Dr. Mete Ekşioğlu
Dr. Mete Ekşioğlu

Vurun kahpeye

Halide Edip Adıvar’ın ünlü romanıdır. Aliye öğretmenin vatanımızın yunan işgali (bir nevi haçlı işgali de diyenler var) esnasında pek çok erkekten daha cesurca verdiği mücadeleyi anlatır. Bu romanın bir diğer özelliği de dış düşmanlar ile mücadele edilirken içeride de hainlerin olabileceğini anlatmasıdır. Kadının kıymetini, ama buna karşılık ona yapılan haksızlıkları çok duygusal bir şekilde anlatan bu romanı okumanızı öneririm. Milletimizin bağrından çıkmış nice kadın kahramanlarımız var ve mekânları cennet olsun diyerek yazıma başlıyorum.

Hekim olmam bazı konulara duyarsız olmamı gerektirmiyor. Son zamanlarda giderek artan anaokulundaki çocuklara tacizler, çocuklara cinsel açıdan yaklaşan hasta ruhlu insanlar, kadınlara yapılan saldırılar duyarlı toplum kesimlerinde ciddi rahatsızlık yaratmakta. Neyse ki ciddi yasal adımlar atılmaya başlandı ve caydırıcılık yönünde birtakım etkileri de olacak elbette. Ancak olayın temeline inmediğiniz zaman bu işi kökünden kurutamazsınız. Evi sabah temizlediniz ama akşam gelen misafirleriniz kabak çekirdeklerini yere attı, kirli, çamurlu ayakkabıları ile toprak parçalarını halıların her tarafına bulaştırdıysa o eve kabuklu kabak çekirdeğini ve kirli ayakkabılı insanları sokmayacaksınız. Bakın temizlik nasıl kalıcı oluyor o zaman.

Kas güç demektir. Kadın kas açısından daha fakirdir. Yaradanımız erkeklere daha fazla kas vermiş. Doğal olarak fiziki açıdan güçlü olan o. Güçlü zayıfı ezdiği an ortada adalet kalmamıştır. Yüce Mevlam ‘’Hislerinize uyup adaletten ayrılmayın’’ diyor. İlk kaslarını anneden emdiği süt ile oluşturan erkeğin bunları kadına, başka bir canlı doğurup emzirebilecek şekilde donatılmış bir kadına kullanması  yaradılışa ihanettir. Kadınları tabii ki dövme hakkınız var. Ya kalbi durduğunda hayata döndürmek için kalp üstüne yumruk atarsınız ya da kick box turnuvalarında karşılarına çıkarsınız. Aksi halde her zaman minderde mağlup olursunuz.

GIDA TESTİ

Burada bahsedeceğim test hangi gıdalara alerjinizin olduğunu bulmak için yapılan test değil. Bir yiyeceğin gıda olup olmadığını bilimsel olarak şu 4 madde ile anlarsınız. 1- Psikolajik yapınıza olumlu katkıda bulunmalı 2-Hormonal sisteminize destek olmalı 3-Mide, bağırsak ve karaciğerinizle dost olmalı 4-Kanser hücreleri ve mikroplar ile mücadele edebilecek parçacıkları içermeli.

Yapılan araştırmalar günde 1 şişe asitli, şekerli içeceklerin 1 yılda 12 kilo aldırabildiğini gösteriyor. Oysa bunun yerine 1 şişe su içtiğinizde o kadar kilodan kurtuluyor, katkılı ve boyalı şeyleri almamış oluyor, organlarınızın ihtiyacını karşılamış oluyorsunuz. Yukarıdaki gıda tanımını okuduktan sonra pastaları, asitli içecekleri, kızartmaları, trans yağ içeren maddeleri bir düşünün. Gıda tanım olarak psikolojik yapımıza faydalı olacaktı. Depresyon artı mı azaldı mı? Bir diğer tanım hormonal sisteminize uyumlu olmalı idi. Pek çok kadın Hashimoto hastası, pek çok kişi artmış insülin ile dolaşıyor. Gıdalar mide, karaciğer ve bağırsak dostu olmalı değil mi? 12 yaşındaki çocukların bile karaciğerleri yağlı, mide koruyucu denilen ilaçlar yok satıyor. Ve de kanser ve mikroplar ile savaşmalı değil mi? Gripten kırılıyoruz ve kanserler diz boyu.

Koca Neşet Ertaş Nur içinde yat. Ne derdin ey büyük ozan: Kendim ettim kendim buldum, Gül gibi sarardım soldum. Eyvahhhh.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X