Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

Vladimir Putin’in dış politika parametreleri

Vladimir Putin’in dış politikasını niteleyen parametreler sayı olarak az ama çok belirleyicidirler. Putin 47 yaşında iktidara geldiğinde, uluslararası ilişkilerden Doğu Almanya’da KGB ajanlığı deneyimi ve Saint-Petesburg’daki yerel görevi ölçüsünde anlıyordu. Putin 2012’de üçüncü döneme başlarken 59 yaşındaydı ve devletin en tepesinde on beş senelik bir deneyime sahip olmuştu. O, bir stratejist değil. Ne bütünlüklü bir planı ne de dünyaya entegre olmuş bir vizyonu var. Buna karşılık korkunç bir taktik uzmanı ve düşmanlarının kusurlarını beslemeyi ve kullanmayı çok iyi biliyor. İçeride olduğu gibi, dış politikası da sezgisel ve fırsatçı: Dış politikası, büyük bir projenin sabırlı ve titiz bir şekilde gerçekleşmesinden ziyade, birbirini izleyen “iyi hamlelere” dayanıyor.( Putin ne istiyor? Jean- Robert Jouanny. Timaş Yay.)
 

Putin’in ülke dışı girişimlerinde dört değişmez tespit edilebilir. Kremlin’e 2012’de dönüşünden beri bunların tezahürü özellikle belirgindir. Birinci değişmez, Rusya başkanı için dünya, medeniyetlerin çatışması şokuna maruz kalması. İkinci değişmez, Rusya bu çatışmada modernliğe doğru kendi yolunu öne sürmelidir. Üçüncü değişmez, bu durumda, uluslararası ilişkilerin, esasen tek bir gücün üstün geldiği doğal hale benzerliği. Dördüncü değişmez, savunmasını organize etmek için ülke daima alarm halinde olmalıdır.
 

1993 yılında, Amerikalı akademisyen Samuel Huntigton tarafından kavramlaştırılan medeniyetler çatışması kavramı, Rusya’da her yerde olduğundan fazla bir etki yarattı. Moskova’dan bakınca bu kavram birçok açıdan ilginçti. 1990’ları başında Amerikalı Francis Fukuyama’ya göre, Sovyetler Birliği’nin dağılması “soğuk savaş”ın sonunu getirecekti. Medeniyetler çatışması öncelikle bu iddiayı reddetmeyi sağlıyordu. Sosyalist ve Batılı bloklar arasında çatışmanın devamında yer alan “medeniyetler çatışması”, Rusya’ya dünyanın kontrolü için olan savaşta yeniden doğma fırsatı sunuyordu. Kavram ayrıca Rusya’ya, coğrafi benzersizliğini ve toprakları üzerinde yüz seksene yakın etno-linguisitk grup sebebiyle ülkeyi bir uçtan diğer uca kat eden- kimi zaman Asyalı ve Avrupalı- kimlik ikilemlerini aşma imkanı veriyor. “Rus Medeniyeti” federatif bir projenin arkasında toplanmayı ve bir araya gelmeyi sağlıyor. Neticede kavram Rus modernite politikasının özel niteliğini meşrulaştırmaya yarıyor.

Putin’e göre tam bu nedenle, azimli ve muhafazakar Rus yolu, Batı’yı reddedilecek karşı örnek olarak kullanır ve Moskova’yı Batılı paternalizmi reddeden devletlerle yakınlık kurmaya yönlendirir. Putin için Batı gerçekten düşüştedir ve “dış politika anlayışı” bunu dikkate alır. Politika belgesi; “Tarihi Batı hâkimiyetinin imkânları ekonomide ve küresel siyasette azalmaya devam etmektedir” diye açıklar.  

 

Cavit Çağlar’ın ülkeye hizmeti

 

Fetö’cüler tarafından Suriye’de düşürülen Rus savaş uçağından sonra Rusya- Türkiye ilişkileri koptu. Bu durum her iki ülkenin  iç ve dış politikalarında ciddi zaaf demekti. Suriye’deki iç savaş, Küresel güçlerin o bölgeyi yeniden yapılandırmak üzere faaliyetleri Türkiye ve Rusya’yı onarılması çok güç bir durumla karşı karşıya bırakırdı. Rusya ve Türkiye bunun farkındaydı. Böyle hassas bir anda Devlet eski Bakanı Cavit Çağlar, devreye girerek/ sokularak Rus-Türk ilişkilerinin yeniden kurulmasında rol aldı. Çağlar bu hizmetinin karşılığında geçtiğimiz hafta Kremlin Sarayı’nda yapılan törende Putin’in elinden Rus Devlet Nişanı aldı. Cavit Çağlar’a teşekkür ediyor, kutluyoruz.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X