Feridun Eyüpoğlu
Feridun Eyüpoğlu

Türkiye’nin robotlarla imtihanı

Modern dünyanın ana üretim alanı endüstri.

Endüstriyi başka boyutlara taşıyan süreçse bilişimin sunduğu katkı.

Sonuçta 21. yüzyılla birlikte sanayide üretimin şekli, boyutu, verimliliği ve maliyeti radikal bir değişim sürecine girmiş durumda!

Kısacası Endüstri 4.0’ı olanaklı hale getiren robotların yapay zeka eşliğindeki yükselişi

Hem ekonomik hem de sosyal hayatımızı kökten değiştirmeye aday.

Eğer Türkiye bu değişim sürecine ayak uydurmakta gecikirse yıkıcı rekabetin altında kalabilir!

Çünkü…

 Robotik dünyadaki verilere baktığımızda “atı alanın Üsküdar’ı geçmek üzere olduğunu” görüyoruz.

Uluslararası Robotik Federasyonu’nun (IFR) 2016 verilerini içeren 2017 raporunda endüstriyel robot dünyasındaki hızlı adımlar dikkat çekiyor.

Dünyadaki toplam endüstriyel robot sayısı 1,8 milyon adede ulaşmış durumda.

Robot dünyasının 40 milyar dolarlık bir hacme ulaştığı tahmin ediliyor!

Yıllık robot pazarı cirosuysa 2016’da yüzde 18 artışla 13 milyar doları aşan bir büyüklüğe çıktı.

Kısacası devasa bir robot ekonomisi oluşurken robotların üretime katkıları giderek daha büyük boyutlara ulaşmakta.

 Robotların en büyük müşterisi Asya ve Avustralya bölgesi olarak karşımıza çıkıyor!

2016’da bu bölge 30 binlik artışla 191 bin adetlik robot alımına sahne olmuş.

Avrupa 6 bin adetlik artışla 56 bine ulaşan yıllık satış rakamına imza atmış.

Amerika kıtası ise sadece 3 bin adetlik artışla 41 binlik satışın gerçekleştiği bölge durumunda görünüyor.

Neticede robot satışları bir yılda dünya genelinde yüzde 16’lık artışla 294 bin 312 adede ulaşmış 2016’da.

Sektörel bazda en hızlı artış yüzde 41’le elektrik elektronik endüstrisi olarak karşımıza çıkmakta.

Ancak en çok robot istihdam edense yüzde 35’lik payla hala otomotiv sektörü!

Bu hızlı gelişim sürecinin sadece 5 ülke tarafından yönetilmesi ise Türkiye’nin riskini ortaya koymakta.

Çin, Güney Kore, Japonya, ABD ve Almanya toplam robot satışlarının yüzde 74 temsil ediyor.

Dünyanın en büyük robot pazarına hakim olan Çin, 87 bin endüstriyel robot satışı ile yüzde 27’lik artışa imza atmış 2016’da.

Ve neredeyse Avrupa ve Amerika’nın 97 bin 300 adetlik yıllık toplam pazarına yaklaşmış bir görüntü sergiliyor.

Güney Kore’nin 41 bin 400 adetlik robot satışı ile 2. sırada yer alması da dikkat çekici.

 

Yoğunlukta alınacak çok yol var

 

Neticede Asya’nın sadece ucuz işgücü pazarı olmadığı yepyeni üretim süreçlerinin merkezi olabileceğinin görüntüsü var bu rakamlarda!

Diğer yandan üretimlerini ucuz işgücü bölgelerine taşımış olan Amerikalı ve Avrupalı firmalar da ucuzlayan robot gücüyle tekrar memleketlerine dönmeye başladı.

Türkiye’nin durumuna baktığımızda ise yaklaşık 2 bin 200 adet endüstriyel robotun 2016’da devreye girmesiyle 10 bin 100 seviyelerini bulan bir robot stokuyla karşılaşıyoruz.

Yani robot liginde ilk 20 arasına girmek üzereyiz.

Ancak çalışan kişi başına robot kullanımı yani “üretimde yoğunluk” açısından Türkiye epey gerilerde!

Dünyada 10 bin işçiye ortalama 74 üretim robotu düşerken Türkiye’deki oran 21 seviyesinde.

Lider konumdaki Güney Kore’de ise 10 bin işçi başına 631 robot düşüyor.

Kısacası küresel etkileri de dikkate aldığımızda pek çok mesleği devre dışı bırakabilecek bu süreç; ücret artışlarının sınırlanması gibi bir risk de taşıyor.

Neticede bir yandan ihracatçımızın rekabet gücünü olumsuz etkileyebilecek unsurlara karşı tedbir ihtiyacı artarken…

Diğer yandan iş gücümüzü olumsuz etkileyecek trendlere de hazırlıklı olmakta fayda var!

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X