımcıların ilgisini çekebilecek önemli bir potansiyele sahip. Özellikle yılın ikinci yarısıyla birlikte baz etkisinin de yardımı ile gerilemesi beklenen enflasyonun uzun vadeli Türk tahvillerinde avantaj yaratabileceğini düşünüyoruz. Emsallerine kıyasla yüzde 40 iskontolu işlem gören Türk hisse senetlerine seçici olarak yer verilebilir. Risk algısını düşük tutmak isteyen yatırımcılar ise mevcut uygun mevduat faizi oranları ile uzun vadeli düşünerek tasarruflarını değerlendirebilirler. Yabancı para cinsinden varlıklarını değerlendirmeyi düşünenler ise Türk Eurobond’larına yatırım yapan yatırım fonlarımıza portföylerinde yer verebilirler. Yatırım fonlarında, sukuktan sabit getirili menkul kıymetlere, dövizden hisse senedine, emtiadan serbest fonlara ve hatta kişiye özel fon kurulumuna kadar çok geniş yelpazede her müşteri profiline uygun seçeneklere sahibiz. Profesyonellerce yönetilen yatırım fonlarının portföyleri çeşitlendirebilmek için iyi bir alternatif olacağı görüşündeyiz.”

DESTEĞİMİZİ DEVAM ETTİRECEĞİZ

DenizBank’ın 2018’de bireysel bankacılık olarak müşteri tabanını genişlettiğini dile getiren Ateş, gelecek yıl da bu yönde çalışmaya devam edeceklerini bildirdi. Niş sektör olarak adlandırdıkları sağlık, spor kulüpleri, belediyeler, denizcilik, turizm, enerji, altyapı gibi bazı sektörlere öncellik vermenin her zaman strateji ve misyonları olduğun ifade eden Ateş, ‘’Bu alanda desteğimizi devam ettireceğiz. Ülkemize döviz girdisi sağlayacak ve iç pazarda faaliyetlerinin artmasını sağlayacak şekilde ihracat, turizm, imalat faaliyeti gösteren KOBİ’lerimize azami büyümeyi sağlamaları için destek sunacağız” dedi.

HABERİ PAYLAŞ
ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X