Engin Özpınar
Engin Özpınar

ABD-Suudi Arabistan ilişkisi, Trump ve aşağılanma

ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Kralı Selman’a yönelik şu sözleriyle tüm Arap dünyasını aşağılıyordu aslında: “Bak Kral, seni biz koruyoruz. Biz olmasak iki haftaya varmaz o koltukta oturamazsın. Herhangi bir saldırıda uçağını bile uçuramazsın. Bize para ödemek zorundasın.”

Riyad’ın anında yanıtı yapıştırması gerekirdi, beklenen oydu. Ancak öyle olmadı. Kral duymazlıktan geldi. Sandı ki, Trump’ın sözlerini kimse ciddiye almayacaktı. Yanıldı tabii. Tüm Arap dünyasında, Trump’ın söyledikleri karşısında sessiz kalmak onursuzluk olarak yorumlandı.

*

Bunun üzerine Kral Selman kendisinin değil ama Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın Trump’ı yanıtlamasına karar verdi.

Ancak bir pürüz vardı. Trump’ın söyledikleri yanlış değildi. Suudi yönetimi ABD’ye yüzde yüz bağımlıydı. Öyle ki, adım atarken bile Washington’a soruyorlardı.

Ve bu bir zorunluluktu. Beyaz Saray’a sormadan hiçbir şey yapamazlardı.

Onun için Prens Selman önce tarihe sarılarak Suudi Arabistan’ın ABD’den daha eski, daha köklü bir ülke olduğunu anlattı: Sözde Suudi Arabistan 1744’ten bu yana varlığını sürdüren bir ülkeydi. Amerika’ysa bundan 30 yıl sonra ortaya çıkmıştı.

Prens Selman daha sonra ABD’den bedava bir şey almadıklarını, örneğin tüm silahların parasını ödediklerini, bu yüzden de ülkenin güvenliği karşılığında ödeyecekleri bir bedel bulunmadığını söyledi.

*

Bu kadar yanıt yeter miydi? Yetmeliydi. Ama bu yanıtı tatlıya bağlamak çıkarlar açısından çok iyi olurdu.

Onun için de Prens, finali şu sözlerle tamamladı: “ABD Başkanı’yla çalışmayı seviyorum. Herhangi bir dost iyi ya da kötü şeyler söyleyebilir. İki ülke arasındaki ilişkiler yüzde 99 iyi ilerlerken, yüzde 1 kötü sorun gündeme gelmiş olabilir.”

*

Ne yazık ki, Suudi Arabistan halkı bağımsızlıktan yoksun bir ulus, onurlarının ayaklar altına alındığını fark etseler bile ses çıkaramıyorlar.

 

Suriye’de ekonomi canlanıyor, inşaat şirketleri öne çıkıyor

 

Gün geçmiyor ki, Suriye’den yeni bir fuar haberi gelmesin.

Giyim kuşamdı, gıdaydı, ev aletleriydi, beyaz eşyaydı, cam ürünleriydi… Akla gelen tüm sektörler birer birer Şam’da düzenlenen fuarlarda boy gösteriyorlar artık.

Şirket katılımları ve başkentte bayilik açma talepleri de beklenenin üzerinde gerçekleşiyor.

En son düzenlenen fuar, Suriye’nin yeniden yapılandırılması üzerine çalışmak isteyen inşaat sektöründeki şirketleri kapsamış.

Suriye’nin haber ajansı SANA’ya göre “İnşa Et” adıyla açılan fuara 29 ülkeden 270 firma katılmış. Öne çıkan ülkelerse şöyle sıralanmış:

Fransa, İtalya, Rusya, Çin, Brezilya, Danimarka, Sırbistan, Ürdün, Lübnan, Belarus, İran, Makedonya, Yunanistan, İspanya, Almanya, Irak, Hindistan, Romanya ve Belçika.

Suriye, büyük ölçüde yıkılmış bir ülke. Kentlerin ve köylerin yeniden ayağa kaldırılması gerekiyor. Bunun için de özellikle inşaat şirketleri iç savaşın tümüyle sona ermesini bekliyor.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X