Niyazi Pakyürek
Niyazi Pakyürek

ABD’nin Balkan politikaları

ABD’nin uluslararası siyasette temel hedefi küresel çıkarlarını öncelikli olarak sürdürmektir. Yönetimin Cumhuriyetçilerde veya Demokratlarda olması bu gerçeği değiştirmez.

ABD soğuk savaş sonrası Rusya’nın Balkanlar’da güç kaybetmesiyle birlikte sonuç odaklı hamle yapabilen tek küresel aktör konumuna yükselmiştir. Almanya’nın da hesapları olmuştur ancak sonuç alamamıştır.

Soğuk savaşın bitmesiyle Yugoslavya’da yaşanan etnik ve dini çatışmalar, ABD’nin Balkanlar’da etkinlik alanın önünü açmıştır. ABD daha önce bu coğrafyaya yabancıydı. Şimdi Balkan coğrafyasında oluşmakta olan yeni çıkar bölgesini siyasal, ekonomik, güvenlik ekseninde liberal değerlerle dönüştürmek peşindedir ve şu ana kadar büyük mesafe kat etmiştir.

Nihai olarak ABD’nin stratejisinde NATO ve AB, Balkanlar’da Rusya’nın hareket alanını kısıtlayan kurumlar olarak dikkat çekmektedir. NATO’nun genişlemesi kapsamında Balkan ülkelerinden 2004’te Bulgaristan ve Romanya, 2009’da Arnavutluk ve Hırvatistan son olarak ta 2017’de Karadağ birliğe üye olmuşlardır.

ABD bugün Balkanlar’ın tek hâkimidir. Sırbistan’ı hariç sayabilirsek özelikle de Arnavutluk, Kosova ve Makedonya’da hâkimiyeti çok açıktır.

ABD’nin Kosova, Bulgaristan ve Romanya’da askeri üslerinde toplamda binlerce askeri vardır. Ayrıca bu ülkelerde oluşturulan siyasi partilerin liberal demokrat çizgilerinin yanı sıra AB ve NATO ekseninde politika yürütecek bir kalıpta ortaya çıkmaları da düşündürücüdür.

ABD’nin Kosova’da yaptığı devasa askeri üs, Makedonya’da Türk Büyükelçiliğinin biraz üstünde yaptığı büyükelçilik iddiasını ortaya koymaktadır. Yine bu iki ülkede siyaset tamamen ABD’nin kontrolü altındadır. Hiçbir siyasi parti ABD’yi karşısına almak istemez. Siyasi aktörler Amerikancıdır.

Soğuk savaş sonrasında ABD, Balkanlar’da liberal ve demokrat politikalar ekseninde hem ana siyasal kitle üzerinden hem de azınlıklar üzerinden siyaset yürütebilecek derinliğe kavuşmuştur.

Şu anda Balkanlar’ın büyük kesiminde ABD’nin tek rakibi Türkiye’dir. ABD de bunun farkındadır. Üsküp kalesinde yaptığı büyük elçilik de bunun bir sonucudur diyebiliriz. Makedonya’da halk arsında söylenen bir söze göre; ABD büyük elçilik binasını yaparken bir ABD subayı, “Türkler burada ne kadar süre kalmışsa biz bir yıl fazla kalacağız” şeklindedir.

Türkiye Tika ve Yunus Emre vakıflarıyla bu coğrafyada çok güzel icraatlar yapmaktadır. Bu da halkların nezdinde büyük itibar görüyor.

Önemli bir husus da Türkiye’de faaliyet gösteren Balkan derneklerinin durumu. Maalesef bu dernekler arzu edilen olması gereken  faaliyetlerin çok gerisindeler. Daha doğru bir ifadeyle bu dernekler, işin farkına varabilmiş değiller. O coğrafyada dernekler vasıtasıyla çok önemli işler yapılabilir ve yapılmalıdır. Bu rekabetten ancak bu şekilde başarılı çıkarız.

ilk yorumu sen yap

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

BUGÜN EN ÇOK OKUNANLAR

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz..
X