Engin Özpınar
Engin Özpınar

ABD ve AB müdahale için bahane arıyor

ABD ve Avrupa’daki solcu entelektüeller Venezuela’ya yönelik saldırıları yakından izliyorlar. Batılılar ne yapıyorlar, neyin peşindeler ve nereye varmak istiyorlar, tüm bu soruların yanıtlarını araştırarak dünya kamuoyunu bilgilendiriyorlar.

Örneğin Guaido’nun 22 Şubat’ta ülkeden ayrıldıktan 11 gün sonra nasıl geri döndüğünü onlardan öğreniyoruz.
Meğer Guaido dokunulmazlığı olan ABD, Almanya, Fransa, Kanada ve Brezilya büyükelçilerinin çemberi içinde ülkesine dönebilmiş.

Oysa Batılı ajanslar ABD kuklasının, milyonlarca destekçisi tarafından karşılandığını ve beraberinde dev bir insani yardım zinciriyle sınırdan girdiğini duyuruyorlardı.

Şimdi anlaşılıyor ki, bunlar doğru olmayan bilgiler.
*
Venezuela dışında geçirdiği 11 gün boyunca Guaido nerelerde ne yapmış hepsini izlemiş dünya entelektüelleri.
Önce Kolombiya’ya gitmiş. Orada ilk görüştüğü kişi ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence olmuş. Sonra da Güney Amerika ülkeleri ve Kanada’nın oluşturduğu Lima grubuyla masaya oturmuş.
Ama bu kadarı yeterli olmamış, Brezilya’nın, Arjantin’in ve Paraguay’ın faşist liderleriyle teke tek görüşmeler yapmış. Yine yetmemiş, Washington tarafından çok sevilen Ekvador’un Devlet Başkanı Morena’yla görüşmek için Ekvador’a gitmiş.
Yani Guaido büyük tur yapmış.
İlginçtir tur boyunca nereye giderse gitsin, kiminle görüşürse görüşsün ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan müsteşar Kimberly Breier Guaido’yu hiç yalnız bırakmamış. Zaten Breier’in Bakanlık içindeki lakabı “eğitici”ymiş. 
Müsteşar, bakanlığın web sitesinde de “20 yılı aşkın deneyime sahip bir politika ve istihbarat uzmanı” olarak tanımlanıyormuş.
*
Başta Ulusal Demokrasi Vakfı olmak üzere ABD kurumlarından mali destek alan sağcı Halk İradesi partisinin üyesi Guaido, Venezuela’da olası bir rejim değişikliği operasyonu için ABD istihbaratınca özel olarak yetiştirilmiş. 
23 Ocak’ta kendisini geçici devlet başkanı ilan ederken de sırtını Washington sıvazlıyormuş.
Ne ki Guaido Venezuela’yı askeri müdahale olmadan teslim alamayacağını anlamış bulunuyor. 
Ancak… ABD işbirlikçisi Güney Amerika ülkelerinin askeri müdahaleye karşı çıktıkları belirtiliyor. 
O zaman geriye Venezuela ordusunun Caracas’da darbe yapmasından başka seçenek kalmıyor. Onun için de hem ABD’nin, hem Lima grubu ülkelerinin, hem de Avrupa’nın diplomatik baskının yanısıra mali baskıyı da yoğunlaştırması gerekiyor.
*
Son seçenekse ABD’nin Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un anımsattığı Monroe Doktrini. Yaklaşık 200 yıl önce dönemin ABD Başkanı James Monroe tarafından ortaya konulan güvenlik ilkeleri.
İçeriği kısaca şöyle: ABD kendi güvenliği adına tarafsızdır. Ancak güvenliği tehlikeye düştüğünde savaşa girmekten kaçınmaz.
Yani Bolton ABD’nin güvenliğinin tehlikede olduğunu ileri sürerek Venezuela’ya askeri müdahalenin meşru olacağını savunuyor.
Ama Bolton’un bu görüşünü şu anda kendisinden başka savunan yok…

(Kaynak: WSWS/Bill Van Auken)

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X